Zeynep/
Kerem: Ziynep, Ziynep kalksana ya? Filmin en güzel yerinde uyuyakaldın.
Zeynep: He!
Diyorum bir anda yerimden sıçrayarak.
Kerem: Geldik diyorum hadi iniyoruz.
Zeynep: Ne gelmesi ya?
Kerem: Ahahahah..
Zeynep: Bak bir de dalga geçiyor, eşşek!
Diyorum yastıkla kafasına vururken.
Kerem: Tamam tamam vurma, şaka sadece. Hayır yani hem sabah sabah film izleyelim diye tuttur hem de uyu.
Zeynep: Affettim seni turuncu kafa.
Diyorum kafasından tutup öperken. Değişik fantezilerim var farkındayım. Ama çok seviyorum saçlarını öpmeyi.
Kerem: Hadi kıvırcık giyinelim de şu alçını aldırmaya gidelim artık, ordan da nikah işlemlerini tamamlamaya!
Zeynep: Gerçekten evleniyoruz de mi biz?
Diyorum iç çekerek.
Kerem: Yoo evcilik oynuyoruz. Hatta ben birazdan o oyuncak plastik tencereye mercimek ve su doldurup, minyon ocağımıza koyacağım. Sana çorba yapacağım.
Diyor kıkırdayarak.
Zeynep: Çok komik! Hem sen nerden biliyorsun kız oyunlarını?
Kerem: E yakışıklı olunca insan, bütün kızlar evcilik oynarken kocaları sen oluyorsun
Zeynep: Of Kerem ya.
Diyorum odama girerken. Giyinip çıkıyoruz.
Alçımı aldırdıktan sonra nikah için gün alıyoruz. Ne zamana dersiniz?
Yarına! Evet evet ciddiyim, yarına!
Şimdi hastanede tahlillerimizi yaptırıyoruz.
Zeynep: Kerem ya yarına nasıl hazırlık yapalım? Allah aşkına ben ne giyeceğim.
Kerem: Ya boşver ne giydiğini. Sen giydiğine değil, ne olduğuna bak. Benim gelinim olacaksın.
Diyor saçlarımı öperken, kolumu hemşireye uzatıp, Kerem'in elini tutuyorum sımsıkı!
Daha sonra Kerem'de kan veriyor işimizi bitirip çıkıyoruz ordanda.
Hemen eve gelip internetten kendime güzel bir gelinlik sipariş ediyorum. Kerem'e de damatlık beğeniyoruz.
Ardından uçak biletlerimizi alıyoruz.
Zeynep: Kerem, bu listeyi gerçekleştirmek için yeterince paramız var mı? Yani benim hesabımda var biraz, sende de varsa Şirketi falan hiç satmayalım, teyzemin bize bıraktığı yüklü bir miktar da var onları kullanıp, şirketi, evleri vb. hepsini bağışlayalım.
Kerem: Evet kesinlikle bağışlayalım.
Odamda bir yandan bavulumu hazırlayıp bir yandan Kerem'le sohbet ediyorum.
Zeynep: Yani, bir kısmını kanserle savaşan derneklere bir kısmını çocukları koruma derneğine falan bağışlayalım olur mu?
Kerem: Olur birtanem.
Diyor saçlarımı öperken.
Zeynep: Ay dur bir dakika,şurdan makyaj çantamı uzat bakiyim?
Kerem: Al canım.
Bavulumun üzerine oturup zıplıyorum, zıplıyorum.
Kerem: Aşkım napıyorsun?
Zeynep: Kapatmaya çalışıyorum aşkım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BANA AŞIKSIN
RomanceÇırılçıplak bir ağacım ben, ruhum vücudum azalıyor. Günbegün tükeniyor. Hergün bir başka hücrem beni terkediyor. Ne var ki ağaçlar gibi sonsuza dek varolmayacağım, yeniden tomurcuklanacak bir ilkbahar yok artık benim için. Benden giden her ne varsa...