Başım ağrıyordu ve gözlerimi yavaşça açmaya başladım. Odada çok az loş ışık vardı. Burası benim odam da değil, bir hastane odası ve ben hasta yatağında yatıyorum!
Etrafıma baktığımda sandalyede uyuyan Luka'yı gördüm. Kafamdaki acıyı daha iyi hissetmeye başladığım için elimi kafama götürdüm. Kafamda bez gibi bir şey vardı. Galiba bayıldım ve beni buraya getirdiler.
Birden yan taraftan bir ışık geldi. Telefonuma mesaj gelmiş olmalıydı. Elime aldım. Saate baktığımda gece yarısı olmuştu. Mesaj özel numaradan gelmişti. 'Merhaba seçilmiş kişi. Arkadaşların kendi dünyalarına gönderildiler. Neden bu mesajın geldiğini merak ediyor olmalısın. Hawk Moth'un kimliğini sesli bir şekilde dile getirdin ama görevini hala tamamlamadın. Görevini tamamlaman gerekiyor. Çünkü dileğinde bunu yapman gerektiğini söylemiştin. Yoksa hastalıkların daha fazla ilerleyecek. Bu mesaj görüldükten 3 dakika sonra kaybolacaktır.'
Ben de işler nasıl daha da kötüleşir diyordum. Tam oldu şimdi. Ee artık biraz hastalığa katlanmak zorunda kalacağız ne yapalım. Bunun da bedeli buymuş.
Luka beni beklediği için burada uyuyakalmış olmalı. Sandalyede nasıl uyudu ki. Çok rahatsız edici gözüküyor. Boynu falan tutulabilir.
Luka'ya dokunup ona sessizce seslendim.
E: Luka, bir yerlerin tutulacak. Yanıma yatabilirsin.
Yatak bence büyüktü ve zaten ben de küçüktüm. Bu yüzden biraz yana kaydım ve onun için yer açtım. Uykulu bir şekilde bana bakıp ne olduğunu kavramaya çalıştı.
L: Berthe sonunda uyandın. Senin için çok endişelendim.
E: Her şeyi sabah anlatırsın. Görünen o ki şuan dinlenmen gerekiyor.
L: Seni rahatsız etmek istemiyorum. Ben burada rahatım zaten.
E: Sandalyede mi? Saçmalama, sanki ölümcül bir ameliyattan çıktım. Gel buraya.
Ama belki ölümcül bir şeye yakalanmış olabilirim tabii bunu bilmiyorum.
Uykulu olduğu için daha fazla itiraz etmedi ve yanıma yattı.
L: İyi olmana çok sevindim, seni seviyorum küçük uzaylım.
Uyku beni ele geçirmeden elimi elinin üstüne koyup mırıldandım.
E: Ben de seni seviyorum okyanus gözlüm.
ERTESİ GÜN
Uyandığımda yanımda Luka yoktu. Odada kimse yoktu. Telefonuma baktım mesaj falan da gelmemişti. Yatakta doğruldum. O sırada kapı tıklama sesi duydum.
E: Girebilirsiniz.
Elinde çiçeklerle Marinette ve arkasından da Adrien ile Luka içeri girdi.
M: Sana geçmiş olsun çiçeği getirdik. Mor bulamadık ama bununla idare edeceksin artık.
E: Çok teşekkür ederim.
A: Daha iyi misin? Hepimizi çok endişelendirdin.
E: Evet daha iyiyim de bana ne oldu tam olarak.
L: O zaman hikayeyi baştan anlatalım. Tam senin elini tutacakken bilincini kaybedip arka tarafa doğru düştün.
Demek ki bu yüzden kafam acıyor.
M: Yani bayıldın. Ambulansı arayacaktık ama Adrien özel arabası ile daha hızlı gidebileceğimizi söyledi.
Zengin olmak böyle bir şey demek.
A: Luka seni kucağına aldı. Çabucak patenlerimizi çıkartıp arabaya gittik.
Yiaa beni kucağına mı almış?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizevi Bir Dünya (Miraculous) [Tamamlandı]
FanficElita'nın hesaba katmadığı bir şey vardı. İşte tam o anda miraculous yıldızı kaymıştı ve Elita'nın dileğini gerçekleştirmek için seçmişti. Mor ışığıyla parlayarak bu mucizevi dileği gerçekleştirmişti. İşte ne derler bilirsiniz. Ne dilediğine dikkat...