Kendimle ilgili yeni bir şey öğrenmiştim. Hayatım aslında uçurumdan önce ve uçurumdan sonra olarak değil de, Ediz'den önce ve Ediz'den sonra olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Yeni bir yaşam kurmak, olacakların iyiye veya kötüye yönelmesini sağlamak, hatta gidişatını değiştirmek benim elimdeydi. Ben ne mi yaptım? Hayatımda ilk defa bir şeyi elime yüzüme bulaştırmış ve yenilgiyi kabul etmiştim. Mağluptum.. Bu zamana kadar verdiğim tüm savaşların mağlubu olmuştum sanki..Ama işte onca kötü olayın arasında yaşamaya devam ettiğimiz o ince çizgi vardır ya, şimdi tam olarak oradaydım. Bir adım atsam sanki, yepyeni güzel günlere kucak açacaktım. Olmuyordu, o adımı atamayacak kadar güçsüzdüm.. Birine en çok ihtiyacımın olduğu zamanlarda yanımda kimse yoktu. Hep böyle olmaz mı zaten? Biraz kafamı dağıtmaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Mesai bitimine doğru Işıl'ın gözlerinin içine bakıyordum resmen. O da tipik bir bunalımda olduğumu fark etmiş olmalı ki akşam bir işimin olup olmadığını sordu. Nereye gideceğimizi bile bilmeden kabul ettim. Beraber, yeni doğum yapan kız kardeşinin evine gittik. Çaylar kahveler derken Işıl kucağında dünyalar güzeli bir bebekle geldiğinde içim kıpır kıpır olmuştu.
"Azra Teyzesi, benim biricik yeğenimin güzelliğine bir baksana."
"Maşallah da niye saçı yok bu bebeğin?"
"O nasıl bir soru şimdi Azra? Bebek ya bu hani.. Ondan olabilir mi?"
"Ay ne bileyim ben, hiç etrafımda böyle küçük bir bebek görmedim ki. Anca işte internetten, fotoğraflardan falan.."
"Belli belli, uzaylı görmüş gibi bakıyorsun. Hadi al bakayım kucağına."
"Olmaz olmaz. Alamam Işıl, şimdi düşürürüm, bir yerini falan incitirim. Ben uzaktan seveyim."
"Kucağına aldığın ilk bebeğin, kendinin mi olmasını istiyorsun yoksa?"
"Hiç öyle bir şey düşünmedim valla. Ayrıca bir çocuğumun olmasını çok istediğim de söylenemez yani."
"Kariyer diyorsun başka bir şey demiyorsun yani? Yapma ya.. Ee bu bebiş de büyüyünce kimi seveceğiz biz?"
"Senin bebeğini mesela? Nasıl fikir ama? Tabii önce Tekin'le birbirinize açılmayı başarabilirseniz gerisi çorap söküğü gibi gelecek inşallah."
"Tekin'i falan boşver şimdi.. Sen ne yaptın? Konuşabildin mi Ediz'le?" dediği anda ayağa kalktım ve bir anda kapıya yöneldim. "Nereye gidiyorsun? Sen vallahi delisin Azra.. Ne dedim ben şimdi?"
"Neden söyledin onun ismini? Hani söylemeyecektin Işıl?"
"Böyle mi çözeceksin sorunlarınızı? Ondan kaçarak mı? Kimi cezalandırıyorsun, kendini mi? Öyleyse neden?"
"Gelme üstüme Işıl. Sen bari gelme."
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çoban Yıldızı
De TodoEn parlak yıldızlar bile 'karanlık' olmadan parlayamazlar. Gecemin karanlığında umuduma yıldızları doldurur, sonrada karanlıklar içinde ışıklarla yürürüm. Şehrin ışıkları yanıyor. Bir buluttan yağıyor sevda sessizce. Bir yağmur çiseliyor yüreklere...