"Söyle, Shizu-chan?" Yatakta yan dönmüş uzanan Izaya bir elini çenesinin altına koyarak kendini destekledi. Kızıla çalan gözleri tüm bu sinsiliğin altında yatan masumiyeti o kadar güzel gizliyordu ki Shizuo bu duygunun Izaya'da bulunmadığını düşünmeye başlamıştı. "Neden?"
"Bir nedeni olmasına gerek yok." Sarışın, ondan beklenmeyecek kadar sakindi. Ürkütücü bir sakinliği olduğu inkâr edilemezdi, zaten Izaya da onun en çok bu sakin hallerini sevmiyor muydu? Hayır, evet, belki? Izaya bu konuda fazlasıyla kararsızdı, sakin Shizuo hareketlerini tartabilen Shizuo demekti zira. Shizuo'nun aptal görünümünün altında yatan zeki adam tarafından yargılanmaktan nefret ediyordu. Ama itiraf etmeliydi ki sakin hali etrafında dönen olayları anladığında ve Izaya'yı kaybetmeyi riske atamayacağını fark ettiğinde sarışının yüzünde oluşan o ifadeye bayılıyordu.
"Hm, eğer öyleyse..." Izaya yattığı yerden doğrulup, oturur pozisyonda sigara içen sevgilisine arkadan sarıldı. Tuhaftı belki ama, onu elleri altında hissetmeyi seviyordu. "Belki bir tür daha yapmalıyız."
"İstemiyorum." Shizuo sert bir tonla söylediği sözleri, bir anda ayaklanıp yerdeki kıyafetlerini toplamaya başlayan Izaya ile yumuşamıştı. Siyah saçlının bileğini tutup çekerek çıplak bedeni üzerine düşürdü. Izaya güldü, Shizuo'nun yüzünde yine 'o ifade' vardı. 'Beni yalnız bırakma' ifadesi.
"Bir karar ver artık Shizu-chan, beni istiyor musun istemiyor musun?"
"Vereceğim cevabı biliyorsun, aptal pire." Shizuo sigarasını söndürüp kül tablasını da elinin ulaştığı bir yere koyarken öteki eliyle Izaya'yı sıkı sıkı tutarak kaçmasına engel oldu, bu hayatta en korktuğu şey yalnız kalmaktı. Bütün bunların sorumlusunun elinin altındaki bu pire olduğundan da haberdardı gerçi, fakat ne kadar kin tutarsa tutsun geçmişi de geleceği de değiştirmeye gücü yetmezdi. Yapabileceği tek şey pirenin istediği kadar kendisi ve insanlarla oynamasına izin verip ona kucağını açmaktı, yoksa bu şehirde yanına yaklaşmaya yeltenecek başka hiç kimse kalmayacaktı.
Shizuo, Izaya'yı kucağına doğru çekerken burnuna gelen sigara kokusu eşliğinde gözlerini kapattı. Sahip olduğu şey huzur değildi belki, ama onu asla yalnız bırakmamaya kararlı olan bu meretin birlikteliğinden de rahatsız olduğu söylenemezdi.
"Shizu-chan," Izaya başını Shizuo'nun köprücük kemiğine yaslayıp yukarı baktı. "Ben de seni seviyorum."
Cevap olarak gönülsüz bir homurtu aldı.
+++++
Evet, öhöm ben Scorpie. Kısa tutacağım, bu muhtemelen buradaki son yazım. Belki canım isterse başka hesaplarda yazmaya başlarım, belki hiç dönmem. Şu ana kadar okuyarak bana destek veren herkese çok teşekkür ederim <3