Bu da ne demek oluyor şimdi? Angelina beni aldatıyor muydu? Telefonu açan bu Toni de kimdi?"Ne demişler ağam... İngiltere'nin havasıyla karısına güven olmazmış. Sen en iyisi Küçük Berdelin'e odaklan," diyerek beni kendi tarafına çekmeye çalışan iç sesimin en başından bu yana Asmin'in tarafında olduğu zaten âşikârdı.
"Angelina şimdi beni boynuzlamış mı oluyor?" diye geçirirken içimden, sesli bir şekilde "Hayır hayır Angelina bunu bana yapmaz, o beni seviyor," diye cevap verdim kendi kendime. Bu kuşkuların beynimi yiyip bitirmesine fırsat vermemek için en son aranan numaralardan Angelina'nın numarasını bulup tekrar aradım. Telefon çalar çalmaz karşı taraf çağrıyı yanıtladı hemen.
"Hello... Ezman, sen misin?" diye sordu en ince sesiyle.
"İt's me...(benim)." diye cevap verdim.
Ben "Angelina daha yeni telefonu açan adam kimdi?" diye sorarken, o da aynı anda bana "Ezman az önce arayan sen miydin?" diye sordu.
"Evet bendim," dedim. "Peki telefonu açan adam kimdi?" diye ekledim.
"Ha... o mu?... O benim... dans partnerim."
"Dans partnerin mi? Sen tekrar dansa mı başladın?"
Angelina'nın sessiz kaldığını farkedince aynı soruyu tekrarladım.
"Angelina sen tekrar dansa mı başladın? Cevap versene!"
"Evet... Ezman... başladım."
"Seninle bu konu hakkında konuşup anlaştığımızı sanıyordum. Klüplerde dans etmeni istemediğimi biliyorsun..."
"Hayır Ezman sen beni yanlış anladın, ben klüpte değil, kültürel bir etkinlikte dans ediyorum ve Toni de benim partnerim," diye açıklama yapıp ardından en cilveli ses tonuyla "Seni üzecek bir şey yapar mıyım hiç sevgilim... Seni seviyorum ben," diye ekledi.
En son söylediğiyle Angelina'yı en başta ne için aradığım aklıma gelirken sözlerine karşılık vermeden "Dönünce konuşacağız bu konuyu," diyerek kapattım telefonu. Bugüne kadar ona hiçbir zaman 'Seni seviyorum' dememiştim, diyememiştim daha doğrusu. Hep o söylerdi bana beni sevdiğini fakat Angelina'yla aramda olan bana göre sadece fiziksel bir çekimden ibaretti. Bilmiyorum belki yanılıyorum ama o birini sevebilecek bir kadın değildi. Fazlasıyla kendine aşık birisiydi. O yüzden aşk-ı ilanlarını hiçbir zaman ciddiye alamadım.
Ben ise ilk aşkımdan sonra kimseyi sevmeye cesaret edememiştim. Bir daha asla sevdiğim birini kaybetmek ya da kaybetme korkusuyla yaşamak istememiştim fakat bugün yıllar sonra ilk defa yeni bir kaybetme korkusu yerleşmişti yüreğime. Bu öyle bir korkuydu ki beni Angelina'yı arayıp telefonla ilişkimizi bitirmeyi düşündürecek kadar büyük bir korkuydu. Ellerimi saçlarımın arasına götürerek göğe baktım. "Of Allah'ım ya, benim neyim var? Neden kendimi böyle ikiye bölünmüş hissediyorum?" dediğimde iç sesim yine arabeske bağlamıştı.
"Aşıksın... aşıksın... sen aşıksın arkadaş..." diye şarkı söyleyen iç sesime karşılık "Kim?... Ben?... Ben mi aşığım? Hayır efendim bu hissettiğim sadece ve sadece suçluluk duygusu... bu aşk değil," diye itinayla inkar ediyordum
(Bu videoyu Ezman ile iç sesinin duellosu olarak düşünün)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstikamet Londra (Töre Mecburiyetim kitabı)
ПоэзияBu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim. Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başl...