59.BÖLÜM: "ÖTENAZİ"

948 125 831
                                    

Bölüm sınırı; 700 yorum & 35 vote.

Sınır dolduğunda illa yb gelecek diye bir kural yok. Ne zaman yazmak istersem o zaman gelecek. Çünkü; Sınır dolunca bazen insanın yazacak bir şeyi olmayabiliyor.

İyi okumalar:)

59.Bölüm: " Ötenazi"

Kafamı denize sokup düşüncelerimi boğasım vardı. Ancak sonsuz mavi yok edebilirdi bu kanıma susamış cansız ama bir o kadar da canlı canavarları.

Zihnimi meşgul eden bu mesaisi hiç bitmeyen düşünceleri bir günlüğüne de olsa kiraya vermek istiyordum. Akıtacak kanım kalmamıştı artık bu karmaşaya.

Göz kapaklarımın üzerindeki baskıyı yenip gözlerimi açamasamda duyduğum sesleri algılayabiliyordum. İnce, tiz ve daha önce duyduğuma emin olduğum bir kadının ses tonu doldurdu kulaklarımı. Ardından onun sık nefesleri uğuldadı kafamın içinde. Gözlerimin önündeki karanlığı yenip ona bakamasamda kaşlarının çatık ve saçlarının dağınık olduğuna emindim.

" Bak Justin," ince ve zarif ses tekrar kulaklarıma dolduğunda hafifçe kıpırdamaya çalıştım ama bunun sonucunda karnıma saplanan ağrı beni yattığım yere mıhladı." Daha önce düşük yapmış bir kadın var şuan karşımda, bünyesi zayıf ve normal süreçte ilk düşükten sonra 6 ay beklenmesi gerekiyor. Ama o daha az bir süreyle tekrar hamile kalmış," bu jinekolog kadın daha önce beni götürdüğü ve Lauren'in de hamile kaldığını ilk defa onun ağzından duyduğum kadındı. Şimdilik bunu es geçmeye ve ne söylediğine odaklanmaya çalıştım. "Üç ayını doldurmamış ve bu ikinci düşük tehlikesi riskini arttırıyor. "

Bunu tekrar yaşamak istemiyordum. Her ne kadar normal bir hamilelik geçirmesemde onun benimle olduğunu hissedebiliyordum ve birçok kez ondan güç alıyordum.

Benim tek bencilliğim babasını herşeyden çok sevmemdi.

" Elinden geleni ardına koyma," sert sesi beni bir anlığına düşüncelerimden sıyırırken kadının olduğu yerden hareket ettiğini zemine çarpan topuk sesinden anlamıştım. " Bu çocuk problemsiz bir şekilde doğacak."

Derin bir nefes aldım ve kurumuş olan dudaklarımı dilimle nemlendirdim. " Söylediğim gibi ilk üç ayı doldurmadığı sürece bebeği kaybetme riskini her zaman göz önünde bulundurmamız gerekiyor," karnım söyledikleriyle kasılırken kirpiklerimi kırpıştırıp açmaya çalıştım ama sonuç başarısızdı. " Rahmi bir bebeğin büyüyeceği kadar geniş değil ve bünyeside çok zayıf. Üzülmemesi artı kesinlikle stres yapmaması gerekiyor." son cümlesine gülmek istedim ancak gülecek gücü kendimde bulamadım.

Bardağın masaya sertçe bırakılması beni irkiltsede kıpırdayamadığım için olduğum yere iyice sindim." Bana bu zırvalıklarla gelme," tok sesi kulaklarımda tekrar yankılandı. Kadının söylediklerinin olmayacağını o da biliyordu, farkındaydı. Olmalıydıda." Benim yaşadığım hayatta stressiz geçen tek bir saniye bile yok. Bunu iyi biliyorsun o yüzden bu saçmalıkları bırak ve tıbben yapman gereken müdahaleleri yapmaya bak. "

Zorluklada olsa göz kapaklarımı hafifçe araladığımda, gözlerimin karanlığa alışmasını bekledim. İçeride loş bir ışık vardı ve bu loş ışık tıpkı bir yırtıcının savunmasız yakladığı kurbanına saldırır gibi göz bebeklerime saldırıyordu. Uyandığımı anlamasını istemediğim için kısık gözlerle sesin geldiği tarafa çevirdim bakışlarımı. Justin, çaprazımda duran tekli deri koltuğa yayılmış ve ayaklarını sehpaya uzatmışken elinde kristal bir içki kadehi vardı. Yüzü bir mermerin sertliğini aratmazken belirginleşen damarları bana sinirini anlatır gibi oldu.

LET ME LOVE YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin