Geçen onca tatil gününden sonra sabahın köründe kalkmak içler acısı bir durumdu, fakat ben yeterince(!) inek bir öğrenci olduğum için okula gitmek bana hiçbir zaman öyle çokta zor gelmiyor, mesela okulun her zaman iyi bir yönü var; Ahsen, biyoloji öğretmenimiz Levent Bey. Saçlarımı tararken okulun bittiği son günü hatırladım, geçen yıl hiç bitmeyecek gibi gelmişti. Ama bitmişti işte.
Halama uzaktan seri bir öpücük atarken bir yandan ayakkabılarımı giyiyordum. Elime bir defter geçirdim ve hızla merdivenlerden indim.
Ahsen sanki yıllardır görüşmemişiz gibi uzunca sarıldı bana ve saçlarını düzeltti. O gerçekten çok güzel bir kızdı. Sarıya kaçan uzun kumral dalgalı saçları, iri mavi gözleri sanki bir yapbozu tamamlıyor gibiydi. Bileklerinde her zaman taktığı ince bilekliklerden vardı. Doğallığı sevmezdi ancak abartmazdı da. Bense her zaman doğallıktan yanayımdır. Gözlerinde biraz rimel vardı. Bense tüm güzelliğimle erkeklerin aklını başından almıştım(!).
Müdürün neredeyse yarım saat süren yeni yıl dönemi konuşması bitene kadar okula yeni gelen çocukların dikkatini çekmeye çalışan kızlara baktık. Gerçekten bakılmayacak gibi değillerdi hani. Ahsen ayağa kalktı ve tüm sapıklığıyla çocuklara doğru yürüdü. Bazen ona şakasından "orospu" derdim. Bu yeni gelenlerden biri bizim sınıftaymış. Derse girdiğimizde sınıfa yeni gelenin benim beğendiğim çocuk olduğunu gördüm. Şans mıydı bilmem ama mutlu olduğum kesindi. Bu sırada çocuk etrafına çapkınca bakışlar atıyordu. Bana baktığında gülümsedim ve karşılığım geldi. O da gülmüştü, hemde sırıtarak. İşin tuhaf yanı şuydu, güldüğünde neredeyse heyecandan ölüyordum. Tam yüzümün kızarmasınu görmesini istemiyorken yanıma geldi. Yemin ediyorum kalbim boğazımda çıkmayı bekliyordu ve titrediğimi hissediyordum.
Elinde bir kalıp çikolata vardı. Pişkin pişkin gülerek bana uzattı. O anda, "Annen yabancılarla konuşma, onlardan bişey alma dediiiii."diyesim geldi. Ama şimdi tepik falan yiyebilirim. Elini yüzümün önünde gezdirdi. "Hey, alıcak mısın?" Güldüm ve yavaşça kopardım. Adımı sordu. Tamam öyle çok güzel bir adım yok belki ama, yani niye Ela? Eda olabilirdi mesela. Adı Deniz'miş. Derse girdiğimizde hala kalbimin ritmini ayarlamakla meşguldüm. Sık sık kalbim sıkışırdı. Ama bu çok farklıydı. Gerçekten heyecanlanmıştım.
Şiran çok istemiştiiii. Aklıma geldi ve yazdım. Umarım beğenirsiniz, hikayemin daha fazla tercih edilmesi için lütfen arkadaşlarınıza da önerin. Şiran sayesinde tüm dershane öğrendi zaten. Teşekkürler Şiran djjd <3 <3 <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ela
General FictionDaha bebekken geçirdiği bir kazada annesini kaybeden ve yaşama tutunmaya çalışan bir kızın hikayesi.