evet ben. ben kimim? henüz kim olduğunu bilmeyen bir kız. Su demir. ebeveynleri tarafından terk edilen genç bir kızdım.
henüz 17 yaşındayım. 17 yıllık bu süreçte ne annemi nede babamı tanımıyordum. annem beni doğurduğunda istememiş ve bunda babamın da isteği olmuş. yani en azından ben öyle biliyordum. kiminle mi yaşıyorum? ah! tabi bide bu hikayenin bu kısmı vardı. annemin beni doğurduğu zaman ameliyata giren doktor neşe hanımla. neşe hanım demem ne kadar doğruydu bilmiyorum ama o beni öz evladı gibi büyütmüştü. bir anne boşluğunun oluşmasını önlemişti. ona ne kadar teşekkür etsem azdır. ve kocası Sedat bey. o da beni bir baba edasıyla büyütüp sevmişti. ve bende onu bir baba gibi sahiplenmiştim. çocukları yoktu. işte beni sahiplenmelerinin büyük bir kısmı da bununla oluşmuştu zaten.
Sedat babam inşaat mühendisiydi. annem de doğum uzmanıydı. yani maddi durumumuz gayet iyiydi. bana ait bir oda ve dahası. biyolojik anne ve babamı tanımıyor olsam da kim olduklarını öğrenmek istemiyordum. çünkü onlar beni istemiyorsa ben neden onları düşüp merak edeyim ki? bazen annemin bana biyolojik annem ve babamı öğrenmek isteyip istemediğimi soruyordu ama her seferinde hayır cevabını alıyordu. arada bu sorudan sıkılıp kızsam da onları seviyordum.
sevdiğim ve sevildiğim yerdeydim. şimdi çıkıp gelseler bile onlarla gitmezdim. hem şu saatten sonrada gelmeleri saçma olurdu zaten. öyle değil mi? yeni mi akıllarına geliyordum yani. şimdi gelelim fiziksel özelliklerime. doğuştan gelen sarı saçlarım, mavi gözlerim ve beyaz tenimle çoğu zaman iltifat alıyordum.onun yanı sıra çoğunlukla şort giydiğim için uzun ve ince bacaklarımdan da iltifat alıyordum. genelde resim yapmayı, kitap okumayı ve müzik dinlemeyi seviyorum. tabii bunun yanında hafta sonları gittiğim spor salonunda da oldukça eğlendiğim için buna spor yapmayı da ekleyebiliriz. tuna kolejine gidiyordum. şu ana kadar hiç sevgilim olmamıştı. olmasını da istemiyordum zaten. çünkü hepsi kendinden başkasını düşünmeyen egoistin tekilerdi. böyle birini kim ne yapabilirler di ki? çok saçmaydı. en azından bana göre öyleydiler.