Yura
Yine sabah kalktım ve telefonumu elime alıp dünden gelen bildirimlerimi açtım. Sonra yüzümü ovalayarak yatağımdan kalktım.
Gömleğimin düğmelerini ilikliyordum. Sonrasında ise saçımı tarayıp,çantamı hazırlayıp hemen ayakkabılarımı giyindim ve apar topar evden çıkarak okula doğru ilerlemeye başladım.16 yaşındayım ve okula son iki senelerimi yaşıyorum. Okula giriş yaptım ve sınıfıma doğru ilerledim. Dün sınıf hocamız yerlerimizi değiştirmişti ve bende ona göre yerime oturdum.
Normal günlerimden birini yaşıyordum. Yine...yine...yine...
Dün öğretmenimiz yerlerimizi değiştirdiği için ben sıra arkadaşımdan ayrılmıştım ve başka biriyle oturmaya başladım. İsmi ise Ra Jin,kız ise sessiz tatlı ama komikti. Benim güldüğümü görünce sanki daha çok güldürmek istiyormuş gibi bir heveslenmesi vardı...
Ra Jin'le beraber sohbet ediyorduk. Bu okulda 2 yıldır varım ve samimi olduğum arkadaşlarım var ama Ra Jin bu sene yeni gelmişti.
Okul bitti ve okul kursuna kalmak için heyecanlandım çünkü ilk kalecilik yapacağım gün...Dün ki kursta hat trick yaptığım için antrenörüm beni kutladı.
Soyunma odasına gittim ve formamı giyindim. İmzalı topumu aldım onu uzattım ve ona bir kaç sn baktım ve birden zıplayarak sarıldım ve öptüm. Sonra sahaya çıktım ve topu atarak dizimde sektirmeye başladım.
102...103...104...Arkamdan gelen sesle top sektirme rekorumu geçemedim."Benden iyi oynadığını söyleyebilir miyim?"dedi ve gülümsedi. Benden ona şaşkın bakışlarımı kestim ve bende gülümsedim.
" Rekor kırıyordum...Sen gelene kadar??"dedim ve kaşlarını kaldırdı ve kafasını çevirerek"Geri gideyim mi?"dedi ve bende"hayır hayır gerek yok"dedim o da güldü.
Tanışmamız 5 dk almıştı. İsmi Jong Re Pal...Aynı sınıftaymışız ama bu sene yeni gelmiş. Okulu gezerken beni görmüş.
Re Pal benden bir kaç hareket istedi ve bende utanarak yapsamda ona en iyilerinden bir kaç tane gösterdim. Beni ayakta alkışladı.
"Artık gitsek mi?"dediğinde onu başımla onayladım. Formamla eve gidecektim. Yoruldum ve üstümü değiştirmeye üşeniyorum.
Çantamı sırtıma taktım,topumu ayağımın altına aldım ve kolumdaki tokayı alıp kısa olan saçlarımı alttan topladım. Sonrasında ise yerden topumu alıp kolumun altına sıkıştırdım.
Yavaş yavaş konuşarak gidiyorduk. O otobüsle gidiyormuş. Ben ise istediğim gibi gidiyorum. Yani metro,otobüs,taksi ve ya yürüyerek...Kafam o an nasıl esiyorsa :)
Topumu tekmeleyerek ilerliyordum. Önüne bakmadığım için bazen takılıyordum ama umursamadan ilerliyordum.
Eve gelmiştim ve kapanın zilini çaldım. Tam o sırada mahalledeki arkadaşlarım geldi ve bana selam verdiler.
" Hey Yura!" Diyerek seslendi "Efendim Joey" dedim ve ona döndüm" bugün geliyor musun?"diyerek beni oynamaya çağırdı."olmaz ders çalışmam lazım,hem annemde izin vermez.."dediğimde ise suratını asmış ve selam gönderip gitmişti.
Ben hala annemin kapıyı açmasını bekliyordum. Ve en sonunda aralıksız zile basınca annem açmıştı. Ve kapıyı açınca birden sarıldım ona. Sinirli olduğunu biliyordum. Zili böyle çalmama kızıyordu ama ona sarılınca yumuşuyordu.Kramponlarımı nazikçe aldım ve onları silip kilitli rafa koydum. Diğer spor ayakkabılarım her yerdeydi. Onları çıkardığım gibi fırlatıyorum ama kramponlar söz konusu olunca deliriyorum.
İçeri girdim ve direk merdivenlerden hızlıca yukarı çıktım. Formamı anında üstünden çıkardım ve katlayıp çantama geri koydum. Geri gelirken karşı binadan birinin camda olduğunu farkettirmeden ve direk ellerimle bedenimi siper ettim.
Beni mi izliyor diye emin olmak için bir o yana bir bu yana gittim ve kafasını oynattığı bariz belliydi.Açıkçası korkmaya başladım. Ama perdemi kapattım ve perdenin arasından göz ucuyla baktım. Biraz daha durdu ve gitti. Ardından odanın ışığı da kapandı. İçimde bir şüphe belirdi.
Hemen pijamalarımı giyindim...Hemen dişlerimi fırçalayıp yatağın içine sokuldum...Ardından uykunun arasından sıvışıp gittim...