İyi geceler, kitabı okuyacaklar için hızlı, kısa bir bilgilendirme yapıyorum.
Bu kitap normalde Dirty idi. Bildirim kutunuza düştüysem şaşırmayın. Dirty'i seveni çok olmasına rağmen gerçekten acemi bir eser olduğundan kaldırdım. Eh, artık ne ismi ne de içeriği aynı.
Yine de bir smut kitabı bu.
On bölüm olacak; her bölüm birbirinden farklı kurgulara ait.
İyi okumalar dilerim | Satır arası yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın.
olası yazım hataları¡
•°•
Bir öğrenciyseniz ve üniversite giriş sınavı için hazırlanıyorsanız, dünya bir sene için gerçekten cehenneme dönüyordu.
Hoş, liseye başladığım ilk seneyi hatırlıyorum. Sınıftan her zaman bağımsız, en ön sıramda otururdum; o zamanlar bile en önem verdiğim şey not ortalamamdı. Göze fazla inek geliyor olabilirim ki aslına bakarsanız değildim. Tek tük arkadaşlarım vardı, onlarla kurduğum sohbet bana yetiyor artıyordu da. Sadece bana abartı gelen aktivitelerden son sınıfa gelene kadar kaçmış ve ders çalışmayı daha makul bulmuştum. Ki bu da lise hayatımın yüzde sekseni falandı.
Yine de, baskıcı bir aileye sahipseniz ve bir an önce tek başınıza başka bir şehirde bir hayata başlamak istiyorsanız bu yüzdelik göze çok da korkutucu gelmiyordu.
Her neyse, sonuç olarak yine köşemdeydim. Okulumdan taş çatlasın yirmi dakika uzaklıktaki kütüphaneye gelmiş, saatlerdir çalışıyordum. Aile fertlerimin yüzünden çok buradakileri görüyordum. Eh, şikayetçi değildim. Kaçış noktamdı burası.
Ders çalışmak bir noktadan sonra bağımlılık yapıyordu.
Ve bir de, ah.
İtiraf vakti.
Son bir aydır buralarda yeni olan bir yüz vardı. Uzun boylu, siyah saçları ensesine kadar uzanan, kemik gözlüklü ve kalıplı bir genç. Tahminimce benden birkaç yaş büyüktü, gözlemlediğim kadarıyla ise tıp okuyordu. Her gelişinde aynı masaya oturuyor, bilgisayarını çıkarıyor, o kalın kitaplarından birini aralamadan önce ince bileğindeki tokayla saçlarını topluyordu. Ki lanet olsun. Dört sene boyunca birine dahi göz ucuyla bakmamış ben, şimdi bu adamın saç bağlama şekline dahi tir tir titriyordum.
Bir kolu boydan boya dövmeyle kaplı, bir festival kadar renkliydi. Geriye kalan beyaz teni en kaliteli tuvalden farksızdı. Tokası bileğinden ayrıldığı vakit orada kalan kırmızılık dikkat çekiciydi. Kırmızı demişken, adamın küçük dudakları olgunlaşmış kirazlardan farksızdı. Bazen alt dudağına piercing taktığında ve ders çalışırken o metali ısırdığında alt dudağı daha da kızarıyordu. Ya da, bana öyle geliyor bilmiyorum. Adama baktıkça tüm dünyam siyah beyaza boyanıyor, tek renk bilgim ondan ibaret oluyordu.
Kafayı yemiş olmalıydım.
Ve muhtemelen onun hakkındaki tüm bu farkındalıkları gidip onun yüzüne söylesem, beni o kalıpla tek bir hamlede yere serer ve yüzüme sapık olduğumu haykırırdı.
Fakat gerçekten hakim olamıyordum. İçim içime sığmıyordu. Onu görmediğim her an kendimi fırçalıyor, bir dahaki görüşümde dönüp gözlerimle onu yemeyeceğime dair kendi kendime söz veriyordum. Sonra bir geliyordu. Bir geliyordu ki, tüm yeminlerim düşen bir porselen gibi dağılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one to ten¡ jikook smut serisi
Fanfictionjikook smut serisi | On bölüm -birbirinden bağımsız farklı içerikler.