Akın dışarı çıkınca bende peşinden gittim. Akın tam arabasına binecekken kolunu tuttum. "Akın konuşalım mı?" "Mira canım sıkkın yalnız kalmak istiyorum.". "Ama sen Beste'yi anlamıyorsun. Yıllarca okumuş çabalamış uğraşmış, sen ona bırak okulu diyorsun. Siz İstanbul'a döndükten 2 hafta sonra Beste de gelicek zaten. Bırak okusun, hayalini yaşasın. Bunca yıl neler çekmiş birazda o gülsün." "B-Ben bilmiyorum." dedi ve arabasına binip gitti. Aklı başına gelse iyi olur. Yoksa Beste asla gitmez.
Düşüncelerimden sıyrılıp eve doğru ilerledim. Eve girdiğimde Yamaç abi, Cihangir abi salonda konuşuyolardı. "Beste nerde?" diye sordum. "Oda da ağlıyor." dedi Yamaç abi. Hiç bir şey demedim ve Beste ile kaldığımız odaya girdim. Beste yatakta oturmuş bacaklarını kendine çekmiş ağlıyordu. Gidip yanına oturdum."Beste, Akınla konuştum. Aklı başına gelmiştir, sen üzme kendini. Hem sen hayallerinden vazgeçme, bırak kim ne derse desin. Dinleme! Cihangir abim var senin arkanda, Akın kimmiş? Cihangir abim seni ölesiye korur, arkanda durur. Sen rahat ol kardeşim."
Yatakta oturur pozisyona geldi ve, "Çok teşekkür ederim, her zaman yanımda olduğun için. " dedi ve sarıldı. Bende ona sarıldım. Bu kadar kısa sürede birbirimize bu kadar yakın olmamız çok güzel ve Beste'yi gerçekten çok seviyorum. Çok iyi, tatlı, güçlü bir kız. Beste kollarını ayırdı ve "Hadi içeri geçelim" dedi. Bende onu onayladım ve içeri girdik.
Beste'den
İçeri geçince salonda sadece Cihangir ve Yamaç amcamın olduğunu fark ettim. Gidip Cihangir'in yanına oturdum. Onlar hararetli bir iş konuşması yaptıkları için karışmadım ve telefonumu çıkarıp instagram da dolaşmaya başladım. Bi an da telefonum elimden çekilince kafamı kaldırdım. Bu kişi tabiki de Cihangir. "Yaaa! Ver telefonumu." dedim. "Yaaa! Ver telefonumu." dedi beni taklit ederek. "Ben öyle mi konuşuyorum?" "Evet!" dedi ve kahkaha attı.
Bende omzuna vurdum ama benim elim acıdı. Çaktırmamaya çalıştım ama zeki Cihangir hemen anladı. Ve elimi tutup, "Elin acıdı değil mi?" dedi. "Yani, biraz acıdı." Elimi tutup öptü. "Hadi dışarı çıkalım, seni biraz gezdireyim." "Amcamla, Mira nerde?" "Onlar Akın'ın yanına gitti." Aklıma abim, yani Akın, gelince moralim birden bozuldu.
"Sıkma canını sıkmaaa. Ben varken kimse seni hayallerinden alı koyamaz." "Ben acıktım yemeğe gidelim." "Tamam, kalk gidelim." "Bekleee Cihangir Ceyhan üzerimi değiştirip geliyorum." "Bekliyorum."
Odaya girdim ve dolabımın karşısına geçip düşünmeye başladım. En son bir pantolon, tişört ve convers giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hazırım ben çıkalım." dedim. "Şükür yarabbi." hahahaa ÇOK tatlı yaa. Yanıma geldi elimi tuttu ve arabaya gidene kadar bırakmadı. Arabaya binerken kapımı açmadı zaten şaşırmadım açmaması normal. Araba durduğunda tabelada ki "Kebapçı" yazısını görünce baya mutlu oldum.
"Kebap seviyorsun galiba." "Sevmek ne kelime Cihangir bayılıyorum. Rakı ile mükemmel gidiyor." "Rakı? Sen rakı mı içiyorsun?" "Evet, biliyorum şaşırtıcı ama seviyorum." "O zaman bu gün rakı, kebap yapalım. Olur mu?" dediğinde hem şaşırdım hem mutlu oldum. "Mükemmel olur." arabadan inince elimi tuttu ve içeri girdik.
Deniz manzaralı bir masaya oturduk. Cihangir siparişleri verdi, az önce geldi siparişlerimiz. "Cihangir, bak şimdi bardaklarımızı kaldırıcaz ben vur diyince vurucaz. Tamam mı?" "Niye ne yapacan?" "Boomerang yapçam." "O ne kız?" "Cihangir boş ver ne olduğunu tamam mı sen onu söyle." "Tamamm" dedi oflayarak. Boomerang ı yapınca Cihangir'e izlettim, baya hoşuna gitti.
Ben 2. bardakta bıraktım çünkü sarhoş olamam. Cihangir ise 4. bardağını içti. "E hadi gidelim." dedim. "Bi kadeh daha içeyim gideriz." dedi. "Oofff Cihangir hadi yaa sıkıldım. Sen içiyorsun ben izliyorum ne anlamı var." "İzle işte ne güzel karşında yakışıklı bir ben varım." "Ha ha ha ne komik bay egoist. Kalk gidelim." "Hahaha tamam hadi gidelim."
Sonunda eve geldik Cihangir sızdı salonda evde ben ve Cihangir den başka kimse olmadığı için Cihangir'i odaya götüremiyorum. Yaklaşık 2 saattir uyuyor bende ona bakıyorum. "Bestee" dediğinde anladım uyanacağını. "Cihangir artık kalk 2 saattir uyuyorsun sıkıldım." "Ne yapıyım kızım uykum var." "Ya ooofff! Ben gidiyorum." "Nereye?" "Arabamı alır giderim, neresi olursa." "Allah Allah! Kızım beni delirtme otur oturduğun yerde." "Nah, otururum." dedim ve dış kapıya doğru koşmaya başladım. Tam kapıyı açacakken bir kol beni belimden tuttu ve kendine çekti.
"Demek nah oturursun ha?" "Yooo, sen yanlış duymuşsun." dediğimde beni kendine doğru çevirdi. "Şimdi uslu bir kız olup oturucaksın." "Amaaa Cihangir çok sıkıldım, birazda beni düşün!" "Güzelim aç bir film izleyelim işte, illa dışarı mı çıkıcaz?" "Offf tamam." dedim ve salona geçip bir film açtım,rastgele. Ve izlemeye başladık.
_______________________________________
MİRA'DAN
Yaklaşık 4 saattir Akın'ı arıyoruz, Yamaç abimle. Ama yok, yok, yok! Arıyoruz açmıyor,hiç bir şekilde ulaşamıyoruz. Of Akın ya niye bu kadar abarttıki anlamıyorum. Sadece kardeşi okulu bitirip gelicek ne istiyorsun. Ama başka bir derdi var çok belli.
En son pes edip eve dönmeye karar verdik. Eve geldiğimizde Cihangir abim ve Beste film izliyordu, Yamaç abi direk odaya geçti bende onlarla film izliyorum. Film korku filmi ama korkunç değil, yani bana göre çünkü Beste Cihangir abimin koluna yapıştı. "Valla bir şey yok Beste kaldır kafanıda filmi izle." dedim ama Beste tabiki "Hayır!" dedi.
"Ben balkondayım, daha fazla dayanamıycam buna." dedi ve Beste balkona gitti,Cihangir abimde peşinden. Bunlar ne ayak lan? Dip dibeler her dakika. Neyseeee... Ben kendi kendime düşünürken kapı çaldı. Kalkıp açtım gelen kim mi? Şaşırtıcı bir şekilde Akın geldi. Kapıyı açar açmaz kollarını boynuma sardı.
Ne oldu buna ya? "Akın iyi misin?" "Değilim Mira ben çok kötüyüm." "Ne oldu anlat bana." "Ben...
Canlar yeni bölüm geldiii. Nasıl beğendiniz mi? Bol bol yorum ve oy atarsanız yazarcık daha sık bölüm atar! Acaba Akın'a ne oldu? Tahminleri alalım.
