Chanyeol's Duties || ChanBaek

The Boy Who Faints

Chanyeol yaklaşık iki haftadır ne Baekhyun'dan, ne Baekbeom'dan, ne de Robot'tan haber alabiliyordu. Koskoca iki hafta.

Baekhyun'u hastanede ziyaret edişinden beri ona ulaşmamıştı. Arada bir Sehun ona anlatmasa hiçbir şey bilmediği için kafayı yiyebilirdi.
"Hâlâ Baekbeom'u mu düşünüyorsun Yeol?"

Kyungsoo bir taraftan yemeğini yerken bir taraftan da endişeli bir şekilde arkadaşına bakıyordu. Chanyeol omuzlarını silkerek gülümsedi. "Aslında Baekhyun'u düşünüyordum."

"Kafam karıştı, sevgilin olan Baekbeom değil miydi?"

"Yani... Takıldığım kişi Baekbeom ama..." Chanyeol söylemekle söylememek arasında kaldı. "Sanırım hoşlandığım kişi Baekhyun."

"Şaka yapıyor olmalısın." Kyungsoo gözlerini iyice büyüterek ona baktı. "Sen kafayı mı yedin? Onlar ikiz!"

"Biliyorum Soo! Boka battığımın farkındayım!" Chanyeol derin bir nefes aldı. "Ama Baekbeom'la aramızda o şekilde bir ilişki yok. Eğer başka biriyle olmak istediğimi söylersem anlar."

"O zaman yap. Neyi bekliyorsun?"

"Baekhyun onunla olmaya devam etmemi söyledi."

Kyungsoo kaşlarını çattı. "Bana daha önce bundan bahsetseydin işler buraya kadar gelmeden önce çözerdik. Niye her şeyi kendine saklarsın ki?"

"İnsanlara eşcinsel olduğunu söylemek o kadar da kolay değil."

"İnsanlara belki, ama ben senin arkadaşınım."

"Tabii, elbette." Chanyeol önündeki makarnadan büyük bir çatal aldı. "Neyse, daha fazla aşk hayatım hakkında konuşmak istemiyorum."

"O zaman kafanı dağıtacak güzel bir haber vereyim!" Kyungsoo mutlu bir şekilde ellerini çırptı. "Akşama bizim evde minik bir parti yapalım dedik. Kusana kadar içeriz."

"Kimler geliyor?"

"Jongdae, ben ve Kris."

"Üzgünüm, ablama bakmam gerek."

"Kris'le barışmayı düşünmüyor musun cidden?"

"Bu ara kafam çok yoğun. Kris'le uğraşamam." Chanyeol öğle  yemeği bittikten sonra hemen sınıfa giderek kulaklıklarını taktı ve kendini dış dünyadan izole etti.

***************

"Abla, ben geldim!" Chanyeol çantasını kapının kenarına fırlattı ve salona koşarak ablasının alnını öptü. "Nasılsın? Aç mısın?"

Hemen ablası için hazır çorba yapmaya başladı.

Çorbayı iyice sulandırdıktan sonra büyük bir bardağa boşalttı ve içine bir pipet koyarak ablasının ağzına sabitledi. "Hazır çorbadan bıkmış olmalısın... Sınavlar azaldığında çorba yapmayı öğreneceğim, söz."

Ablası çorbayı yavaş yavaş içerken o da hızlı bir duş aldı. Belindeki havluyla evde boş boş dolaşarak kurutma makinesini ararken kapının çalmasıyla irkildi.

Yavaş adımlarla kapıya yaklaştı ve aynı yavaşlıkta kapıyı açtı. Dağınık siyah saçlar ve piercingli dudak tam karşısında duruyordu.
"B-baek-?"

Baekbeom onun yakasına yapışıp hızlıca kapıyı kapattı ve onu odaya sürükledi. "Baekbeom, ablam yan odada." Kapıyı arkasından kapatır kapatmaz parmak uçlarına çıkarak Chanyeol'un dudağına yapıştı.

Bir saniye, odamı ilk denemede nasıl tutturdu ki?

Chanyeol neye uğradığını şaşırmış bir şekilde ona karşılık veriyordu. Elleri otomatik olarak Baekbeom'un kalçasına kaydığında Baekbeom'un gülümsediğini hissetti.