6-seni seviyorum, beni seviyorsun

1K 165 125
                                    

Tarih: 17.10.2018

Saat: 14.25

Yer: Park Sooyoung'ın evi

4. kişi yerde kaybettiği arkadaşları gibi yatarken elinde yanmaya devam eden sigarası vardı. Ve Yerim, bulduğu 2. ceset ile dayanamayacak bir haldeydi.

Yere çöküp, sırtını duvara yasladığında halsizlikle eline telefonunu aldı ve Lisa'nın numarasını girdi.

Ölmüştü. Lisa'yı kaybetmişti.

Jennie'yi aramak istedi. Fakat sonuç yine aynı olacaktı. Onu da kaybetmişti.

Seulgi? O açabilir miydi? Hayır. O da ölmüştü.

Şimdi ise yıllarca kendisine Joy dediği Sooyoung ölmüştü, öldürülmüştü.

Birkaç dakika sonra polis olay yerine gelip diğerlerinden bir farkı olmayan cesedi incelemek üzere götürdüklerinde ilk olay yerine gelen Seungwan'dı. İnanmak istememişti. Sevdiği kişi ile yıllar sonra yeniden yakın olduktan sonra onu tamamen kaybetmiş olamazdı.

Fakat Sooyoung'ı kafasındaki kurumuş kan ile sedyede gördüğünde ağlayarak yere çökmüştü. Ayakta duracak gücü yoktu. "Onu da kaybettim. Kaybettik." Yerim kolunu Seungwan'ın omzuna attı ve ona sarılmak üzere harekete geçti. Ama Seungwan onu hızla itmişti. "Senin yüzünden! Sen bir pisliksin Yerim! Seni sevdi o, yıllarca sevdi fakat senin tek dediğin ,senin sevgine karşılık veremem Sooyoung, oldu. Mutlu musun?"

"Hayır değilim! Seungwan sadece sinirlisin. Lütfen sakin ol, beraber olmamız lazım."

"Neden? Bizi daha kolay bul ve öldür diye mi? Neden bunu yapıyorsun Yerim? Neden 4 kişiyi öldürdün?" Yerim gözleri dolu bir şekilde ayağa kalktı ve duvara yaslandı. Ağlamamak için zor durduğu belliydi.

Belki de geçmişte çok fazla ağladığı için bunu istemiyordu.

"Ben kimseyi öldürmedim Seungwan. Gerçekten, ben öldürmedim." Yerim'in sona doğru ağlamaklı çıkan sesinden sonra Seungwan ona bakmaya devam etmişti. Yerim hafifçe yeniden yere çöktüğünde Seungwan'a üzgün bakışlar atmış ve kollarını yeniden ona sarmıştı. Bu sefer Seungwan ondan uzaklaşmayıp sarılmasına karşılık verdiğinde Yerim buruk bir gülümseme ile kafasını Seungwan'ın omzuna yaslamıştı.

-----------------------------

Tarih: 20.10.2018

Yer: Morg

Saat: 15.00

Chaeyoung bitkin bakışlarla yanına oturan Jisoo'ya döndü. Elindeki kahveyi ona uzatırken Chaeyoung kafa sallamış ve küçük bir tebessümle kahveyi kabul etmişti. "Beni hiç sevdin mi?"

Jisoo'nun konuşması ile Chaeyoung kahve bardağını ağzına doğru tutacakken duraksamış ve kenara bırakmıştı. "Aşk anlamında değil."

"Belki de bunların hiçbiri yaşanmazdı o zaman."

"Sen mi yaptın bunları?"

"Ben yapmış olsam sence şimdi söyler miyim Chaeyoung?" Jisoo'nun dalga içeren ses tonundan sonra Chaeyoung yeniden hafifçe tebessüm etmiş ve sırtını geriye yaslamıştı. Ayın 9'undan itibaren sadece ölüm düşünüyordu. "Biz arkadaş mıydık gerçekten?"

"Hayır. Sadece birbirini sevenler bir arada kaldığı için beraber kalıyorduk."

"Herkes birbirini seviyordu."

"Sonuçta 9 kişi kalabilmiştik." Chaeyoung omuz silkerek Jisoo'dan çektiği bakışlarını yeniden Jisoo'ya çevirdiğinde Jisoo'nun kalbi hızlanmıştı. Lanet ettiği duygu kendini göstermeye başlamıştı.

"Seni sevdim Jisoo. Ama Jennie her zaman senden daha öndeydi. Asla onun gibi olamayacağını düşündüm." Jisoo'nun gözlerinde biriken birkaç damla yaştan sonra Chaeyoung elini Jisoo'nun yanağına koymuş ve baş parmağı ile yavaşça onun gözlerinde biriken yaşları silmişti. "Ama yanıldım. Seni seçmeliydim, seninle denemeliydim. Sadece Jennie'yi elde etme hırsı yüzünden yıllarca seni göremedim."

Chaeyoung cümlesinden sonra bakışlarını Jisoo'nun dudaklarına çevirmişti. Jisoo bunu fark ettiğinde yutkunmuş ve o da bakışlarını Chaeyoung'ın dudaklarına çevirmişti. "Olmaz."

"Olur Jisoo. Seni seviyorum, beni seviyorsun. Kaçabiliriz, beraber olabiliriz. Herkesten uzaklaşalım, yeni bir yere gidelim."

"Bu çok zor Chaeyo--" Jisoo'nun devam eden cümlesi Chaeyoung'ın dudakları ile kesildiğinde Jisoo birkaç saniye direnmiş sonrasında ise kendini Chaeyoung'ın dudaklarının hareketine bırakmıştı. "Bunu yapamayız Chaeyoung."

Jisoo hafifçe mırıldandığında Chaeyoung dudaklarını Jisoo'nun dudaklarından ayırmış ve ayağa kalkmıştı. Jisoo oonun gideceğini düşünürken kendine uzatılan el ile duraksadı.

"Biz olabiliriz Jisoo. Benimle gel."

"Ya katilsen Chaeyoung?"

"Değilim Jisoo. Yıllardır sevdiğin kişiye biraz bile mi güvenmiyorsun?" Chaeyoung'ın bakışlarındaki hafif kırılma ile Jisoo olumsuz anlamda kafa sallamış ve Chaeyoung'ın elini tutmuştu. "Gidelim Chaeyoung, her şeyden kurtulalım."

Chaeyoung'ın yüzünde bir gülümseme oluşmuş ve Jisoo'nun elini daha sıkı tutarak onu hastanenin dışına doğru sürüklemişti.

--------------------------------

Jisoo geldiği evi incelerken beline dolanan kollarla yıllardır sevdiği kadına dönmüştü. Mutlu muydu, bilmiyordu. Bu kadar kişiyi kaybettikten sonra mutlu olamazdı. Ama Chaeyoung'la bunları unutabilirdi. "Yarın gidiyoruz güzelim."

"Nereye gideceğiz?"

"Fransa. Orada birkaç arkadaşım var." Jisoo kafa sallayıp Chaeyoung'a döndüğünde Chaeyoung hızla dudaklarını Jisoo'nun dudakları ile buluşturmuştu. Bir yandan öpüp bir yandan da onu sürüklemeye başladığında Jisoo'yu sert olmayacak bir şekilde duvara yaslamış ve kendini ona bastırmıştı. Jisoo hafifçe inlerken Chaeyoung onun elini tutmuş ve yatak odasına doğru yürümeye başlamıştı.

Katil yakınken onların bu kadar rahat olması fazla dikkat çekiciydi.

murder [blackvelvet]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin