~9.Bölüm~
Hafiften afallasada hızla toparlanıp alayla baktı ve kafasını çevirip sigarsını içmeye devam etti.
-Kıskanıyorum belki de dedi buram buram alay kokan cümlesiyle. Belda afalladı. Ne demişti o?Kıskanmak mı?
Sadece sözde bile kalbini hızlandırırken aniden kafasına balyoz indi.
Alayla söylemişti.
Onu kıskandığı felan yoktu. İçinden kendine saydırdı. Nasıl düşünüp üstüne üstlük heyecanlana bilirdi ki. Hem kendine hem ona sinirlenip ani bir hareketle Evranın karşısına geçip sigarasını elinde ezdi. Canı acımıştı ama kimin umurunda. Evran önce eline baktı kadının. Kim bilir nasıl acımıştır diye düşünmeden edemedi. İçinden kendine saydırdı.
Adamın gözlerine ok gibi bakıp birkaç adım daha yaklaştı. Son derece yakınlardı ve bu yakınlık ikisini de korkutmuştu ama geri çekilmedi kadın. Hatta daha da yaklaştı mümkünmüş gibi.
Adamın kokusu kadını, kadının kokusu adamın başını döndürüyor aynı zamanda içlerine huzur tohumları serpiyordu.
-Sakın diye tısladı kadın.
Sakın bidaha beni alaya alma yapacaklarım seni bile korkutur diyip omzuna çarpıp içeri girdi.Adam arkasından sadece baktı kadının. Sonra öylesine güldü. Kim bilir belki de gerçekten kıskanıyordu?
Kadın sinirle içeri girdi.
-Noldu bi sıkıntı varmı diye sordu sait
Belda yumuşatmaya çalıştığı sesiyle
-Yoo abim daralmışta hava aldık biraz dediginde anlayışla başını salladı.
-Sıkıntı varmı dedi Pusat
-Yok dedi belda.
Etrafa boş boş bakındı biraz. Kendine bakan adamları ve çapkın gülüşleri ok gibi gözleriyle geri çevirdi. Az sonra tüm heybetiyle içeri girdi Evran.Ne kadar kızgın olsada bu görüntüye iç çekmeden edemedi. O gerçekten gerçek olamayacak kadar yakışıklıydı.
Belda gözlerini ondan çekmezken
-Melek diye seslendi Sait. Kadın üstüne alınmadı.
-Melekk diye seslenince Evranın çekiminden kurtulup ona döndü ve
-Ne var dedi sertçe.
Yamukça gülümsedi sait. Kadının bu dengesiz hali onu daha da itiyordu kadına.
-Burası fazla sıkıcı oldu. Başka bi yere mi gitsek ikimiz dedi.Beldanın bakışları Evranla kesiştiginde sinirli hali hoşuna gitti ve daha çok çıldırtmak için onun gözlerine bakarak
-Olur dedi. Anında Evran atıldı
-Olmaz dedi.
-Anlamadım dedi ikisi birden.
-Ben... Kıskanç biriyim ve onu kıskanıyorum dedi bu sefer ciddiydi.
Belda gözlerini kısarak ona baktı. Yine içinin kıpır kıpır olmasını engelleyememişti.
-Abisi olarak dedi umursamazca. Bunu tamamen durumu toparlamak için söylemişti. Belda da anladı.
Belda alaylı bir gülüş sundu ve
-O zaman bu gecelik beni affet zaten daha çok görüşürüz. Dedi ve çıkışa dogru ilerledi.1 hafta geçti. Saitle iyice kaynaştı Belda. Ne kadar hoşlanmasada ben Saitin yanına gidiyorum dediginde Evranın yüz ifadesi çok hoşuna gidiyordu.
Eee tehlikeli kadındı vesselam.
Evran bunun farkındaydı. Beldanın gücünün tehlikesinin hepsinin. Fakat bu ondan uzaklaşmasıdan ziyade ona daha da çekilmesine neden oluyordu.
Herseferinde soruyordu kendine.
Nasıl her hareketi bu kadar sinir etsede bi yandan da hoşuna gidebiliyordu?Sinirden kudurmak üzere olan bir Belda girdi içeri hızlıca
-Sait itiyle bagladım işi ne yapıyorsanız hızlıca yapın dedi sertçe ve hızla odasına çıktı. Herkesin kaşları çatılmıştı. Beldayada Ozana da alışmışlardı. Onun canını sıkan artık hepsinin canını sıkıyordu. Evran çattıgı kaşlarıyla yerinden kalktı ve peşinden gitti. Hızla çarpışan kapıyı açıp içeri daldı.-Noluyo dedi Evran
-Çık dışarı diye bagırdı Belda
-Noluyo dedim. Diye bagırdı Evran
-Bişey oldugu yok uçukuruna düşkün pezevenk öptü beni dediginde kan beynine sıçradı ve ani hareketle çıktı evden.
Arkasından hızla aşşahı indi Belda. Herşeyi mahvolmasını istemiyordu. Hareketleriyle yeri gögü inleten Evran çoktan arabasına binmişti. Herkes başına toplanmış onu durdurmaya çalışıyordu ama kimseyi taktıgı yoktu.
Delirmişti.
Kendi bile bu kadarını beklemiyordu ama o bakmaya kıyamadığı dudaklarını öpmesi aklını yitirecek gibi olmasını sağlıyordu ve haliyle düşünemiyordu. O adamı gebertecekti.Belda hızla evden ayrılıp garajın önüne gitti ve arabaya binen Evranı görünce hiç düşünmeden arabanın önüne atladı. Aniden atladıgı için araba bacağına çarptı. Ani frenle duran Evran. Telaşla arabadan indi.
-Lan kafayı mı yedin ne atlıyon arabanın önüne diye kükredi.
-Gitmiyeceksin anladın mı? Ben kaç haftadır onun sikik suratını boşuna görmedim. Dedi oda bagırarak.
-Giderken hiç rahatsız görünmüyordun ama süslenip püsleniyodun dedi bagırarak.
-O deliren suratını görmek hoşuma gidiyordu çünkü dedi bagırarak. Evran afallarken.
-Gitmiyorsun ben zaten vurdum dedi ve bir adım atacakken ayagı boşladı tam düşecekken Evran tutup çevik Bi hareketle kucağına aldı.
-Napıyosun.
-Seni taşıyorum. Ammada agırmışsın
-Siktir diye homurdandı. Evran onu keyifle odasına taşıdı.-Bunlarda iyice manyaga bagladı ha diye homurdandı Teo
Anlamıyorum abi nasıl bensiz atraksyonlu şeyler olur.
-Bu sus lan iki dakika diye homurdandı Pusat.
-Benim anlamadığım Evranın neden bu kadar delirdigi alt tarafı Bi öpücük dedi düşünceli Bi tavırda deren
-Yoksa aralarında bişey mi var dedi Işıl
-Saçmalamayın Beldadan bahsediyoruz. O kimseyi sevmez.
-Evran da öyle neyse ne hadi gidin yatın dedi Pusat ve odasına çıktı.
-Acıktım ben dedi Teo dudağını büzerek
-Git zıkkımlan mutfak orda dedi Deren
-Ama ben yapamıyorum ki dedi çocuklaşarak. Deren sabır çekip
-Gel başımın belası gel dedi ve mutfaga ilerledi.
-Sen var ya sen kralsın kral diyip neşeyle gitti o da mutfaga.Ozanla ışıl kaldıgında. Işılın boş boş baktığını görünce
-Ben az önce saçmalama dedim ama şey olarak dedim senin için degil yani. Şey ettiysem kusura bakma dedi.
Işıl gülüp
-Şey etmedin ben fazla uçtum galiba ama hani olsalar çok güzel olur bence dedi.
-Bencede ama işte dedi.
-İyi geceler dedi gülümseyerek Işıl ve yerinden kalkıp odasına gitti. Ozan kızın gidişini izleyip bir iç çekti. Kız çok güzel gülüyor diye geçirdi.- nasıl atlıyosun arabanın önüne sen diye azarladı.
-Hızla koşuyorsun sonra tam önünde duruyorsun bu kadar dedi bıkkınca
-Espirimiydi bu dediğinde boş boş bakıp
-Ben espri yapmam dedi
-İyi
-İyi
-Tamam
-Tamam dediğinde Evran odadan çıktı. Çok geçmeden elinde kremle gelip
-al sür bunu dedi ve gitti. Arkasından boş boş bakıp kremi Bi köşeye fırlattı ve duşa girdi.Saçlarını dagınık bir topuz yapıp siyah mini bir kot şort alıp giydi. Üstünde kayık yaka dar bir badi giyip aşşagı indi aksayarak.
-Sürmedin demi dedi sert sesiyle Evran.
Omuz silkti Belda.
-Sen kızın nerelerine bakıyon dedi Teo alaya vurarak.
-Seni bi gün öyle Bi dövcem ki 3 gün kalkamıcan yerden dedi sert sesiyle.Kahvaltı sofrasını hazırlayan Işılı gördü. Bir bardak çıkarmış viski koyuyordu ki.
-Viski koyma dedi yumuşak bir tonda ve yürüyerek oraya gitti. İnce belli bir bardak alıp demli bir çay doldurdu ve masaya koydu. Daha sonra yerine geçip oturdu.
-Sen çay sever miydin dedi Deren.
-Severim dedi.
-Hiç içtiğini görmedim de dedi.
-Viskiden sonra gitmiyor, viskisizde ben dediğinde.
-Üf şiir gibi konuştun be reis dedi teo.
Ona boş boş bakıp. Evrana çevirdi gözlerini. Ona bakıyordu, yine. Onunda ince belli bardakta demli çay içtiğini görüdü. Derin bir nefes alıp tek şeker attı çayına ve usul usul karıştırdı. Sonra bir yudum aldı.
-Sait işinde napıyoruz dediğinde pusat Evran bardağını sert bir biçimde masaya koydu. Belda sert bir nefes alıp
-Degişen bişey olmayacak iş baglandı sona yaklaştık.
-Peki seni öpmesi dedi derin Belda kafasını ona çevirip
-Dün yedigi kafa ona yeter dedi sertçe.
-Yeter yeter de ya ortaklığa devam etmek istemezse. Belda derin bir nefes alıp
-Edicek
-Nerden biliyoruz. Belda tekrar derin bir nefes çekip bardağına baktı ve
-Çünkü bana aşık oldu ya da o öyle sanıyor dediğinde herkes sustu. Evran masadan kalkıp gitti sertçe .Arkasından ona baktı Belda.
Neden böyle tepkiler veriyordu?
Belda da kalkıp arkasından gitti. Odasına daldı.
-Kapıyı çalmayı ögren dedi sertçe.-Amacın ne neden böyle tepkiler veriyorsun? Saitle yakın olup olmaman neden seni ilgilendiriyo?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
Teen FictionGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...