Sözleri sahte miydi bilemem ama gözlerine inanmaktan başka çarem yoktu. Şu ana kadar karşılaştığım en sahici duyguları barındırıyordu bakışları. Yüreğimi öyle bir ısıtmıştı ki.. Yüreğimdeki yangınların en çok alevlendiği bir anda dudaklarına doğru yaklaşırken, sonunu düşünmeden çıktığım bir yolculukta gibi hissediyordum. Bu yolculuk ya beni daha önce hiç gitmediğim, mutluluk dolu bir ülkeye götürecek ya da bir uçuruma doğru sürükleyecekti.
Bir nefes mesafesinde gözlerimi kapatıp ona tamamen teslim olmuştum artık. Benim için çok özel bir andı. Nefesi yüzüme çarptıkça huzur buluyordum. Tam dudaklarımızın birleşeceği anda kapı sesiyle irkildim. Aynı anda kafamızı çevirip baktığımızda Işıl'ı gördük. İçim bir nebze de olsa rahatlamıştı. Işıl'dan bir zarar gelmeyeceğini ikimiz de biliyorduk. Ancak başkası olsaydı durumu nasıl açıklardık hiç bilmiyorum.. Işıl, ilk şoku atlattıktan sonra abisi gibi gördüğü Ediz'e sarılıp hıçkırarak ağladı. Ben de gülümseyerek onları izliyordum. Ediz'e bir yalan daha söylemek zorunda kalmıştım. Işıl'ı çocukluk arkadaşım olarak tanıttıktan sonra Işıl'a da olan biten her şeyi anlattık. Gizli kalacağına söz vererek ve özür dileyerek müsaade istedi. Biz de Ediz'le beraber şarap kadehlerimizi alıp terasa çıktık. Hava epey soğuktu ama Ediz'in bakışları ısıtıyordu içimi. Yanaklarımın da ne kadar kızardığını hissedebiliyordum..
"Tesadüf değildi.." dedim gülümseyerek.
"Hı?"
"Gökyüzüne aşık biri olarak hayatımda iki kez yıldız kaymasına şahit oldum. İlki; cezaevinde hastaneye kaldırıldığın gün.. İkincisi ise seni bulduğum gün. Bir işaretti, bir mucizeydi belki.. Ama kesinlikle tesadüf olamayacak kadar güzeldi."
"Beni bulmasaydın eğer.. Ben de kendimi bulamazdım. Yıllarca kendimi bir eve kapatacak, bir ömrü heba edecektim. Ama şimdi farklı. Artık ne yapmak istediğimi biliyorum. Sen bana yeniden bir hayat kurabileceğimi hatırlattın. Nasıl bir adam olduğumu hatırlattın.. Nereden başlayacağımı pek bilmesem de en azından hayal kurabiliyorum."
"Peki ben? Ben var mıyım hayalinin içinde?"
"Sen bir hayalden ibret değilsin.. Sen benim ömrümdeki en güzel gerçeksin." dedi yanağımı okşayarak, ben de avuç içine minik öpücükler bıraktım.
"Şu koca evrende bir mucize yaşandı ve biz birbirimizi bulduk. Yanımdasın Ediz.. Bunun ne kadar harika hissettirdiğini sana anlatamam." saçlarımı severek alnını alnıma yasladı.
"Senin yanındayken aileme kavuşmuş gibi hissediyorum."
"Özledin değil mi? Eğer istersen, için rahatlayacaksa onları bulup konuşurum. Bir şey anlatmam söz.. Sadece sana nasıl olduklarını söylerim."
"Yapar mısın sahiden? Sana olan borcumu nasıl ödeyeceğim ben?"
"Hep böyle güzel bakarak.." dedikten sonra uzun bir sessizlik oluştu aramızda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
RandomEn parlak yıldızlar bile 'karanlık' olmadan parlayamazlar. Gecemin karanlığında umuduma yıldızları doldurur, sonrada karanlıklar içinde ışıklarla yürürüm. Şehrin ışıkları yanıyor. Bir buluttan yağıyor sevda sessizce. Bir yağmur çiseliyor yüreklere...