Mix Step

Kayıp

MM=Irmak

Su

- " Evet kızım da kız kardeşin kaza geçirdi... "

- " Ne!! " telefonu şokla yere düşürdüm. Gözyaşlarımı tutamıyordum. Kardeşim yurtta okuyordu ve benim tek ailemdi. Annem ve babam boşanınca yurda gitmek istemişti.Hemen telefonu yerden aldım.

- " Ne zaman!? Nerde!? Nasıl!? "

- " Sakin ol kızım. Yurt otobüsü kaza geçirmiş. Şu an yoğun bakımda. "

- "Hemen geliyorum! " dedim ve telefonu kapadım. Odadan çıkacakken odaya Suga girdi. Omzuna çarptım ve odadan çıktım ki beni kolumdan tuttu. Ona döndüm.

- " Su, niye böyle yapıyorsun? "

- " Şu anda hiç zamanı değil. " hala gözlerimden yaşlar akıyordu.

- " Bence tam zamanı. "

- " Ya bırak beni! Artık rahat bırak! Git kendi işine!! " kolumu sertçe çekince elimdeki yüzük suratını çizdi. Hemen dışarı çıkıp taksiye bindim. Kardeşim benim her şeyimdi.

Suga

Ben yaşadığım şoku atlatamadan Su gitmişti. Napmıştım ki ona? Göz yaşlarımı tutuyordum. Bunun için ağlayamazdım. Damlayamazlardı. Ardından aşağı indim. Beni gören RM hemen yanıma koştu. 

- " Hyung! İyi misin? Yüzün kanıyor. " yüzüme dokundum.

- " A şey önemli değil. "

- " Uff gel temizleyelim. "

- " RM, senden birşey isteyebilir miyim? Suyu arar mısın? Çok acele çıktı da. " hemen telefonunu çıkarıp aradı. Çaldı çaldı kapandı. Nerde olabilirdi ki?

                                                                               ***********************

4 saat geçmesine rağmen hala Su telefonunu açmamıştı. Son ümitle tekrar aradık ve açtı.

- " Alo, RM oppa noldu? " kıskançlık krizim başlıyordu.

- " Alo Su, nerdesin? "

- " Türkiyedeyim. " bir baba edasıyla bağırdım.

- " Ne işin var senin orda!!! Çabuk Koreye gel!!! "

- " Suga.... Sen orda mıydın? "

- " Neden Türkiyedesin onu söyle bana!!! "

- " Önemli işlerim var da ondan. " sonra kısık sesle "baba " dedi. RM kıkırdamamak için zor duruyordu.

- "HEMEN GEL!! " 

- " Üfff. Peki BABA! İşim bitince gelirim " telefonu kapatınca RM kahkaha patlattı.

- " ㅋㅋㅋㅋ Baba ha! ㅋㅋㅋㅋ Bu iyiydi. " gitti.

Sun mi

Gözlerimi açtığımda Yeonjun ile karşılaştım. Hava daha kararmamıştı. Sanırım uyuya kalmıştım. Yeonjun gözlerini açıyordu. Hemen kulübenin içine girdim. Gözlrini açtı. Etrafa bakıp dudağını büzdü. Çok tatlıydı. Gene ağlamaya başladı.

-  " Neden! Neden Sun mi! Niye bana bunu yapıyorsun!? " bende ağlamaya başladım yre çömüp duvara yaslandım. Göz yaşlarımı tutamıyordum. Hiç sesim çıkmıyordu fakat onun hıçkırıklarını duyuyordum. Şimdi onun yanına gidip sarılmalıydım fakat sabah kahvaltısında yürek yemedim. Sadece birlikte ağladık. 

Soobin

Minoe'yi restorantta solgun bir şekilde buldum. Karşısına oturdum. Parmağımla kafasını kaldırdım.

- "Minoe noldu, solgun gözüküyorsun. "

- " Oppa... Ben... Yeonjuna hislerimi söyledim fakat... " gözlerin elleriye kapadı. Bana döndü.

- "Oppa ben çirkin miyim? "

- " Hayır, bence çok tatlısın. "

- " Teşekkürler oppa! " çalan telofonumla yanından ayrıldım.

Suga

Suyu dünden beri arıyordum. Benim inadıma açmıyordu bu kesin. Mutfağa su içmek için giren Vyi tuttum. 

- " Hyung ne yapıyorsun!? "

- " V! Suyu arar mısın? Benim telefonuma cevap vermiyor. "

- " Tamam ya." aradı. Açtı.

- " Alo tae. Ne oldu. " 

- " Şeyy. Nerdesin? Klip çekimleri başlayacak da. "

- " Türkiyedeyim. " Vnin gözleri büyüdü. 

- " Ne zaman gelirsin? "

- " Yakında. Yani bugün sanırım. " kapadı. Delircem ya. Bu-kız-ne-ya-pı-yor!!!!!!!! Odama girince JKun telefounu buldum. Hemen elime aldım. Tabiiki şifreliydi. IUnun doğum gününü denedim ve doğru çıktı! Şaşırdık mı? Haaayır. Suyu aradım. Ama bu sefer görüntülü.*piç smile* Açar açmaz ss aldım. Vee beni görür görmez kapadı. Galeriye girdim. Galeride JKdan fazla IUnun fotosu vardı. SSe baktığımda bir hastanede olduğunu gördüm ve yanındaki yatakta yeşil gözlü bir kız vardı. Delircem yaaa.

JK 

Suga hyung başımın etini yiyordu.

- " Niye hastanede bu kız!? Yataktaki kız kimdi!? CEVAP VER JK!!!!! " yakamdan beni tutup sallarken bağırmıştı.

- " Hyung. " bana döndü

- " Sana bir soru. Oradan müneccin gibi mi DURUYORUM!! "biraz duraksadı.

- " Haklısın ya. "

- " Bu yurtta beynini kulanmayı bilen tek ben miyim? " içeri elinde ayıcık olan, başı sargılı ve mavi gözlü bir kız girdi.

- " Hayır ,ben de varım. "

- "KIzıııım. Irmak! Bilmediğin yerlere girmesene. " içeri bunları diye diye Su girdi.

- " Su... Sen Türkiyede değil miydin? Ayrıca bu kız da nerden çıktı? "

- " Geri geldim. Ve bu da Irmaaak. Kaza geçirdiği için gitmiştim. Sonra benle gelmek istedi. " ardından içeri Hueningkai girdi. Irmak dimdirek Hueningkainin bacağına yapıştı.

- " Hueningkai! Hueningkai!! "diye bağırmaya başladı Irmak.

- "Hah! Bende Txt'yi nereden tanıyorum diyordum. Irmak Txt'nin büyük hayranı. " diye açıklama yaptı Su.

- " Bunu çıkarmak için bir şey yok mu? Levye falan. Ayrıca bu ufaklık kim? "

- " Su'nun kızıymış. İsmide Irmak. "

- " Aslı... " Suga hyung Suyu böldü

- " Açıklamaya gerek yok. " 

Herkesten özür diliyorum-tabi okuyanım varsa- Şu sıra okul yüzünden yazamıyorum. Ayrıca okumuyosunuz ki. Beni yazmama zorlayacak pamuk şeker bir kankam da yok ki artık. Lütfen okuyu yaa