Harry kahvaltı yapmak için büyük salona indiğinde yine her zamanki gibi bir sürü göz ona dönmüştü.
Artık bu ilgiden nefret etmeye başlıyordu. Ne yani? Hayatlarında hiç mi kız Harry Potter görmemişlerdi? Gözlerini devirdi ve Gryffindor masasına, Hermione'nin yanına oturdu. Çok acıkmıştı. Kollarını sıvadı ve tabağına kahvaltılıkları almaya başladı.
***
Hermione, Lily ile İksir dersine doğru ilerliyordu. 'Neden hep böyle şeyler benim başıma helmek zorunda ki?' diye sordu kendi kendine. Bir yıl da sakin geçemez miydi?
Tabiki geçemezdi. O Harry Potter'ın arkadaşıydı. Ne bekliyordu ki? Yanında daha önce hiç İksire giderken böyle keyifli olmayan arkadaşına baktı. Resmen Snape'i göreceği için havalara uçuyordu.
Ron da Harry'nin bu mutluluğunu garip bulmuştu. Neden böyle mutluydu ki?
Bu düşünce seli ancak İksir sınıfının önüne geldiklerinde kesilmişti.
Çünkü Snape arkasındaki masaya yaslanmış bir şekilde onlara bakıyordu.
***
Severus Snape, adı Emily Lily Potter olan kızı görüne şaşkınlıktan bayılmamak için kendini zor tutmuştu. O kız onda büyük bir sarılma dürtüsü oluşturuyordu.
Aklına Lily ile yaşadığı anılar geldi. Şakadan tartıştıkları, öpüştükleri, sarıldıkları, kısacası tüm güzel anları...
Yüzündeki gülümsemeye engel olmaya çalıştı. Başaramasaydı tüm öğrenciler şoktan ölürlerdi herhalde. Tam o sırada, zaten açık olan kapıda altın üçlüyü gördü.
Tam onu düşünürken onun gelmesi ne garipti değil mi?
Lily'nin bir kopyası olan Harry Potter'a baktı. 'O Harry Potter',diye düşündü içinden,' senin nefret ettiğin çocuk. Lily değil.'
Tabii o bir gülümseyince bir anlığına her şeyi unuttu. Hayır, aşık olmuyordu. Sadece muhteşem anılarını hatırlıyordu. En muhteşemlerini...
"Günaydın, Profesör!" diye güzrl sesiyle şakırdadı Lily, yüzünde bir gülümseme ile.
Tüm sınıf ona bakakalırken o, sakince Draco'nun yanına gitti ve oraya oturdu.
"Günaydınmış..." diye huysuzca homurdanmaya çalıştı Snape. Sadece çalıştı. Pek başaramamıştı. Ne güzel. Şimdi de tüm öğrenciler Snape'e şaşkınca bakıyordu.
"Geç kaldınız, Mr.-Miss Potter." dedi Snape kaşlarını çatarak. Az daha Mr. Potter diyordu.
Harry yime herkesi hayran eden gülümsemesiyle gülümsedi. "Aslında, Profesör, hala dersin başlamasına 5 dakika var."
Harry'nin dedikleriyle sınıfta bastırılmış gülmeler duyuldu. Snape renkten renge girerken ne söyleyeceğini bilmiyordu.
"Sessiz olun ve oturun Miss Potter." diye tısladı dişleri arasından.
Harry bir kez daha kıkırdadı. "İyi de Profesör, ben zaten oturuyorum?"
Bu sefer biraz daha sesli kıkırdamalar sınıfı doldurdu. Slytherinler bile gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.
Bu ders çok zor geçecekti...
***
Ne desem bilemedim. Heh, size iki sorum var.
1. Madem okuyorsunuz neden yorum yapmıyor veya oy vermiyorsunuz?
2. Artık Harry kız olduğu için ona Lily mi diyeyim yoksa hep Harry mi olsun?
Lütfen birileri de oy versin veya yorum atsın. İlk bölüm -eğer yanlış hatırlamıyorsam- 70 okunmayı aşmış. Ama yorum yapanlar sadece belli kişiler. Onlara da teşekkür ederim. Eğer emeğime saygı duyuyorsanız ve o küçücük yıldıza basın. Lütfen bir yorumunuzu -eleştiri bile olsa- ve oyunuzu benden esirgemeyin.
Görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
waldeinsamkeit ➵ severitus ✔︎
Fanfic'Ormanda iken hissettiğimiz o güzel yalnızlık hissi' Severitus; Severus Snape'in Harry'nin babası olma durumudur. #Snape~1. 24.10.19 #Snape~1. 24.03.20 #Severus~1. 31.03.20 #Harmione~1. 27.03.20 -gerçekten okunma alan ikinci kitabımdır, bayağı bir c...