Yavaş yavaş akşam olurken Aura yeniden gökyüzüne doğru bakıyordu.Ein sağa sola doğru koşuşturduğundan Aura ile çok fazla ilgilenemiyordu Diana ise yerde uzanıyor ve bebek sesleri çıkarıyordu
Dışarı çıkıp Kraliçe Ahtyrenna'nın yanın gidecekti.Kraliçe Ahtyrenna hava kararmadan dönmüştü.Aura, Diana'yı kucağına alıp Kraliçe Ahtyrenna'nın yanına doğru yürümeye başladı
Kraliçe Ahtyrenna'yı ararken onu sarayın girişi olan koridorda buldu.Kraliçe'nin yanına iki tane çiftçi vardı ve Kraliçe Ahtyrenna'ya korkuyla birşeylerden bahsediyorlardı
"Kraliçem bütün ekinler kurudu! Hatta yandı!"dedi Çiftçilerden biri
Aura olduğu yerde kaldı ve sessizce bulunduğu yerden onları dinlemeye başladı
"Nasıl yani kurudu?"dedi Kraliçe Ahtyrenna şaşkınlıkla
"Bildiğiniz kurudu işte hatta bakın!"dedi Çiftçi ve elindeki kurmuş ve neredeyse toza dönüşmüş olan mısırı gösterdi
Aura'nın ağızı bile şaşkınlıkla açıldı.Mısır nasıl bu kadar kötü ve kurumuş olabilirdi?
"Belki de birileri Ateşle yakmıştır?"dedi Kraliçe Ahtyrenna
"Hayır efendim.Kimse Tarlamızda yoktu.Tarlamızı geziyorduk derken mısırlar ve tüm ekinler yanmaya başladı bu sadece bizde de değil diğer çiftçilerde bile var.Onlarında ekinleri yanmış!"dedi Çiftçi
Aura aniden paniğe kapıldı.Ekinlerin aniden alev almasını ancak bir kişi sağlayabilirdi...
Güneş Tanrıçası olan Annesi Auranio...
Annesi durup dururken ekinleri yakmazdı bir şeye sinirlenmiş olmalıydı ve Aura sanırım ne olduğunu biliyordu
Anneleri her şeyi biliyordu artık
Aura kucağında sessizce ona doğru bakan Diana'yı fark etti ve ikiside arkalarını dönerek odalarına gittiler.Hava yavaş yavaş kararırken tek isteği babasını görmekti en iyi ondan yanıt alabilirdi
Uyku vakti Aura ve Diana için geldiğinde Hizmetçi Vespi onları yatağa yatırdı ve uyuttu.Sarayda kasvetli bir hava olmasına rağmen Vespi bayağı neşeli duruyordu ya da kızlara çaktırmak istemiyordu
Vespi gittikten kısa bir süre sonra Aura ve Diana uykuya daldılar.Diana hiçbir şey anlamadığından çabuk uyuyordum.Aura İsa sağa sola dönerek birazcık geçte olsa uyuyabildi
Gecenin ilerleyen saatlerinde Aura, Diana'nın seslerinden doğru kalktı ve Kardeşi Diana'ya doğru baktı.Diana beşiğinde bir yukarı bir aşağı sallanıyordu.Aura yatağından kalktı ve zıplayan kardeşini tuttu
Bir terslik vardı
Kurtlar neredeydi? Bu saatte burada olmaları gerekiyordu ama yoklardı
Aura korkuyla Diana'yı yeniden kucağına aldı ve kapısının açarak odadan çıktı.Etrafına baktı kimse yoktu.Kurtlar da yoktu
Aura paniklemeye başlamıştı
"Aura,Her zaman ki uçuruma git.Korkma Askerleri uyuttum seni durduramazlar"dedi biri zihninden
Bu Driemesia'nın sesiydi
Aura hafiften gülümseyerek dışarıya doğru koşmaya başladı.Dış kapıya geldiğinde askerler yerde yatıp uyuyorlardı
Aura öyle bir hızla koşmuştu ki nefesleri bile artık ona yetmiyordu.Uçuruma geldiği zaman bir ümit babasını istedi ama orada yoktu
Ne o vardı ne de Kurtlar.Bomboş bir araziydi.Kardeşi Diana'yı daha çok sıktı ve yukarıya doğru baktı ama yukarıda Ay bile yoktu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tanrıçasının Küçük Kızları
FantasyBüyük bir mağarada sahipsiz iki tane kız çocuğu bulunur Ama onlar herkesin düşündüğü gibi sahipsizler mi?