Umay içine kapanık psikolojisi bozuk bir kızdı.ama yinede ayaktaydı kullandığı bunca haplar,ve intahara kalkışmaları felan,baya kendii yıpratmıştı.Onun için herkes üzülüyordu çünkü o iyi bir kızdı sadece garip bir ailenin çocuğu oldu.Umay ailesinden sürekli fiziksel şiddet görüyordu.Bir ara başına tak etti ve hemen aile sosyal politikalara başvurdu. E tabi onlarda Umay'yı o aileden aldı.
zaman geçtikçe Umay'ın durumu kötüleşti.Beynin ve akciğerlerinde tümör bulundu.Sırf bu yüzden iki ailedende terkedildi.Ama bu en sonki ailesi onu asla bırakmadı.Artık Umay bir tüp ile yaşayacaktı.Yani yerde tekerlekli bir tüp ve burnuna kadar dolanan bir boru ile nefes alıcaktı.Umay bunları umursamayıp sigaraya başladı.Zaten Umay kimseyi umursamıyordu.Yaz bitti ve kışın okula yani lise 2ye geçmişti okulun ilk günü sınıftaki herkes Umay'a tuhaf tuhaf bakıyordu. Umay bu durumu aldırış etmeyip sırasına oturdu.yanına bi erkek gelip ona sarkmaya başladı"fıstık bu boru felan... biraz garip değil mi" Umay çok sinirlendi ve hemen cevabı patlattı"garip olan sensin,bana bulaşma.Şimdi defol git." Diye bağırdı.Çocuk ona kızgınca bakıp dudağını kıvırdı ve yanından ayrılmadan bir sigara yaktı.Ama bu sigaranın fazlasıyla ağır birdumanı vardı.Umay kendini tutamayayıp soruyu sordu.
"Sen saygı nedir bilmez misin?" Diye mırıldadı.çocuk ise hemen karşılık verdi
"Hayır.bilmem"
"Belli oluyor zaten"
"Neden soruyosun ozaman"
"Sananeeeeee!!!!"
"Ufff seni çekemiyeceğim "
"Ozaman defol git seni burada istemiyorum"
Diye bağırdı Umay.
Umay'ın sinirleri tavan yapmıştı.Çocuğa doğru kızgın kızgın bakıyordu .Çocuk ise ona küçümser bir şekilde kahkaha atıp.sıradan uzaklaştı.Umay hayatında bukadar havalı kendini beğenmiş bir çocuk görmemişti.Asla ona yüz vermiyecekti.İnsanların nekadar saygısız olduğunu birdaha öğrenmiş oldu.Ama nedense aklından çıkmıyordu.hep sabah olanları düşünüp durdu.Sonuçta çocuğa bir şans verip onunla tekrar yeni bir tanışma başlatabilirdi.zaten büyük ihtimalle Umay o çocuğa kendini baştan kaptırmıştı.O kadar çekiciydiki,yanındaki bütün kızların dibi düşüyordu ama o çocuk tam bir badboydu.Umay merdivenlerden inerken yoruldu ve tüpü elinden kaydırdı.Umay'ın burnuna bağlı olan boru koptu aynı şekilde tüple beraber merdivenlerden aşağı yuvarlandı.Umay'ın nefesi daraldı ve yere yığıldı.tam bayılacakken sabah ona sarkan çocuğu gördü.Zaten tam bayılacaktı ki gözleri yavaş yavaş kapandı.O olanları bilmiyor ama tam şöyle oldu;
Çocuk onu kucağına aldı ve arkasındaki çetede tüpü aldı hemen hastaneye gittiler.Hastanede Umay'ın başında saatlerce beklediler.Umay bir serumla uyandı.Çocuk hemen hızla içeri girdi veeeeeee"Iyi misin...ya-yani durumun nasıl?"
"İyiyim...de.... Senin ne işin var burada."
"Seni buraya getiren benim"
"Bana neden yardım ettin ki,etrafımda zaten benimle ilgilenicek bir sürü insan var."
"yani ben insan değil miyim.canım istedi hayatını kurtardım.Bana borçlusun."
"Yok yaaaa,bide evime davet etseydim.Saçma sapan konuşma ve şimdi gidebilirsiniz bak bişeyim yok.Merak etme"
"Sen bilirsin ama yinede bana borcun var unutma"diyerek hızlıca odadan çıktı.Umay kimseyi umursamazken onu umursayanların olduğu onu mutlu ediyor.Umay'ın hayatta en korktuğu şeyler unutulmak ve yalnız kalmaktı. O yüzden asla kimseye yanlışı dokunmadı.Hastanede iken cebinde sigara paketini buldu ve bir tane sigara yaktı.Umay'ın kendine gelmesi için bence en iyi çözümdü bu.Umay aslında hiç aburcubur tüketmez ama sinirleri bozukken nekadar yediğini bile unutur.
Bir an önce hastaneden çıkmak isteyen Umay hıphızlı eşyalarını toplar ve hem çıkış kayıtlarını yaptırır.sabah erken kalkması gereksede gece bir Cafe'de saatlerce oturdu .Umay'ın hayatı boyunca hiç sevgilisi olmamıştı.Çünkü erkekler onda hiçbirşey bulmuyordu.Umay depresyondaydı geçen ay ,çünkü erkeklerin onu beğenmediğini ve her an patlayabilecek bir bomba olduğunu düşünüp durdu.Halbuki okadar güzel bir kızdı ki o burnuna kadar dolanan boru yüzünden hiçbir erkek nedense yanına yaklaşamıyordu.Sabah erken kalkması gerektiği için hemen eve gitti.Umay'ın üvey ailesi onu hiç sorgulamazdı.Çünkü Umay gereğinden fazla insanlara güven veriyordu.