seven: loveless soul

6.4K 692 281
                                    

Moondust, Jaymes Young

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Moondust, Jaymes Young

Taehyung ile yaşadığım tartışmanın üzerinden bir hafta geçmişti, onun röportajını yayınlamıştık ve tıpkı tahmin ettiğimiz gibi bütün okul adeta bir karnaval havasına bürünmüştü. Aslında Taehyung hayatına dair pek fazla bir şey anlatmamıştı bize, sadece benim sorduğum -ona göre aptalca olan- soruları cevaplamış, fazla derine inmemişti. Ben de sormak istememiştim zaten, aslında ona dair merak edilen, okuldakilerin onun hakkında öğrenmek istediği daha birçok şey vardı fakat artık benim o merak edilen efsaneleri sormaya cesaretim yoktu. Geçen hafta dersimi oldukça iyi bir şekilde almıştım çünkü.

"Tanrım," dedi yanımda kasılarak yürüyen Hoseok. Kahve tonlarında saçları uzamaya başlamıştı ve neredeyse gözlerini kapatıyordu fakat bu onun pek de umrunda değil gibiydi. "Okulda resmen bir rock yıldızı gibi karşılanıyoruz, herkes Taehyung ile röportaj yapmayı başardığımız için bize hayran kaldı!"

Benzetmesine gülmeden edemedim fakat sözlerindeki haklılık payını da inkar edemezdim. Gerçekten, her fırsatta bizimle dalga geçen Kim Taehyung ile röportaj yapmamızı kimse beklemiyordu. Matematik öğretmenimiz Bay Lee bile şokla yanımıza gelmiş, onun tabiriyle "arlanmaz serseriyi" nasıl ikna edebildiğimizi sormuştu. Bütün okul son günlerde sadece bu olaydan bahsediyordu. Ardında yatan santaj(?) mevzusunu bilmediklerinden, bu kadar şaşırmaları elbette normaldi.

O günden sonra Taehyung ile bir kere dahi konuşmamış, kalan soruları sormak için bile Hoseok'u göndermiştim. Ona karşı mahcup hissediyordum ve nedense karşısına çıkmaya korkuyor, karşılaştığımız anlarda hemen yolumu değiştiriyordum. Hatta bu hafta onu görmemek için ortak dersimiz olan edebiyata bile girmemiştim. Yaptığım belki çocukçaydı, belki de aramızda geçen o garip olayı gözümde büyütmemeliydim, bilmiyordum fakat yine de bütün bu düşündüklerime rağmen kendimi kötü hissetmekten alıkoyamıyordum. Evet, Kim Taehyung aptal herifin teki olabilirdi ama yine de hiç kimse, o bile, böyle bir durumun içinde kalmayı istemezdi. Kendimi onun yerine koyduğumda, gerçekten aslında yaşadığının düşündüğümden bile daha ağır olduğunu fark ettim. Tanrı aşkına, kimseye zarar vermediğin -hatta zarar gören taraf sen olduğun- halde etrafındaki herkes seni kötü(?) olan kişi olarak biliyor ve bunun hakkında yalan yanlış konuşuyor. Korkunç bir duygu olmalı çünkü bu aslında iftiradan farksız bir durum.

"Gazete tekrar eski popülerliğine kavuştu fakat bunu kaybetmememiz gerek," dedim Hoseok ile kapıdan çıkıp bahçeye yönelirken. Havalar bir ısınıp bir soğuduğundan, sabah evden çıkarken yanıma ne alacağımı bilmiyor ve genelde yanlış seçimler yapıyordum. Bu da, o günlerden biriydi. Şiddetli sayılabilecek bir rüzgar hakimdi havada ve benim üzerimde sadece kapüşonlu, siyah bir hırka vardı. Üşüdüğümü fark eden Hoseok içeriye tekrar girmemizi söylesede başımı sağa sola sallayarak onu reddetmiştim çünkü yoğun geçen bir matematik dersinden çıkmıştım ve kesinlikle temiz bir havaya ihtiyacım vardı.

strawberries and cigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin