Keyifli okumalar.
Oy vermeden ve bool bool yorum yapmadan geçmeyin lütfen...
..
Sarkı; Ledge, Not Dead Yet
The Score, Glory
4. BÖLÜM: SIĞINAK vs KARARGÂH
"Sence burada olmamız ne kadar doğru?"
Aptalca bulduğum soruyu tekrar duyunca, böyle bir yere Argos ile gelerek ne kadar aptalca bir karar almış olduğumu bir kez daha anladım. Dik dik önümdeki harabe binanın çürümüş kapısına bakarak "Artık geri dönüşü yok," dedim sinirlenmeye başlayan bir sesle. Hemen ardımda tedirgince kıpırdandığını hissettim.
Beni vazgeçirmeye yönelik daha fazla konuşmasına fırsat bırakmadan kapıyı tüm gücümle ittirip açtım. Rutubet kokan karanlık bir giriş karşıladı bizi önce. Hatırladığım gibiydi. Argos arkamdan söylene söylene beni takip ediyordu.
Kapı ardımızdan gıcırdayarak kapanınca göz gözü görmez bir karanlıkla kucaklaştık. Daha önceleri defalarca geldiğim bu yer için yanımdan ayırmadığım küçük feneri çıkarıp açtım. Etrafı şöyle bir kolaçan ettim.
Yaşam belirtisi göstermeyen tek odalı ev, hemen ilerideki kırık tahta masa hariç bomboştu. Ayaklarım ezbere bildiğim görüntüye doğru gitti. Masanın yanında durdum. Gelip gelmediğini kontrol etmek için ışığı Argos'a yönelttim.
Birkaç adım arkamda elini yüzüne siper etmiş gözlerini ışıktan korumaya çalışıyordu. Huysuzca homurdandı. Yırtık siyah kotunun üstüne giydiği bol kot ceketi ve kıvırcık saçlarındaki bandana ile sevdiği bir grubun konserine gelmiş gibiydi. Benimle gelmek için diretmeseydi asla getirmezdim onu buraya.
Işığı lekeli taş duvara tutup aradığım şeyi bulmak için keşfe çıktım duvarın pürüzlü yüzeyinde. Diğerlerinden farklı olarak ama göze çarpmayan, üzerinde üç tane çentik bulunan taşı el yordamıyla buldum. Avucumun içini taşa bastırıp az biraz ittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABLUKA
Ficção CientíficaShalin için yaşadığı hayatın ne kadar adaletsiz olduğunun farkındaydı. Elinde kalan son şey sistemi eleştiren bilen düşünceleriydi. Otorite insanlığı mutlak bir hâkimiyet altına almışken zihnimiz bile artık yeterince güvenli değildi. Sıradan bir iş...