"Girebilir miyim?"
Zaten aralık olan kapıyı açtım. Ve ne istediğini sorgularcasına ellerimi önümde birleştirdim.
Ege arkasındaki gitarıyla odaya girdi.
"Bunu geçen gün bende unutmuşsun."
Sürekli yanımda taşıdığım sünger bob lu kalemdi bu. Sünger bob'un sırıtan yüzünün bana bakmasına daha fazla dayanamadan kalemi elinden aldım.
Konuyu acilen değiştirmem gerekiyordu.
Ama ben ağzımı açamadan o ekledi.
"Ben de izlerim bazen."
Gözlerimi pörtleterek baktım.
"Ciddi misin?"
Yüzümü incelerken bir şey hatırlamış gibi ciddileşti. Kollarını önünde sıkıca bağlayarak araya mesafe koymuştu. Tanrım, keşke ne düşündüğünü bilebilseydim.
"Hayır... önceden izlerdim yani."
Konuyu değiştirsem gerçekten iyi olacaktı.
Ciddice ona döndüm.
"Benim eklediğim dizeyi şarkıya mı koydun?"
Gitarını alıp çıkmak için arkasını döndü.
"Bilmem, koymuş olabilirim."
Niye böyle davranıyordu? Evet dese ölecekti sanki.
Tam gidecekken kolunu tuttum. Değdiğimde tüm vucüdu bir anda gevşemişti. O sert, kötü, kaşları çatılmış adam bir anda rahatlamış, üzerinden yükler kalkmıştı.
"O dizeleri ben yazdım."
Sesim fısıltı gibi çıkmıştı.
Yüzünü yaklaştırdı. İlk önce bu hareketini sorgulasam da özel alanıma girmesine müsaade etmiştim. O yüzünü yaklaştırdıkça aradaki mesafe kapanıyordu. Onu incelemeye başladım. Renkli gözleri o kadar da sevmememe rağmen onunkiler bir farklıydı sanki. Koyu, sert ve yeşil gözleri beni yavaşça içine çekiyordu. Ve ben yüzme bilmiyordum artık.
--------------
Bir anda tereddüt ederek kendini geriye attı. Ne olduğunu anlayamadan kapının eşiğine yapışmıştım. Şaka mıydı bu? Ceketini düzeltti.
"Senin yazdığını biliyordum."
Ne diyeceğimi bilemedim çünkü acıyan kolumu düşünmekle çok meşguldüm. O ise konuyu değiştimek için söyleyecek bir şeyler aradı. Bulmuştu da.
"Provada tamam da, sahneye de bu kıyafetle çıkmayı düşünmüyorsun herhalde. Değil mi?"
Beyaz svitşörtümle kot pantolonuma baktım.
"Evet, niye?"
Kapının tahtasına vurduğum dirseğim sızlıyordu. Elimle ovalamak için geri çekildim. Kaşlarım istemizce çatılmıştı. Bu sefer de o cevap vermeden ben konuştum.
"Sence de bir özür borcun yok mu bana?"
Yerde incelediği fayansa bakarken aklına bir şey gelmişçesine gülümsedi.
"Ben kimseden özür dilemem."
--------------------
Aslında ben de isterim
Emeklemeden koşmayıSanırım en iyi bunu çalmayı biliyorlardı çünkü bu dördüncü kez söylettirişleriydi.
Güzel elbiselerle
Makyaj yapıp dolaşmayı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Avuç Sonbahar
TienerfictieSararmış yaprak ; Uçmayı hayal eder Düşmeden önce -Haiku/e.k. Sonbahar, bana eski evimizin bahçesinde açan çiçekleri hatırlatır. Her sonbaharda, bahçemizin kuzeyinde biriken aster çiçeklerinin bir diğer adı da yıldız çiçekleri ya da yıldızpatıdır. Y...