Yazılış tarihi 13 Haziran 2020
Saat 23.18
Sabahın erken saatleri... Ve ben yine gördüğüm rüyalar yüzünden erken uyandım.Hep aynı rüya ve aynı son... Rüyamda bilmediğim diyarlarda başıboş dolanırken keskin bir çığlık duyuyorum .Sesin geldiği yöne giderken içimdeki ses oraya gitmememi söylüyor. Köşeyi dönecekken işte tamda o anda uyanıveriyorum. Bu hep böyle oluyor. Bıktım artık. İçimde susmayan bir fısıltı var. Beni deli ediyor. Bu evde 3 kişi yaşıyoruz. Annemiz babamız yok. Üçümüzde yetimhanede büyüdük. Can dostum Behzat Güler ve biricik kardeşim Buğlem Asel...Onlardan başka kimsem yok bu hayatta. Olmasada olur zaten. İkisi bana yetiyor. Behzat 24 yaşında ama pek olgun davranışlar gösterdiği söylenemez .Ben bile ondan 4 yaş küçüğüm ama daha olgun davranıyorum .Bana hep senin ruhun yaşlı derdi. Onu yalanlamıyorum. Doğru çünkü ben de öyle hissediyorum ve kız kardeşim Buğlem...Daha 18 yaşına yeni girdi. Aklı bir karış havada.Karakterlerimiz benzemediği gibi dış görünüşümüzde benzemiyor. O esmer güzeli ve çok beğendiğim yemyeşil gözlere sahip. Bense sarışın mavi gözleri olan biriyim işte. 20 yaşında olmama rağmen beni daha küçük sananlar oluyor .Onları hiç düzeltme gereğinde bulunmadım.Ne düşünürlerse düşünsünler. Onlarla zaten bir iletişimim yok. Çok konuşmayı seven biri de değilim .Yataktan zar zor çıkıp mutfağa gittim. Boğazım kurumuştu. Yanıma su almaya hep unutuyorum ve biraz da üşengeçlik de var tabi. Bardaktaki suyu kanarcasına içerken boynumda nefes hissetmemle anın verdiği korkuyla suyu püskürttüm. Ben olduğum yerde öksürürken pis hergelenin kahkaha seslerini duyuyordum tabi.Bunun intikamı acı olacak Behzat bey. Dolaptan buz gibi bir suyu alıp ona doğru ilerledim. Behzat gülerken konuşmaya çalıştı.
_ Hâlâ çocuk gibi korkuyorsun kızım. Ayyy....hahaaaa... Korkak seni...
Şişenin kapağını açarken sinsice sırıttım .Sana göstereceğim korkağı. Behzat ne yapacağımı anlamış gibi kahkahası kesilirken çaktırmamaya çalışarak geri adımladı .Kaçmasına fırsat vermeden suratına suyu döküverdim .Suratına gelen buz gibi su ile donakalırken gülme sırası bana geçmişti .Buz gibi su onun için iyi olmaz çünkü suratına suyu dökünce uykusu gelmiyor. Bunu da bir ay önce fark etmişdim. Behzat söylene söylene odasına gitti. Sen kaşındın oğlum. Şişeyi bırakıp odama geçtim. Uyuyamayacağımı bile bile yatağıma uzandım. Dışarıda şiddetli bir rüzgar var. Sanki her şeyi alıp götürmek istercesine esiyor .Böyle havaları sevmem. Kasvetli ve insanı boğuyor. Bugün şiddetli bir fırtına geleceği belli. Fırtına gelir geçer ve geriye sadece harabe kalır. Bugün nasıl bir hava kalacak bakalım .Behzat yine duramayıp duvarı yumrukladığında güldüm. Aynı onun yaptığı gibi duvarı yumrukladım. Deli dolu,yaşamayı seven çocuk ruhlu bir adam. Yani benim hiç olamayacağım bir kişiliğe sahip. Bazen onu kıskanmıyor değilim. Onunla ilk karşılaşmamız beni dayak yemekten kurtarmak olmuştu .Daha 14 yaşlarında cılız, çelimsiz biriydim işte .Bir kız vardı. Beni neden sevmediğini hiçbir zaman anlamadım. Benim kimseye zararım yoktu. Kendi halinde sessiz biriydim. O kız bir gün arkadaşlarını toplayıp beni köşeye sıkıştırmıştı.Sesim çıkmıyordu çünkü onlarla başa çıkamayacağımı biliyordum. Kardeşimde köşede sessizce ağlıyordu. Çünkü o da başıma gelecekleri biliyor .Yardım istese kim yardım edecek ? Çaresiz bakınıyorum etrafa. O anda tamda o geliyor. Behzat ilk önce bizi görmedi. Çıkışa doğru giderken kardeşim yolunu kesip onu durdurdu .Buradan ne dediği anlaşılmıyordu ama yardım istediği kesin. Gizemli bir görünüşü var. Bir bakışı ile kızların kaçmasını sağladıktan sonra konuşmadan çekip gitti .Gitmeden önce uzun uzun bana bakmıştı .Gel zaman git zaman 2 yıl sonra evlat edildiğimiz haberini aldık. En azından kardeşimle ayrı kalmadık. Bizi evlat edinen kişiyi beklerken beni kurtaran o ağabeyi gördüm. İşte o günden bu yana beraberiz. Anlatmadığı sakladığı çok şey var. Bunu biliyorum ama hiçbir zaman sormadımda. Bazen uzaklara dalıp dalıp gidiyor ama yine o eski neşeli haline dönüveriyor. 4 yıldır onunla yaşıyoruz ama o sanki yıllardır birlikte yaşıyormuşuz hissi yaratıyor. Gerçek ailemle olsaydım böyle olur muydu bilmiyorum. Hepimize ait bir banka hesabı açtırmış ve yüklü miktarda para yatırmış. O kadar parayı nereden buldu bilmiyorum. Yatırdığı parayı harcayacak değilim. Kendi kazandığım para bana yetiyor. Annemden geriye kalan tek şey boynumdaki kolye. Arada parlıyor sonra hemen eski haline dönüyordu. Niye böyle oluyor anlamış değilim.Saat 8 olunca kalkıp hazırlandım. Kahvaltı işlerinde halledince Behzatı çağırdım. Fırtına dinmemiş aksine dahada şiddetlenmişti .Behzatla zar zor kendimizi dışarı attık .Bu havada araba kullanmazsa iyi olur. Bu yüzden o iş yerine ben de kitapçı dükkanına yürüyerek gitmeye karar verdik. Çok uzak değil zaten. Behzatla kol kola giderken etraf grileşti.Ne olduğunu anlayamadan Behzattan ayrılırken gözlerimi bir korku kapladı. İşte kader o anda ağlarını tekrar örmeye başladı. Kız bir anda kendini ıssız bir ormanda bulurken oğlan yine bir zamanlar olduğu gibi kendini o evin önünde buldu. O evi hep görüyordu ama orada kimin yaşadığını bilmiyordu. Şimdi ikisi de dünyadan çok uzakta bir yerdeydi. Burası kasvetli gibi görünen ama yeri geldiğinde cıvıl cıvıl olan bir diyardı. Burası ölüm diyarı. Giriş var çıkış yok
. Belkide vardır. İşte tamda buraya düştüğü anda kızın kaderi baştan yazıldı. Bu koskoca ıssız ormanda ne işim var anlamıyorum.Buraya nasıl geldim ? Birkaç kez Behzat diye bağırmama rağmen nafile. Yürümeye karar verdim. Elbet bu ormanında bir çıkışı vardır. Duyduğum garip sesler ile daha hızlı yürümeye başladım. Kolyem yine parlıyor. İleriye gittikçe dahada parlamaya başladı. Bu bir işaret miydi ama neyin neyin işareti ? Karanlık bir süliet birden karşıma çıkınca çığlık attım.Süliet korkunç bir ses çıkarıp üzerime saldırdığında dönmeye fırsat bulamadan içimden girip çıktı .Ama bu nasıl olur ? Kalbimde olan hafif bir sızıyla yere çökerken hâlâ o süliete bakıyorum. Sanki bir ruh gibi .Ama aynı arı gibi dikeni olan bir ruh.Yine üzerime saldırdığında kollarımı başıma sardım .Bekledim ve bekledim... Hiçbir şey olmayınca kollarımı indirdim. Onun yerine karşımda bir adam duruyordu. Ne oldu acaba ruha ? Karşımdaki adam sormak istediğimi bilircesine cevabımı verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Diyarı
Fantasía- Ne o güzelim ? İlk defa mı erkek görüyorsun ? - Böylesini ilk kez görüyorum oğlum. - Oğlum nedir ya ? Adım Yekta. - Neyse daha fazla bakamayacağım. Gözlerim kanamak üzere 😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈😈 Bera : Bizim oralarda bir laf vardır kardeş...