Selamun aleyküm.
Bölüm Şarkısı:
Mehmet Güreli ~Kimse Bilmez🥀
"Çekip gitmek sevdaya dahil değil*..."
🥀
Ne acılar ne imtihanlar vardı şu dünyada Ya Rabbi. Kanadı olanın kanadı kırılır, sesi olanın sesi kısılır, gözü olanın gözü kör olur, yüreği olanın yüreği kor olurdu. Sanki kuvvetli bir el kalbimizi kavrıyor acımasızca çekip alıyor göğüs kafesimizin ardından, biz acıyla kıvranırken kalbimizi acılarla, kederle, elemle, imtihanlarla zımparalıyordu.
Bu bir noktada kötüydü. Bir noktada iyi.
Kötü olanı çok can yakmasıydı. Kaburga kırıkları öyle can yakıyordu ki. Ardınd ki boşluğu bir türlü kapatamıyor, çığlıklarla insanı kıvrandırıyordu. Kalp zımparalandıkça insanın aklını yitirmesine sebep olacak ağrılar sızılar veriyordu ruhuna hala sağsa.
İyi olan yanı ise üzerindeki süveyda parça parça oluyordu. Günahlar renginden taviz veriyordu. Zımpara ince bir deri tabakası gibi duran günahları, suizanları, kirli düşünceleri soyuyor kanata kanata, ağlata ağlata yara bere içinde kalbi arındırıyordu.
Günahlarının bedelini bu dünyada ödeyip arınanlar ne şanslıydı. Ya ahiretin o çetrefilli hesabına bırakılan günahlar? Ah...
Sırtım kapıya dayanmıştı. Şu an dayanacak başka somut bir şeyim yoktu. Ela artık ağlamıyordu. Göğsümde iç çekiyor benim gibi uzaktan gelen ince ezan sesini dinliyordu. Gözlerim pencereden görünen gökteydi. Maviliğini kaybederek kusurları örten gece, yeni günahlara engel olamıyor, acıya şifa bulamıyordu.
Midem bulanıyordu. Kusmak için minik bahaneye ihtiyacım vardı. Ela'nın kalbini zımparalayan acılar benim kalbime birer ok gibi saplanıyor, afallamama sebep oluyordu.
Ne büyük yanılgıya düşmüştüm Ya Rabbi. En tasasız, neşeli görülenler en katran karası acıyı taşıyanlardı belki de.
Ezan bittiğinde Ela'yı kaldırdım. Kana bulanmış beyazlarıyla bana bakıyordu şimdi. Ellerimle yanaklarını kavradım.
"Şimdi abdest alacağız. Akşam namazını kılacağız. Ardından sen bana anlatmak istediğini anlatacaksın ve beraber çare bulacağız. Tamam mı ablacım?" Kafasını salladı. Önce yorgun bedenimi kaldırdım. Ardından ellerinden tutarak onu kaldırdım.
Odasındaki banyoya taşıdım. Abdest almasına yardımcı olduktan sonra kendim hızlıca abdest aldım. Yan yana şallarımızı bağladıktan sonra odasına geri döndük. Çekmeceden çıkardığı namazlıkları serdi. Namaza durduk. Ruhuma takılmış kancalar geri çekilirken yüklerim eğildikçe omuzlarımdan dökülüyordu. Ela'nın hıçkırıklarla kıldığı namazın ardından uzun müddet öylece oturduk seccadenin üzerinde. Ellerimi kavuşturdum.
Müslüman kendini namazla, duayla ve aziz Kur'anla tedavi edemeyecekse başka neyle tedavi edebilirki, derdi Hümeyra Teyze.
Toparlandığında yüzümü ona çevirdim. Kafasını eğmiş ellerine bakıyor, elleriyle oynuyordu.
"Seni zorlamayacağım fakat sana yardımcı olmam için bana bir şeyler söylemen gerekiyor." Dudaklarını ısırdı. Derin derin nefesler aldı.
"Bana inanmazsın ki..." dediğinde uzanıp ellerini kavradım. "Allah şahidim olsunki yargılamayacağım seni." Dudakları titredi. Sustuğunda hiç konuşmayacak sandım. Ellerimi ellerinden ayırmadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kekre
Romanzi rosa / ChickLitTAMAMLANDI Geçmiş bir gölge gibi takip ediyordu kadını. Onu büyütenler, kirli eller ve yaptığı tercihler kanatlarını kırmıştı. Gökte asılı kalmış bir güvercin gibi çırpınıyordu. Geçmişten bir adam çıkıp geldi. Gözleri deniz, yüreği kafes, kalbi mem...