never coming down with your hand in mine

498 61 46
                                    


"Hadi millet hızlanın!" dedi Mark ellerini beline koymadan önce. "Bu yavaşlıkla gidersek asla bir haftaya hazırlanamayacağız."

Bir yandan konuşuyor bir yandan da hareketlerini bugünlük yedinci kez tekrar eden gruba bakıyordu.

"Hepiniz çok yoruldunuz biliyorum ama o gün dansınızı bitirdikten sonra bir adam sizin sayenizde en güzel gününü yaşamış olacak. Emin olun ki bu tüm yorgunluğunuzu alacak. Ama şimdilik durmak yok hadi en baştan başlıyoruz."

Ve en baştan başladılar. Daha sonra tekrar, tekrar ve tekrar prova yaptılar. Her şey mükemmel olmalıydı. Olabilecek tüm uğursuzluklara karşı hazırlıklı olmalılardı.

Dansçılara beş dakika mola verdiğini söyleyip üçüncü kez ekipmanları kontrol etmeye çıktı. Parkın planı masanın üzerinde duruyordu. Gizlenecek kameraların yerini tekrardan gözden geçirdi ve bugünkü notlarını yazmaya başladı.

Jack Oliver; ikinci sıra, on yıllık dansçı. Bugünkü provada mükemmele yakındı lakin son dönme hareketinde dengesini kaybeder gibi oldu. Kimse fark etmedi benim haricimde, birkaç prova sonrası düzeleceğini umuyorum yoksa yedinci sıraya düşecek.

Liam Payne; üçüncü sıra, beş yıllık dansçı. Jack düşerse yerine geçecek kişi. Çok çevik ve hızlı düşünebiliyor. İkili dans kısmında eşine sert davranıyor en fazla üç provalık sorunu kaldı. Düzelmezse eş değişimine gidilecek.

Gwen Harkness; üçüncü sıra, yedi yıllık dansçı. Liam'ın eşi. Üçlü dans kısmında kafası karışıyor, düzeltemezse dörde düşecek. Dönüşleri çok keskin ve göze batıyor. Üçlü dans kısmını düzeltirse bire yükselecek.

Harry Styles; birinci sıra, on iki yıllık dansçı. Tek kelimeyle mükemmel. Dönüşleri akılda kalıcı ve eş danslarında karşısındakine ayak uydurmayı biliyor. Eşini havaya kaldırma sırasında zorlanmıyor. Bu ritmi bozmazsa çok iyi bir iş çıkaracak.

Notların yarısına geldiğinde kolundaki saate baktı ve verdiği aranın çoktan dolduğunu gördü. Saat 9'a geliyordu, en fazla bir saat daha prova yapabilirlerdi. Her dakikayı kullanmaya kararlıydı. Bu yüzden odasından hızla çıktı ve prova salonuna girdi.

"Evet arkadaşlar, saat biraz geç oldu o yüzden son kez prova alıp çıkacağız."

Herkes konumlarını aldı ve yarım saatlik dans provasına başladılar.

"Liam, dönüşler!" dedi Mark Liam'ın yanından geçerken. "Bir, iki, üç, dört ve dön! Evet işte bu! Mükemmeldi bunu sakın bozma ve devam et."

Mark kendisini bu kadar yetenekli kişilerle çalıştığı için çok şanslı hissediyordu. Hepsi de eleştirinin onları geliştireceğinin farkındalardı ve bu yüzden Mark ne derse desin kavga çıkmıyordu. İlk hafta birinci sırada başlayan birisi son sıraya düşse bile ağzını açmıyor sadece daha gayretli çalışıyor ve ileriki haftalarda önlere geçiyordu.

"Mia, bacakların titriyor. Hasta mısın neden böyle oldu?"

"Bugün çok fazla prova yaptık ve artık bacaklarım dayanamıyor Mark." diye fısıldadı Mia, Kevin'ın üzerindeyken. "Ama sen hiç merak etme bir o gün asla böyle bir şey olmayacak."

"Umarım olmaz yoksa seni arkalara almam gerekir." diye cevap verdi ve arkalara doğru ilerlemeye başladı.

Prova bittiğinde herkes toplanmaya başlamıştı. Mark seçmesi gereken birisi olduğunu biliyordu ama hala kararında kesin değildi.

"Mark, ben çıkıyorum. Yarın görüşürüz." dedi Harry. Her şeyini toplamıştı haber vermeyebilirdi ama bu da hiç Harry'lik bir şey olmazdı.

the city holds my heart//l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin