Bölüm 37: Zihinsel Karanlık

1K 84 53
                                    

İthaf: tutlankaciyor

Tam tempo okumalar!

*

Yazarın ağzından.

Sarah, Jackson'ı yüzüncü kez daha kendine dikkat etmesi konusunda uyarıp çıkarken ev az önceki kalabalığın aksine bomboştu. Jackson, Rosalie ve Alistair salonun ortasında misafir gibi dikilmişlerdi.

Jackson ortama yayılan ciddiyete daha fazla dayanamayıp kendini koltuğun üzerine fırlattığında, koltuktan birkaç yay sesi duyuldu.

"Kırsaydın, bize lazım değil zaten." dedi Rosalie koltuğa oturarak. Alistair hâlâ ayaktaydı ve Jackson'a kesinlikle bakmıyordu.

Fakat Jackson ısrarla Alistair'a bakıp onu gözleriyle rahatsız ediyordu ve bundan büyük bir zevk alıyordu. Sevmediği insanların karşısında acı çekerek kıvranması ona her zaman eğlenceli bir aktivite olarak görünmüştü.

Sol göğsünde, tam kalbinin üzerinde hâlâ inceden bir acı mevcuttu. Isabella'nın elini tuttuğunda Isabella heyecandan ısının miktarını biraz kaçırmış, bu da Jackson'ın teninde geçici bir ize neden olmuştu.

Zihninde canlanan görüntüyle Alistair'ı unutup dudağının kenarına bir gülümseme yerleştirdi. Son zamanlarda ne zaman Isabella'yı görse veya aklından geçirse bu olay ortaya çıkıyordu ama normalde de bu şekilde çarpık çarpık güldüğü için kimse bir şey fark etmiyordu.

Isabella'yı düşünüyordu. Farkında olmadan kendisine ettiği aşk itirafını, kalbinin üzerindeki minicik elini, rüyasında annesine seslenişini ve Isabella'ya dair her şeyi. Sonra birden Alec'i düşünerek küfür etmek istiyordu. Bugün öyle birden içeri dalmasa içinden Isabella'yı öpmek geçmişti.

Evet, bunu düşünmüştü. Hatta istemişti, hemde çok istemişti.

"Ben duş alıp dışarı çıkacağım." dedi Alistair. "Akşam geç gelirim."

"Hiç gelmesen de olur, fark etmeyiz zaten." dedi Jackson anında lafı yapıştırarak.

Alistair dudaklarına sahte olduğu bariz anlaşılan bir gülümseme yerleştirdi.

Rosalie Jackson'ın Alistair'a laf sokmaya başladığına göre gayet iyi olduğunu düşündü fakat sonra Jackson'ın Alistair'a laf sokmak için ölüm döşeğinden bile dönebileceği geldi aklına.

Alistair hiçbir şey söylemeden odasına çıkarken Jackson koltuğa iyice yayıldı.

Rosalie koltuğun diğer tarafından, Jackson'ın baş hizasına denk gelen tarafa kaydı.

"Ne oldu sana?" dedi bağdaş kurarak.

Jackson tam gözlerini kapatmışken gelen bu soruya, "Ne olmuş bana?" diye yanıt verdi.

Rosalie göz devirdi. Bazen bu iki aptal erkeğe hiçbir şey anlatma ihtiyacı duymadan çekip gitmek istiyordu.

"Beni yorma, Jackson." dedi bezgin bir sesle. Jackson kapattığı gözlerini açarak ellerini başının altına koydu.

"Rüyalarda geziniyordum ve sanırım bir şeyler ters gitti. Bu çok kez olmuştu, sadece bu seferki biraz daha ağırdı. Önemli bir şey yok."

Yalan söylemek onun için çok imkansız veya zor bir şey sayılmazdı. Saniyeler içinde kolayca yalanlar uydurur, en zor durumlardan bile tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla sıyrılırdı.

Tek yapmak istediği Isabella'ya küçük bir sürprizdi fakat ne zaman onun rüyalarına girse beyninin içinde koca bir karanlıkla karşılaşıyordu.

İMGE - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin