Kurs çıkışı kulağındaki kulaklığında dinlediğin slow müziğin ile yavaş yavaş eve giderken birden aklına sıranın altına bıraktığın cüzdanın geldi. Kantine indikten sonra oraya bırakmıştın ama çantana koyup koymadığını hatırlamıyordun.
Hızlıca çantayı kucağına alıp gözleri aceleyle karıştırdın. Hiçbir gözde cüzdanın yoktu. Sinirle ayağını yere vurdun.
" ya bir bu eksikti" bileğindeki saate baktığında 7.30 olduğunu fark ettin. Okul her an kapanabilirdi.
Daha fazla vakit kaybetmeden okula doğru yürümeye başladın. Biraz uzaklaşmıştın okuldan o yüzden hızlı hızlı ilerlemeye özen gösterdin. Bir süre geçtikten sonra hâlâ ışığı yanık olan okuluna ulaştın. Koşarak girip sınıfına çıktın. Arka sıralara ilerleyip sıranın altındaki cüzdanını eline aldın. Şükürler ederek cüzdanına sarıldın. Her şeyin onun içindeydi. Tam, bu günde yırttık dediğin anda birden tüm ışıkların gittiğini gördün.
" Hey durun. " önünü tam göremediğin için telefonunu çıkarıp aceleyle flaşını açtın. Koşar adımlarla sınıftan çıkıp merdivenleri üçer beşer atladın.
" bekleyin lütfen. Kapıyı kapatmayın." boş okulda sesinin güçlü şekilde yankılanmasına rağmen gürültülü şekilde kapanan kapını sesi seni şok etti.
" hayır ya bu ne şimdi?" kapıyı açmak için bir süre zorladın ama faydası yoktu.
" ne yapacağım şimdi?" çaresizce sırtını duvara yaslayıp düşünmeye başladığın anda ışıklar birden açıldı.
" önce ışıkları açacağız. " koridorun ucunda yankılanan sesten sonra rengârenk gömleği ile Mark gözüktü.
" Mark!" onu görünce o kadar çok sevinmiştin ki bu koca okulda tek başına tüm geçeni geçirmek zorunda değildin.
Göz göze geldiğinizde Mark kocaman gülümsedi. " seni takip ettiğim için suçlu hissetmem gerek galiba ama..."
" saçmalama burda olduğun için sana teşekkür bile ederim. " hızlı adımlarla yanına gidip birden ona sarıldığında anlık bir durakladı ama sonra o da ellerini senin beline sardı.
" tamam korkma ben burdayım. "
ondan ayrılıp etrafa bakındın. " burdan nasıl çıkacağız Mark?"
" sanırsam pek mümkün değil. Benim burda olmama rağmen çıkmak mı istiyorsun?"
Elini saran elini hissettiğinde ellerinize baktın. " şey... Benim klostrofobi var. Kapalı alanlarda kalmayı sevmiyorum. "
Mark elinin titrediğini hissedince tedirgin oldu.
" ciddi misin? Tamam sakin ol (ismin) şimdi birilerine ulaşmaya çalışacağım. "
Onu başınla onayladın daha sonra zorla nefes almaya çalıştın. Elinin arasındaki eli daha çok sıktın her dakika. Bacaklarının bağı çözülüyor gibiydi. Mark yanında olduğu için korkmuyordun aslında ama bu hastalık seni bu hâle getiriyordu.
" tamam güzelim sakin ol. Açtıracağım kapıyı. " Mark telefonu kulağına götürdü. Birkaç saniye sonra telefon açıldı.
" Jackson, okulda kaldık (ismin)'le. Bir şekilde kapıyı açtırman lazım. Hizmetliye ya da müdüre ulaşır mısın?"
" tamam hızlı ol bekliyorum. "
Telefonu kapattıktan sonra seni sıkıca tutarak yere oturttu. Kendisi de yanına oturdu.
" sakin misin? Birazdan çıkacağız burdan. "
Onu onayladın ama her halinden belliydi kötü olduğun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOT7 MİNİ KURGU
FanfictionBu kitapta ne mi yapacağız? Bu kurguda sen varsın. Her kurguya seni koydum. Sadece oku ve hayal et. Hâlâ duruyor musun? E hadi :) İlk mini hayran kurgular kitabı Başlangıç: 31 Ağustos 2019 ((((Every day Got7))))