13.Bölüm

2.5K 246 620
                                    




madamsokakta ithafen...

iyi okumalar...

&&&

Güneş altında parıldayan bu saçlar eski bir kare fotoğrafa götürdü İbrahim'i. Ne kadar zaman geçmişti üzerinden?

Çok!

Annesinin kucağında bir bebekti henüz. Annesinin omuzlarının iki yanından sarkan simsiyah uzun örgülerinden birini tutmuştu. Başını eğip ona bakarak gülümseyen annesinin aksine tepelerinde dikilmiş olan babası annesini izliyordu.  Aralarında, düşündüğünde bugün bile hissettiği negatif bir enerji, mesafe, vardı ama Haşim'in gözlerinden okunuyordu, kalbinden kanatlanan hayali kuşların Emo'nun kalbine konacağı ve aslında yuvasının hep orası olduğu. Bugün kendisine bakarken mağrurlanan bakışları, kabaran göğsü o zamanlar da daha normal ve omuzları daha çökükmüş. Bu hep aklını kurcalasa da hafızasını ne kadar yoklarsa yoklasın nedenini bulamıyordu. Hatırladığı en belirgin şey babasının ağlamaklı bir halde oturan annesinin başındaki siyah kofiyi indirip saçlarını elleriyle ördüğü gündü.

Haşim, yıllar süren iç muhasebesini nihayet yendiğini anladığı dönemlerde Emo' ya karşı olan tavırları daha da yumuşamıştı farkında olmadan. Kapıyı kilitlemeden dışarı adım atabildiğinde, kadının sözlerinin altında, kendisine olan bakışlarının altında herhangi bir ima aramadığını yakaladığı an yaşananlar içinde bir sızı olarak kalacak olsa da affettiğini anlamıştı. Sevdiğini hiçbir zaman inkar edemediği gibi ona olan öfkesini de inkar edemiyordu kendine.  Onu da yenmişti zamanla.  Tabi bu olayın unutulmasa da yumuşamasında İbrahim'in etkisi büyüktü.  İbrahim dört beş yaşlarındayken dama çıkan merdivenleri tırmanmış annesinin panikle ona seslenmesiyle korkup gerisin geri düşüp yuvarlanmıştı.

Emo, koşarak yerden aldığında ağzından aktığını gördüğü kanla paniği hat safhaya çıkmıştı. Kucağında çocukla sokağa çıkmak istediğinde kilitli kapı yüzünden çıkamamış yeniden dama çıkan merdivene yönelmişti. Sokakta oynayan çocuklara seslenip Haşim' i çağırmalarını istemişti. Tabi Haşim gelene kadar yerinden sökülen bir dişle hem ona hem de kendine azap sayılacak dakikalar geçirtmişti. O günün ardından önce yürüyüşünde, solan yüzündeki gülüşünde ima aramadı sonra kapı kilitlenmedi.

İbrahim altı yaşına geldiğinde Emo bir düşük daha yapmış günlerce kendine gelememişti. Bir tek İbrahim'le olduğu zamanlarda yüzü gülüyordu. Onun dışında son yıllarda olduğu gibi sürekli ağlıyordu, bu yaşadığı şeylerin sebebi olarak işlediği büyük günahı görüyordu. Ama Haşim öyle düşünmüyor bunu kaderlerine bağlıyordu artık. Şükür ki İbrahim vardı. Hiç İbrahimleri olmayanlar ne yapsındı?  

Haşim, bir gün yine eve eli kolu dolu döndü. Gezmeye gideceklerini ve hem İbrahim'i hem de kendisini hazırlamasını söyledi.  Onlar hazırlandıktan sonra evden  çıkmadan hemen önce şehirde kimsenin kofi takmadığını söyleyerek Emo' nun başındaki siyah kofinin yerini kare eşarba bıraktı. Emo, utanıp sıkılsa da çenesinin altında kavuşturduğu eşarbın uçlarını sıkılaştırıp, parlak siyah örgülerini yılan gibi omuzlarından aşağı bıraktı.

İbrahim'in hatırladığı ikinci kare fotoğrafta o güne aitti. Babası onun elini tutmuş, annesi ise ellerini önünde birbirine geçirmiş bir halde babasına bakıyordu. Şimdi Mahah'ın yaklaştığı tel örgülerin ardından onlara manasızca gülümseyen yaşlı adamın yanındaki kızda tıpkı annesinin gülümseyişini yakalamıştı. Yerinden doğrulup arkasını silkeledi. Mahah teyzesinin ona el kol ederek yanına çağırışıyla yerdeki hediyeleri alıp ona doğru yürüdü. Galiba bulmuştu akrabalarını.

Gül Cemal 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin