Biliyorum bu bölümde kısa ama uzun yazmayı beceremiyorum. Multimedyada Metallica-Nothing Else Matters var. Iyi okumalar ^ _ ^
.
Arda'yla ışıklara gidicektik. Kapalı yoldan aşşağı indik. Kale İçi'nde dolaştık, limana indik. En son ışıklara geldiğimizde saat 3'ü bulmuştu. Işıklara gelene kadar bana o kadar çok dondurma yedirmişti ki kafayı bulmuştum. İçtiğim içkininde etkisiyle sarhoş gibi dolanıyordum. Şarjı nerdeyse bitmek üzere olan telefonumdan Metallica-Nothing Else Matters'ı açtım ve bağırarak söylemeye başladım.
" So close no matter how far
Couldn't be much more from the heart
Forever trusting who we are
And nothing else matters..."
Normalde böyle davrandığınızda yanınızdaki insanlar sizi tanımıyormuş gibi yapar. Nede olsa gecenin 3'ünde ışıklarda bağıra bağıra Metallica söylüyorsunuz. Ama Arda öyle yapmadı.
" Never opened myself this way
Life is ours, we live it our way
All these words I don't just say
And nothing else matters..."
Evet, ikinci kıtayı o söyledi. Ve gece boyunca Metallica şarkılarını bağırıp durduk. Kaç tane terlik attıklarını hatırlamıyorum. Sonra uyuyakalmışım.
Uyandım. Arda koluyla beli belimden sarmış, bende başımı omzuna koymuş bir şekilde Burger King'in duvarına yaslanmıştık. Arda hala uyuyordu. Telefonumu alıp saate baktım. 12. Öğlen olmuş. Cevapsız aramaları görünce şok oldum. 189 cevapsız arama. 154 tanesi annemden. Hassiktir. Ona 11'de evde olurum demiştim. Neyse beni dinleyince anlicaktır.
"Bence eğlendin ha?" Arda beyde uyanmış sonunda.
"Hemde nasıl. Ama şu an hemen eve gitmeliyim. Herşey için sağol. Süper bir moral vericisin. Numaramı telefonuna yazdım, sen kaydedersin." Yanağına bir öpücük konudurup koşarak ordan ayrıldım.
Telefonuna numaramı dün yazmıştım. Ama o kendininkini yazmak istememişti. Bende sorun değil demiştim ve şarkıya devam etmiştik. Ama şu kesin ki hiç bu kadar eğlenmemiştim.
Koşarak otobüse bindim ve eve gittim. Kapıyı elimden geldiğince sesizce açtım.
"Kızım nerdesin sen çok endişelendim senin için?!" Ağladığını belli eden şişmiş gözleriyle annem karşımdaydı.
"Anne..." Cümlemi tamamlayamadan ağlamaya başladım. Gidip anneme sarıldım. Bu beni rahatlatmıştı.
"Anlatmana gerek yok. Ne olduğunu biliyorum. Endişelenme, seni anlıyorum. Sadece... keşke bir telefon etseydin be kızım?"
"Üzgünüm anne."
"Senden bişey anlatmanı istemiyorum. Sana güveniyorum. Hadi simdi git bir duş al. Üstünü değiştir. Bugün okulu ektin zaten. Istersen bir süre gitmeyebilirsin."
"Çok teşekkürler anne."
Insanın anlayışlı bir annesi olması süper birşey. Herşeyini paylaşabileceği. Işte ben tamda buna sahibim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAÇMALIK
Teen FictionAsfsdgasfdsfctsgfsygdfshsdgfaystdgfhatsgdfhatefdyahtsgfdhasgdfhasgdfayshtdgfahsndgasfhdgasfd. Selam. Ben Francisco Lachowski'nin karısı Jessiann Gravel jdbfksaujhd. Hayır mal mısınız bende o kadar şans ne arar. Francisco Lachowski'nin karısı olmayı...