Başım inanılmaz derecede ağrıyordu, ellerimi başıma götürüp saçlarımı çekmeye başladım, canımı acıtacak kadar çektiğimde kendime geldim. Gözlerim çok acıyordu ve yanıyordu neredeyse açmakta zorlanıyordum. Yavaşça gözlerimi aralayıp soluma doğru iyice sokuldum. Tenime değen sıcaklık hoşuma gidiyordu, hala deli gibi uykum vardı bu yumuşacık yataktan saatlerce çıkmak istemiyordum. Bir dakika yumuşacık yatak mı ne yatağı? Neredeydim ben ? Aniden gözlerimi açıp nerede olduğuma bakmak istedim.Gözlerim yerinden fırlayacakmış gibi açıldığında gördüğüme inanamadım, ben Demir'in göğsünde yatıyordum, kolumu ona atmış iyice sokulmuştum onunda sol eli başının altında, sağ eliylede belimden beni iyice kendine sarmalamıştı. Hayır hayır! Bu gerçek olamaz deyip gözümü ovuşturmaya başladım. Bunun bir rüya olmasını diledim, Demir ve ben aynı yataktaydık hemde sarmaş dolaş.
Bacaklarımı yarıya kadar örten ince pikeyi ayağımla iteklediğimde üzerimdeki elbisenin artık olmadığını, onun yerine bana fazlaca büyük gelen tahminimce Demir'e ait olan bir tişört olduğunu gördüm. Tişört kalçalarıma kadar sıyrılmış Demir'in eliyse tam kalçamın üstündeydi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde altında çamaşır olduğunu ummuştum. Onun üzerinde de baksırdan başka bişey yoktu üstü tamamiyle çırılçıplaktı ve benim kolumda onun göğsündeydi. Bu bir tür rüya falan olmalıydı.
Hemen kolumu Demirin göğsünden çekip yatakta doğruldum üzerimde ki tişörte bakıp bunu nasıl giydiğimi düşündüm. Ama hayır bunu ben giymemiştim, peki ama kim? Lanet olsun bunu bana Demir mi giydirmişti. Elbisem ? Elbisemi Demir mi çıkarmıştı?
Aman Allah'ım yoksa biz.. Biz şey...Ufak bir çığlık atıp elimi ağzıma kapattığımda Demir uykulu gözlerini açıp bana baktı. " Nisan neler oluyor iyi misin? " diye sordu tedirgince.
" Demir.. Sen neden benim yanımdasın ve ben niye senin kucağında uyuyorum, bu üzerimde ki şey de ne? " diye sordum yarı kızgın yarı şaşkın bir halde.
" Başka seçeneğim yoktu dün gece seni o halde bırakamazdım güvenliğinden emin olmam gerekiyordu o yüzden seni kendi evime getirdim "
" Kendi evine mi ? " Bir anda beynim dün geceyi hatırlamıştı.
Dün gece.. Ahh kahretsin Mert! Bunu yaptığına inanamıyorum. Mert dün gece beni herkesin önünde rezil etmişti. Üstelik kör kütük sarhoş olup mekanı basmıştı ve beni zorla götürmeye kalkmıştı, üstüne oda yetmezmiş gibi Demir'e saldırmıştı. Demir'in onu fena benzettiği gözümün önüne geldi.
Sonra mekandan hızlıca çıkıp deli gibi koştuğumu hatırlıyorum, Demir arkamdan bağırıyordu ama ben durmuyordum, koşmaya devam etmiştim oradan uzaklaşmak istiyordum, ben biraz daha koştuktan sonra Demir beni yakalamıştı, bana sarılıp sakinleştirdiği kısım net olmasa da hatırımdaydı. En son arabaya bindiğimizi ve Demir'in omzunda hıçkırdığımı hatırlıyorum ama sonrası.. Zihnimi ne kadar zorlasamda sonrası yoktu, hatırlayamıyordum..Demek o arada Demir beni kendi evine getirmişti üstümü değiştirip yanıma uzanmıştı, peki ama hangi hakla !!
" Sen ! Sen hangi cesaretle benim yanımda uyursun !! " diye kükredim.
" Aslında o kısımda sorumluluk tamamen sana ait " dedi.
" Nasıl yani benimle ne alakası var " diye sordum merakla.
" Dün gece seni yatağa yatırdığımda gitmemi istemedin. Emin olamayıp bir kaç defa gitmeye çalışsamda sürekli sayıklayıp durdun, en sonunda da çok üşüdüğünü ve yanında kalmamı isteyince bende daha fazla dayanamayıp yanına yattım, sana bişey olacak diye de yanından ayrılamadım "
" Buna inanmıyorum. Ben asla böyle birşey yapmam delirmişsin sen ! "
Demir sağ kolunun üzerine doğrulup,
" İster inan ister inanma ama dün gece tamamen böyle oldu ! " diye kükredi. Bir an onun patronum olduğunu hatırlayıp ses tonuma ve sözlerime daha dikkat etmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AURORA
RomanceOnun gözleri.. Siyah ve dipsiz bir kuyu gibi, sıcak ama aynı zamanda da soğuk, belirsiz ama bir o kadar da anlaşılmayı bekleyen. Ah.. sen bana ne yapıyorsun böyle .. Kimdi bu esrarengiz adam .. Gözlerinin derinliklerinde kaybolduğum, bana daha önce...