Elimdeki kağıda kararsız gözlerle bininci kez bakarken,titreyen uzuvlarımı önemsememeye çalışarak menajer hyunga uzattım.Anlayışla gülümseyip sırtımı sıvazlarken her şeyin iyi olacağını söylüyor gibiydi?Her şey iyi olacak mıydı,bilmiyordum ancak bir yerden başlamak zorundaydım.Elime geçecek bu fırsatı değerlendirmeseydim olmazdı.Her şeye rağmen ben Kim Wooseok'tum.Onca zorlu yılları aşmış,çabalamış,savaşmış arkasında dostları ve ailesi olan biriydim.İncinsem bile her zaman yanımda olacak insanlar vardı.Onların endişeli bakışlarının boşa olduğunu göstermek için bile olsa başaracaktım.
''Hazır mısın,Wooseok?''Jinhyuk,kendi kağıdını menajer hyunga verirken en az benim kadar gergindi.Neler olacağını bilmiyorduk,bilemiyorduk.Belki ilk elemede elenecektik belki de hayallerimize giden yolda büyük bir adım atacaktık.Şu an emin olduğumuz tek şey bir yola çıktığımızdı.Beraber.
''Evet,hazırım.Sonunda başlıyoruz,ha?''Üzerimdeki gömleğin kurdelesini düzeltip aynadaki yansımama bir bakış attım.Dikkat çekeceğim kadar gösterişli,iz bırakacağım kadar yakışıklı olmaya çalışmıştım.Hafif dalgalı saçlarımı son kez düzeltip,bizi almak için gelen siyah araba görüş alanıma girdiğinde derin bir nefes aldım.Başaracaktım,başarabilirdim.
''İkimize de iyi şanslar!Üstesinden geleceğiz!''Jinhyuk gülümsedi ve elimden çekerek beni göğsüne yasladı.Beceriksizce sırtımı okşadığında sarılmasına karşılık verdim ve sırtını patpatladım.Bize güvenmekten çok temennisini dile getiriyor gibiydi.Aynı şekilde gülümsedim ve kollarından ayrılarak arabanın arka kapısını açtım ve içeri geçtim.Koltuğun soğuk derisi vücudumu sarsarken cam kenarına geçip,Jinhyuk'un yanıma gelmesini izledim.Menajer hyung ön koltuğa oturup şöfore başını salladığında araba çalıştı ve hareket etmeye başladık.İşte gidiyorduk.
Yol boyunca birkaç selca çekip çalan müziklere odaklanmaya çalıştım.Programın çekileceği yere gelmeden önce dinlediğimiz son şarkıyı daha önce dinlemediğimi fark etmiştim.Sevdiği kadınla ne kadar farklı olduğunu insanın içine işleyen yumuşak bir tonla dile getiriyordu şarkıcı.Solo çıkış yapan bir idol müydü yoksa herhangibir sanatçı mıydı gerçekten bilmiyordum.Tek bildiğim hem rapinin hem vocalinin gayet stabil ve kulağa güzel geldiğiydi.
''Jinhyuk,bu şarkıyı biliyor musun?''Telefonundan başını kaldırıp şarkıya odaklandığında başını iki yana salladı ve tekrar telefonuna döndü.
''Bizimle röportaj yapmışlardı,hatırlıyor musun?Victon ve MYTEEN de yarışmaya katılıyormuş.Sanırım onlarla da yapmışlar.''
Tek kaşımı kaldırdım,sanırım herkes ikinci bir şans için çok çabalıyordu.''VICTON'la yakınız,bu iyi oldukça iyi.Tanıdık birileri olması...iyi.''Yutkundum ve buğulu camı parmağımla sildim.İnsanlara kendimi çok açabilen,konuşkan biri değildim.Sadece grup üyelerimle yakındım ve malum olaydan sonra onlardan bile uzaklaştığımı hissediyordum.Doksandokuz farklı kişiyle yarışacağım bir program için meydan okumuştum,bu benim gibi içe dönük kişiliğe sahip için oldukça cesaret gerektiren bir davranıştı fakat utangaç da olsam savaşma azmimi asla kaybetmemiştim.Bu dünyadan silinip gitmek istemiyordum.Yaşadığım olayların bana acı çektirmesinin yanı sıra olgunlaştırdığını da biliyordum.Belki sıcakkanlı değildim ama olayları nası yöneteceğimi iyi bilen zeki biriydim.Benimle çabuk arkadaş olmak istemeseler bile fikirlerime önem vereceklerine emindim.En azından yarışmanın konsepti için bu yeterdi.Tanıdığım birileri olması ise,bunu daha da kolaylaştırıyordu.
''Kimler katılmış?''Sesimde meraktan çok meydan okuyucu tonu ben bile şaşırak dinlemiştim.Jinhyuk ise çoktan alışmış olacak ki yargılamayıp sadece ''Seungwoo hyung ve Byungchan.''demişti.''Byungchan..iyi,beni anlar beraber iyi vakit geçebiliriz,bu iyi.''Ellerimi kucağımda birleştirip kendi kendime gülümsedim.Yanımdaki beden kafasını salladı ve saçlarıma ufak bir dokunuş bıraktı.Benim için endişelendiğini biliyordum,ben de endişeliydim evet ama onları daha çok üzme ihtimalim beni daha çok korkutuyordu.