Shalin için yaşadığı hayatın ne kadar adaletsiz olduğunun farkındaydı. Elinde kalan son şey sistemi eleştiren bilen düşünceleriydi. Otorite insanlığı mutlak bir hâkimiyet altına almışken zihnimiz bile artık yeterince güvenli değildi.
Sıradan bir iş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
5. BÖLÜM: TEHLİKELİ OYUNLAR
En çok ne yapacağımı bilemediğim zamanlarda elim kolum bağlı, çaresiz hissederdim, bir de kafam dopdolu düşünceler oradan oraya uçuşurken ne yapacağıma karar veremediğimde. Kurtuluşumuz için büyük kararlar almalıydık elbette ancak bu kararların bizim sonumuzu getireceği o kadar belliydi ki!
Ya hep ya hiçti bulunduğumuz kritik konumun adı. Ya yıllardır süregelen bu düzeni yıkıp hayalini kurduğumuz yaşama, özgürlüğe kavuşacaktık tüm insanlıkla birlikte, ya da kendi kendimizin sonunu yazacak, varlığımıza dair tek bir iz bırakmadan yok olacaktık. Ortası yoktu. Geri dönüşü ise asla.
Toplantı sonlanmış, herkes teker teker odayı terk ederken yerimden kıpırdamadım. Kapıdan en son çıkmak üzere olan Dorian ile kısa bir an bakışlarımız kesişti. Eli kapıda duraksadı. Bir şeyleri aklında sorgular gibi uzun uzun baktı ancak karşılığında olduğu düşmanca bakışlarımdan rahatsız olmuş olacak ki bakışlarını kaçırarak kapıyı ardından usulca kapatıp çıktı.
Bakışlarımı yavaşça hâlâ aynı yerinde oturan ve beni izleyen Marcus'a çevirdim. Yerinden kalkıp ona en yakın sandalyeye yerleştim. Konuşacaklarımı bildiği için sessizce konuşmayı başlatmamı bekliyordu.
Bana birçok şeyi hatırlatan yeşilin en koyu tonuna sahip gözlerinin üzerimdeki ağırlığını görmezden gelmeye çalışarak konuştum. "Böyle önemli bir adım için elimizdeki plan fazla tutarsız değil mi?"
Derin bir soluk çekti içine önce ve elini yavaşça kaydırıp masanın üzerindeki elimi tuttu. "Hiçbir şey yapmadan ölümü beklemektense biraz risk almalıyız. Uğruna savaştığımız şey bu kadarını hak ediyor bence. Unuttun mu, bunlar senin sözlerin."
Elimi yaptığı hafif baskıdan hızla kurtarıp oturduğum yerde dikleştim. "Sırtımızı kim olduğunu bile bilmediğimiz birine yaslayıp ölüme yürümemizi istiyorsun sen!" Dorian bahsettiğimi bilmesi için ismini vermem gerek yoktu. Ama Dorian'a karşı biraz fazla tepkili olduğumu fark etmiş sadece emin olamadığı için merak ettiğini görebiliyordum.
