[Odamda olan odamda kalır]

40.1K 3.4K 2.8K
                                    

Yine kontrol edemedim :") hatalarım varsa çaresi ıslak odun.

•••

"Hayatta gelmem! Götüm başım morarmış zaten!"

"Gelmezsen gelme köpek! Manyağa bak, sanki ısrar ediyorum."

Önümdeki sert yastığı sinirle inlerken kafasına fırlatmıştım. Kafasına çarpan yastıkla acıyla inlese de umursamamış, odadan hışımla çıkmıştım.

"Bekle!" bağırsa da durmamış, koridoru geçip merdivenleri hızla inmiştim ama dış kapıyı açtığım sırada elini birden kapıya koymuştu ve kapı sertçe kapanmıştı. Bedenim kapıyla Jungkook arasında tost olmuştu.

"Benimle gel diyorsun ama istemediğimi söyleyince triplere giriyorsun. Ben seninle her yere gelmek zorunda mıyım acaba?"

Alnım kapıya yaslıydı. Tam solumda olan yüzü ve konuşması boyunca omzuma değen çenesi yüzünden kalçamı arkamdaki varlığına değdirmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Dedim ya Jungkook" kapıya bakan yüzümü yüzüne çevirmiştim. Burunlarımız birbirine sürtünmüştü.

"Gelmek zorunda değilsin"

Onunla oynayacağımı söylüyordum. Kavga edeceğim diyordum ama kendimi yine onun yanında, kedi gibi mırıldarken buluyordum. Şimdi bile sinirim, yakınımda olan yakışıklı yüzü nedeniyle kuytu köşelere saklanmıştı.

Kendime hakim olamamış, burnu ve dudağı arasında kalan belirgin çukura bastırmıştım dudaklarımı. "Hatta sen şey yap" kalçamı, uyuyor olsa da hissedilen erkekliğine itmiştim aniden. "O sarışın çocuğu bul. Ben de işim bittiğinde eğlenmeye gideceğim. Dün hiç eğlenmedim. Eğlencemi fena avladın"

Genzinden derin bir hırıltı dökülmüştü ve alt bedenini hayvani bir güçle kalçama itmişti. Dudaklarımdan cilveli bir inleyiş dökülmüştü ve aralık dudaklarıma arsız gülümsemem yerleşmişti. Cidden tam bir hayvandı. Bedenim kapıya öyle sert çarpmıştı ki bir an kemiklerim kırılacak sanmıştım.

"O küçük sarı civcivin, senin gibi bir hayvana dayanabileceğini sanmıyorum"

Yüzlerimiz hala birbirine bakıyordu. Gözleri ateş saçıyordu ve kaşlarını çatmıştı. Keyifli ifadem onu sinirlendiriyordu. Benim de istediğim buydu zaten.

Parmaklarımı boynuna sardım yavaşça. Elimin altıkdaki gergin deriyi okşarken, dilimle dudaklarına dokunmuştum. Kalçam ise yerinde bir saniye olsun durmuyor, onun varlığının üzerinde dans ediyordu. İfadesi anında yumuşamış, gözlerim baygın bakışlarının esiri olmuştu.

"Ne kadar dayanıklı olduğumu görmek ister misin?"

Dilim, dudakları üzerinde bir kez daha kıvrılmıştı ve aralık dudaklarından içeri girmiş, dişleriyle dilimi aniden kavramış ve emmişti. İki eli de belimi kavrayıp kalçamı uzunluğuna yapıştırdığı anda dili dilime çarpmış, gözlerini sıkıca kapatmıştı.

Ben onun içimi kavuran mimiklerini görebilmek, gözlerimi açık tutabilmek için savaş veriyordum. Sol elini kavrayıp karnıma kadar sürüklemiş, şortumun içine sokup beni tamamen kavramasını sağlamıştım.

Gözleri aniden irice açılmıştı ve bedenini bedenimden uzaklaştırmıştı. "Tanrım!" pantolonunun önünü avuçlamıştı birden. Dudaklarımdan ufak bir kıkırtı çıkmıştı. Hala pozisyonumu bozmamıştım. Ellerimi kapıya dayayıp kalçamı iyice öne çıkarmış ve oyuncu bir tavırla sallamıştım.

"Koca bebeğim, dövmemi görmek ister mi?"

"Dövme?"

"Merak ediyorsan bakmalısın"

Cute Bitch •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin