~ 11.Bölüm ~
Geçmiş... Geçiş insanı yaralıyordu. Geçmiş insanı kanatıyordu. Aslında geçmiş insanı yavaş yavaş öldürüyordu...
Saat 6 civarıydı.
Yine bir kasvet çöktü üstüme. Acılar toplandı başıma. Çığlıklarım geldi kulaklarıma. Kulaklarımı kapattım.
Hayır geçmiyordu.
Ne zaman geçmişti ki? Duvarlar üstüme gelmeye başladı. Nefesim daraldı. Hızla yerimden kalkıp aşağı indim. Ellerimi tezgaha dayadım ve nefes almaya çalıştım. Kalbim sıkışıyordu.
-Kabus mu dedi Evran. Ona döndüm. Yine şöminenin karşısına oturmuş viskisini yudumluyordu. Ne derdi vardı acaba hiç uyumayacak kadar. Bilmek istedim dokunmak istedim geçmişine.
Bir bardak su doldurdum.
-Keşke dedim.
Suyu içtim yavaşça. Bende bir bardak çıkarıp viski doldurdum ve şöminenin yanına oturdum. Aramızda mesafe vardı. Mesafe iyidir diye geçirdim.Bir süre sadece oturduk. Kimse konuşmadı. Her zaman ki gibi. Sessizliği o bozdu.
-Ne zaman anlatmayı düşünüyorsun?
-Neyi?
-Geçmişini. Ertanı neden istediğini.
Derin bir nefes aldım. Geçmişi hatırladım. Babamın(!) hayatım boyunca attıgı en büyük tokadı hatırladım. Kulağım yine çınladı. Gözümü kapadım. Hayatımın en kötü gecesi canlandı gözümde. Ürktüm. Annemin kanlı bedeni geldi gözümün önüne. Annemin katilini nasıl öldürdüğüm geldi. Sonra Ertan. Haykırışlarım geldi kulağıma. Sertçe yutkundum. Titredim iliklerime kadar. Elimden düşürdüm tuttuğum bardağı
-Belda diye seslendi Evran.
-Belda dedi tekrardan hafif endişe sezmiştim sesinde. Hızla gözlerimi açtım ve ne yapacağını bilmeden hızla kalktım ve çıktım evden..
Soluk soluğa kalmıştım. Beynimde milyon tane ses dönüyordu. Kafama baskı uyguladım ellerimle geçmedi. Kapı açıldı yavaş yavaş çektim ellerimi yüzümden. Yanıma geldi.
Gözlerine baktım. Oda benimkine.
-Kim öldürdü seni? diye sordu.
Bakışlarım donuklaştı. Sordugu soru iliklerime işledi. Kalbimi deldi.Derin bir nefes verdim. Sonra gözlerinin en içine bakıp burukça gülümsedim. Direk gözleri dudaklarıma kaydı. Elini kaldırdı sanki ateşe dokunuyor gibi tuttu dudaklarımın hizzasında.
-Geçmişini bana anlattığın gün kopacak kıyamet diye fısıldadı.
-Geçmişimi sana anlattığım gün kopacak kıyamet diye tekrarladı onu. Elini indirdi usulca. Benim kıyametim kopacak aslında diye geçirdim içimden.Geceye döndüm derin bir nefes çektim içime. Cebimden sigaramı çıkartıp ellerimle siper ederek yaktım. Dumanın yarısı gecenin sonsuzluğuna yarısı içime aktı gitti. Bir iki nefes çektikten sonra.
- Neden, neden senelerdir Ertanı bulmak yerine başka işler yapıyorsun diye sordum ona bakarak.
Kafasını çevirdi.
-Neden Ertanı bulmak istiyorsun diye sordu o da bana bakarak.
-Sorumun cevabını verirsen sorunun cevabını veririm dedigimde tüm bedenini bana çevirdi ve
-O zaman Ertanı neden istediğini Bi süre daha ögrenemicem dediginde gözlerimi kısarak baktım.
-Kaçak dövüşüyorsun ama bunu severim dedigimde dudakları kıvrıldı.
-Sen de ateşle oynuyorsun dediginde benimde dudaklarım kıvrıldı. Bir süre bakıştıktan sonra gözlerini çekti ve yeri inleten adımlarıyla yürümeye başladı.
Ne kadar yakışıklı çekici ve karizmatik oldugunu düşünmeyi reddedip
-Ateşi de yanmayı da severim dedim arkasından sesimi biraz yükselterek. Adımları yavaşladı omzunun üstünden yana baktı sonra yürümeye devam etti.
Evet şimdi ne kadar yakışıklı çekici ve karizmatik oldugunu düşünebilirdim.Siyah deri pantolonumu ve üstüne siyah dantelli büstiyerimi giyip saçlarımı açık bıraktım. Toprak tonlarında bir ruj sürdüm. Siyah buglu bir far yapıp eyliner çektim. Kırmızı yüksek topuklu botlarımı da giyip aşağı inecekken gözüme dışarısı takıldı. Pencereye yaklaştım. Yer altının bilindik mafyalarından bazıları gelmişti. Evran bütün heybetiyle karşılarında duruyordu. Biraz daha yaklaşıp kimler olduguna baktım.
Yüzümü buruşturdum. Yigit salagı buradaydı. Kendisi bana takıktı. Yanında gördügüm kişiyle dudaklarım kıvrıldı. Akın Çaglar. Bu adamla inanılmaz bir rekabetimiz vardı. En son bacagına sıkmıştım. Ve onların yanı sıra birsürü bilindik mafyalar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Kırıntısı
Teen FictionGözlerinde yaşam belirtisi olmayan bir kadın düşünün. Tükenmiş sözleri, ölmüş umutları olan bir kadın. Ve bir adam düşünün. Öfkesiyle yedi alemi zangır zangır titreten. Gözleri hep öfkeli bakar o adamın. Hayatadır öfkesi. İkisininde tek panzehir...