~10.Bölüm~
Dünyada adalet olmasada, birileri bi yerde kendi adaletini sağlıyor.
-Çık dışarı üstümü giyicem dedi.
-Soruma cevap ver.
-Bana emir verme.
-Soruma cevap ver dediğinde kadın, adam derin bir nefes çekip
-Sana özel bişey degil. Sait piçinden hoşlanmıyorum dediğinde
-ister sahte olsun ister gerçek sakın hayatıma burnunu sokmaya çalışma dedi ve kapıyı sertçe kapatarak gitti.Evran sinirle soluk alıp yanındaki torbaya yumrugunu geçirdi.
Işıl beldanın odasına gidip toplantı odasına çagırdı birlikte girip yerlerine oturdular. Belda Evrana baktı ama Evran göz ucuyla bile bakmadı. Belda önüne dönüp sabır diledi.
-Belda şu kağıtları Saitie okutturmadan imzalatman lazım. Dediğinde Belda başıyla onaylayıp kağıtları aldı.
-Kağıdı imzalattırıp işleme koyduğumuz an elinde ne varsa gidecek
-Aynen belgeyi ben hazırladım cirlop gibi oldu şerefsizim. Dedi teo
-Aferin yılda bir olsada işe yarıyon dedi Pusat dalgayla.
-Aa aşk olsun ben olmasam adım bile atamazsınız uyandırayım dedi.
-Adamın elindeki herşeyi alınca adam ne dicek aa Melek ne iyi yaptın aldın elimdeki bütün varlığımı hepsi sana feda olsun mu? Ya birimize zarar verirse? Dedi Deren
-Yavaş versin dedi sert sesiyle. Evran
Ben oldugu sürece bu masada kimseye zarar gelmez. Polise şutlıcaz. Burada iş size düşüyo. Işıl deren ozan ve Teo bunun her bokunu anlattığı bir avukat var. Gidin işkence mi yapıyoruz ne yapıyorsanız yapın kadını konuşturup kayda alın. Bizde şirkete gidelim şu imza için dedi ve gitti.Belda sakince odasına gidip siyah kadife bedenini saran bir tulum giyip saçlarını dalgalandırdı. Takılarını takıp makyajını yaptı. Bilerek kırmızı ruj sürmüştü. Parfümünü sıkıp silahını çantasına yerleştirdi. Üstüne bir ceket alıp aynaya yöneldi. Gayet güzel olmuştu. Tulumun derin bir gögüs dekoltesi vardı. Vücüdunu sarıyor fizigini ortaya çıkarıyordu. Stilettolarını da giyip odasından çıktı. Çıkar çıkmaz Evranla karşılaştı. Evran süzdü. Giydiği siyah dar gömlegi siyah pantolonuyla oldukça yakışıklı görünüyordu. Dagınık saçlarıyla insanın aklını başından alırdı. Yutkundu kadın.
Odasından çıkan Beldayı görünce süzdü boydan boya. Yine kanının çekilmesine neden olmuştu bu kadın. Her giydigi şeyle bu kadar mükemmel olması akıl karı degildi. Evran daha fazla aklını kaybetmemek için bakışlarını gözlerine çıkardı.
Sanki gözleri aklını başından almıyordu.
-Hazırsan çıkalım dediğinde başıyla onayladı Belda.
Sessiz bir yolculuk geçirdiler. Şirkete geldiklerinde arabadan inip asansöre bindiler.
-Akıllı bir adam okumaması lazım nasıl yapıcaksın dedi Pusat.
-Aklıllıysa aklını alırım o zaman dedi kendine emin bir tonda. Evran belaya bakıp sert bir nefes aldı. Hiç hoşuma gitmiyordu bu durum. Sait görünce birşey yapmasından korkuyordu. Kadınında dedigi gibi bu oyununu bozulsun diye kurmamışlardı sonuçta.Asansörden indiler iner inmez Saiti görünce hepsi gerildi. Evranın yumruklarını sıktığını görünce koluna dokundu Belda.
-Sakin ol diye fısıldadı. Bu fısıltı adamın ruhuna işledi. Onu sakinleştirdi. Sertçe yutkunup başıyla onayladı. Beldanın yanına gitti. Aslında biraz da mahçuptu.
-Konuşalım mı dedi Sait
-Bende o yüzden geldim dedi Belda. Sait hafifçe gülümseyip odasına ilerledi. Belda son kez arkasına dönüp Evranla baktı. Evran da ona. Gözleriyle anlaştılar.Sait odasına girince Beldayı buyur etti. Belda geçip sakince oturdu. Sait de karşısına oturdu. Derince bir nefes alıp
-Biliyo-
-Beni dinle. Ben sert biriyimdir. Böyle şeylere gelemem. Az çok tanıdıysan anlamışsındır. Ama yine de fazla tepki gösterdim. Dediginde Sait şaşırdı.
Bagırıp çağırmanı bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
Teen FictionGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...