1. bölüm

10 0 1
                                    

 
    Nerden  gelmiştik  ki  buraya?  Yaklaşık  iki  saattir  buradan  beni  çıkarmaları  için  bağırıyordum  ama  hiç  kimse  bana cevap  verme  tenezzülünde  bile  bulunmuyordu.  Kim  bilir Rana  nerde?  Ne  yapıyordur?  Daha  doğrusu  ne  yapıyorlardır? Yani  Rana  iyi  bir  yazılım   mühendisi  olabilir  ama  bu  yasal olmayan  işler   yapacağı  manasına  gelmiyor.  Bu  gibi düşünceler  aklım  da  dolanırken  bir  yandan  da  kapıya vuruyordum.
 
   Kapıdan  gelen  sesle  irkildim  kapı  açılmıştı  iki seçenek  vardı  ya  Rana  istediklerini  yapmıştı  ya  da  elimi kolumu  bağlayacaklardı.  iki  durum  da  kötüydü  ama  eğer Rana  istediklerini  yaptıysa  onun  benden  çekeceği  vardı. Karşımdaki  sportif  siyah   giyinimli  adam  kaşları  çatık  bir şekilde  "yeter  artık  sabahtan  beri  dır  dır  hiç  susmadın  sessiz ol!  Sabahtan  beri  sizle  uğraşıyoruz  yeter!"  dedi  bağırarak  ama  ben üstüme  alınmadım  ve  "Rana  nerede ?"  "sen  kendine  bak  ve üslü  dur  yoksa..."  korkarak  cevap  verdim  "yoksa..."  " o  zaman  görürsün " dedi  ve  geldiği   gibi  gitti.  Bense  öylece  bakakalmıştım.

  ......

  "Bunu  asla  yapmam. Siz  ne  istediğinizi  farkında mısınız? Bunu  yapmayacağım. Ne  olursa  olsun."  "Buna  mecbursun.  İstesende  istemesende  yapacaksın. Diyelimki  yapmadın.  Ne  olur  biliyor musun?."  Artık  yavaş  yavaş  tırsıyordum.  Gerçekten  ne  yapabilirdiki? Bana  doğru  bir  adım  daha  atıp  önümde  durdu.  Sesi  gerçekten  sert  ve  ürkütücü geliyordu. "Emin  ol  aklına  bile  gelmez." Yavaşça  geri  çekilip   siyahlarla  dolu  odadan  çıktı  ve  kapıyı  kapattı. Artık   gerçekten   ne  yapacağımı  bilmiyordum.  Burdan  çıkmam  Zara'yı  bulmam  ve  gitmem  gerekliydi.

  Etrafıma   bakındığım  zaman  kendimi  hapishane  koğuşunda   gibi  hissettim.  Her  yer  siyah  ve  kahverengiydi. Duvarda  kocaman  bir  resim,  bir  saniye  bu  onun  resmi. Duvara  kocaman  karakalemle    kendini mi çizdirttmiş inanamıyorum.   etrafa  iyice   baktıktan   sonra  belki  havalandırma   vardır   diye  tavana  kafamı  kaldırdığımda  bir  kez  daha  hayrette  düştüm  neden  mi?  Tavandaki  lamba  neon mavi  ve  koskocaman  bir " EFDAL" yazısı.  Bu  adam  kendini  beğenmiş  narsistin  teki.

Odada  yatak,  dolaplar, masa ve koltuk  hepsi  siyah  ve deri. Kapılar koyu meşe  olsa gerek kahverengiydi. Kapılar. Bi saniye  bir  kapı daha  mı  var ?

Odanın  köşesinde  bir  kapı daha vardı muhtemelen  banyoydu.  Beklemeden  gidip  baktım.  Tam da  tahmin  ettiğim  gibi  bir  banyo  ve  aynı  renklerde  tasarlanmış. Banyo  dolaplarının  çekmecelerini  karıştırmaya  başladım.  Havlular,  havlular  ve  işte  koskocaman  çekmece  dolusu  parfüm.  Elime  aldığım  cam şişeye  dikkatlice  baktım. Değişik  ama güzel  bir  kokusu  vardı. İşte  şimdi  bittin  EFDAL KARAKAYA. Rana'ya  bulaşmak  neymiş  göreceksin...

........

Artık  iyice  sıkılmıştım. Ne gelen vardı  ne giden. Rana'dan da  daha  haber  anlamamıştım. Oturduğum  yafaktan  kalkip  odayı   keşfe   çıktım .  Kahverengi  ve  beyaz  tonlarıyla  harikaydı .  Geniş   pencereleriyle  oda oldukça  aydınlıktı . Ama ne yazık ki  camlar  karılmayan   camlardan. Dolap  ve  yatak  açık  kahveyle  diğer  mobilyalar  daha  açık  tonlardaydı. Basit  ama  güzel. Gözlerim  daha önce  incelemediğim  duvarlara  kaydığında kendimden  geçtim  resmen. Duvarda koskocaman  bir  resim. Kendi resmi.  Yağlı  boya  tablosuna  kendini mi  çizdirtmiş bu manyak. Kimlerin  eline  düştük  biz  böyle.

   Yatağın  odada  bir tablo  daha  vardı. Ne  olduğuna  bakmak  için  biraz  daha  yaklaştım  ama  tablo  değil  lambayı.  Kabartmalı    üzerinde   'YİĞİT'  yazan bir  lamba.  Demek  adın  yiğit  öyle  mi?  Ben tanıştığımda  hiç  memnun  olmadım ne yazık...

  Koltuğun  üzerinde  duran  çantamı  hemen  alıp  açtım.  İçerisinden  koyu bordo  ruju  alıp  resim  yeteneğimi  konuşturdum  bay  kendini  beğenmişin  resminde. Bence  gayet  güzel  olmuştu.  Ve  lambayı   unutmamak  lazım  değil mi? Ne demişti  bana  sus  mu  al sana  sus!  Lambanın  kablosunu  tuttuğum  gibi  çektim  ve  lamba  ayaklarımın  dibindeydi   paramparça.  Acaba  Rana  ne  yaptı?  Son bir şey  daha.  Çekmecede  aldığım  çarşafı  yatağın  üzerine  atıp  banyoda  bulduğum  kolanyağıyı  çarşafın  üzerine  boşalttım.  Çantadan  aldığım  çakmakla   tutuşturduk mu  tamamdır.

Kulağıma  gelen  siren sesiyle  Rana'nında  aynlılarını  yaptığını  anladım  ama  çok  merakı  ediyordum  ve bende  çarşafı  aleve  verip  kapının  oraya  geçtim. Kapıyı  açan  korumayı  tek   seferde  yere  serip  odadan kaçtım. Olabildiğince  hızlı.

........

Herkese  merhaba!
Yeni  kurumda  sizleri  görmek  cidden  harika.
Öncelikle  hikaye mi  okuduğunuz  ve  beğendiğiniz  için  teşekkür  ederim.
Yorumlarının  için  ayriyeten  teşekkür  ederim.
Hikayenin  ilk  bölümü  biraz  geçiş  bölümü  oldu.
O  yüzden  ikinci  bölüm  aksiyona  doyucaz  inşallah
Tabi  becerebilirsem.
Şimdiden  herkese  iyi  okumalar.

12.10.2019

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ERYZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin