ten: welcome back to school

5.9K 671 259
                                    

Hurts Like Hell, Fleurie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hurts Like Hell, Fleurie

Hata yaptığımız zaman, bunların bedelini ödememiz gerekirdi. Acı çekmemiz, vicdan azabından kavrulmamız veya belki de Tanrıya bizi affetmesi için dua etmemiz. Ben, bunların hiçbirini yapmadım. Yaptıklarımın bedelini de ödemedim. Taktığım maskeyle gerçek benliğimi mükemmel bir şekilde gizledim ve utanmazca hayatıma devam ettim.

Oh Sehun.

Her gece gördüğüm kabuslarımın baş konuğu.

Bizim, kimsenin bilmediği bir geçmişimiz vardı. Nefret ettiğim ve hafızamdan sonsuza dek silmek istediğim bir geçmişti bu. Fakat şimdi, o geri dönüyordu ve o nefret ettiğim geçmişin sayfaları istemediğim halde aralanmak zorundaydı. Biliyordum, o boşuna dönmüyordu. Geri dönüyordu çünkü huzurumu kaçırmak ve bana hayatımı yeniden zindan etmek istiyordu. Ve ne yazık ki, ben buna nasıl engel olacağımı bilmiyordum.

Yatağımda uzanmış, saatlerdir boş bir şekilde tavanı izliyordum. Kalbimde gitmek bilmeyen bir ağırlık vardı, acı çekiyordum ve en kötüsü de, içimde birikenleri kimseyle paylaşamıyordum. Bu sırrı, kendimle birlikte mezara götüreceğime dair Bay Kang'a söz vermiştim. Ah, zaten söz vermemiş olsaydım da arkadaşlarıma anlatabileceğimi düşünmüyordum. Çünkü eğer olanları anlatırsam onları kaybederdim, buna emindim.

Hava çoktan kararmıştı ve benim saatin kaç olduğundan bile haberim yoktu. Telefonumu Taehyung'ın arabasındayken kapatmış ve o andan beri de hiç elime almamıştım. Kimseyle konuşmak için mecalim yok gibi hissediyordum, zaten şu an bu kötü ruh halimi açıklayabilecek bir yalan da bulamazdım.

Kapımın aniden açılmasıyla afallamış, annemin düz ifadesiyle bana bakan gözleriyle karşılaşmıştım. Yatağımda doğrulurken bitkin halim dikkatini çekmiş olacak ki, kaşlarını çatmış ve omzunu kapıya yaslamıştı.

"İyi misin? Solgun görünüyorsun."

Annemin beni merak ediyor olması mı yoksa endişeli bir ses tonuyla konuşmuş olması daha çok şaşırtmalıydı beni, karar verememiştim. Sehun ile olanları bilen tek diğer kişi de, oydu ve bu yüzden ondan gizlememe de gerek yoktu.

"Sehun, okula geri dönüyor."

Derin bir nefes alıp gözlerimin içine bakmaya devam ederken tereddütle mırıldanmıştı.

"İstersen, kaydını başka okula aldırabiliriz."

Gülmemek için kendimi zor tutmuştum, beni asla anlayamıyordu ve bana hiçbir zaman destek olmuyordu. İstediğim şey, kaçmak değildi ki mezun olmamıza sadece kısa bir süre kalmışken yeni bir okula geçmek sadece notlarımın düşmesine sebep olurdu. Ondan istediğim tek şey, bana sarılıp her zaman yanımda olacağını söylemesiydi ama o bunu yapmaktan aciz bir kadındı.

"Hayır, buna gerek yok. Sonsuza dek kaçamam ya."

Kısa bir süre daha boş bir ifadeyle bana bakmış, daha sonra başını sallamıştı. Odadan çıkmadan önce üzerinde şık siyah bir elbise olduğunu fark etmiştim, bu onun bu gece de dışarıya çıkacağının habercisi gibiydi. Ve daha yeni fark ettiğim bir ayrıntı daha vardı ki, kahverengi beline kadar uzanan saçları artık sadece omuzlarının hizasındaydı. Saçlarını ne zaman kestirdiğini bile bilmiyordum. Tanrım, aramızdaki ilişki ve iletişim göz yaşartacak cinstendi.

strawberries and cigarettesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin