#14

584 40 8
                                    

Aylar geçti, tekrar buradayım. Kızıl'ı özleyen tayfayla sarılalım çünkü ben çok özledim.

*******

Jongin içinde huzursuzluk olmasına rağmen çekime gitmişti. Son günlerde kızılını hiç görmemişti. Zaten en son gittiğinde reddedildiği için biraz çekiniyordu. Ayrıca penisi de alev atıyordu. Seks sezonu mudur nedir her gün iki hatta belki beşe çıkan çekimlere katlanmak zorundaydı. Düşüncelerinin arasında işi bırakmak da yer edinmişti. Hepsinden öte mankenlikten çok iyi kazanıyordu. Belki de o ev adamı değildi. Evlenilecek değil eğlenilecek adamdı.

Kendini gömmeye alışmıştı. Sehun'un dedikleri onu hem sinirlendiriyor hem de üzüyordu. Kuzeni ne yazık ki gerçeklerden bahsediyordu, hiçbir yalan yoktu. Seks bağımlısı, midesiz bir pezevenkti. Sevgilisi varken başkalarıyla olmayı kabul edebildiği için içinde bile kendisini gavat ilan etmişti. Bunu başkasının söylemesine ihtiyaç duymuyordu.

"O duyguyu senden alamıyorum Jongin, lütfen biraz daha odaklan." Çekim durdurulunca Jongin gülmüştü. Durum komiğine gidiyordu. Aşk filmi çekmiyorlardı veya korkunç bir sahneyi seyirciye yansıtmak için yüzüne zoom yapmıyorlardı.

"Sadece seks. Ne duygu verebilirim? Vereceğim tek şey beyaz sütler..?" Sinirinin bozulduğu aşikardı.

"Bak, tamam... Yorgun hissediyorsan sonra devam edelim, bu şekilde yapamayız."

"Bir süre burada olmak istemiyorum." Kızın içinden çıkarken yandan kendisine uzatılan bornozu almıştı. "Kendime tatil veriyorum, sonra görüşürüz." Ardından edilen laflara kulak asmadan ilerleyerek soyunma odasına girmişti. Penisi kalkmamıştı bile. Belki yönetmenin bahsettiği buydu. Veremediği duygudan kastı kalkmamış bir penisle sevişmeye çalışmak olabilirdi elbette.

Kısa sürede giyinip odadan çıktı ve binayı terk etti. Buraya arabasıyla gelmemişti. Yürüyerek altı kilometrelik yolu gitmeye başladı. Aklı yeterince dolu olduğu için bu yol ona birkaç dakikadan ibaret geliyordu. Ne sorunları çözüme ulaşıyordu ne de aklı boşalıyordu. Tek yaptığı ayaklarına eziyet çektirmekti.

"Merhaba, Kim Jongin?"

"Hayran havamda değilim daha son-..." Karşısındakini görünce duraksamıştı esmer.

"Hayranın değilim." Chanyeol ona yaklaştı. "Belki biraz konuşmalıyızdır?"

"Konuşacak neyimiz var ki? Birbirimizi tanımıyoruz bile."

Chanyeol ceketini çıkardı. "Birbirimizi tanımasak da ortak tanıdığımız birisi var. Benimle gel." Yakınlardaki kafeye yürümeye başlamıştı.

Jongin'in zaten karışık olan aklı daha da karışsa da Chanyeol'u takip etti. Kafeye girdikten sonra onun masasına oturdu.

"Sorun ne?"

"Sorun sensin." Dirseklerini masaya koyup eğilen Chanyeol aynı zamanda Jongin'in yüzüne yaklaşıp devam etti. "Kyungsoo'yu üzmenden hoşlanmadım dostum. Ya onu doğru düzgün sev ya da hayatından çık. Biliyorum, bu konuşma senin için de saçma gelecek ne de olsa beni anlayacak yaştasın ve aranızda aracı olmama gerek yok. Ancak ikiniz de aptalsınız. O seninle konuşmak istemeyerek kendini üzüyor sen ise siktiğim seks zevkinden ona vakit ayırmıyorsun. Benim için her iş önemlidir, seni küçümsemiyorum. Ne de olsa sizin gibi insanlarla büyüyüp tecrübelendik." Gülmüştü. "Ama senin yaptığın puştluk. Para için değil zevk için yapıyorsun. Sevgilini birinci plana alacak mısın yoksa yumruğumu gözüne yemek ister misin?"

Jongin ne diyeceğini bilememişti.

"Ben... Onu seviyorum. Benim olmasını seviyorum. Ama bu iş öyle bir şey ki, bunu anlatamam. Çünkü ne hissettiğimi ben de bilmiyorum. Sigara gibi düşün, bu bir bağımlılık. Oradaki hiçbir kadından hoşlanmıyorum. İlgimi çekmiyorlar. Tek istediğim birilerini becermek."

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin