3 🐾 Çilek kokulu, yumuşak bir tenle edilen temas

890 203 65
                                    

Saat gecenin bilmem kaçı olmasına rağmen biz hala onunla saçma sapan konular hakkında sohbet ediyorduk.

Bana, annemin ve eve gelen arkadaşlarının sevgililerim hakkında konuştuklarını, Melark'ı okula götürdüğümde benim daha önce hiç bilmediğim dedikoduları, hatta 3 ay önce aldığım ve sesini bile hiç duymadığım papağanımın onunla konuştuklarını anlatmıştı.

Bense bunları bilmesinin verdiği şaşkınlıkla yalnızca onu dinliyordum.

Annem birkaç saat önce rahat yatağının bulunduğu odasına uyumaya gitmiş ve saniyeler sonra odasından yayılan ışık yok oluvermişti. Taehyung'dan izin alarak kapımı yavaşça açmış, odasını kontrol ederek annemin uyuduğuna kanaat getirmiş ve Taehyung'u da alarak evimizde en sevdiğim yere, mutfağımızın çiçekli balkonuna çıkmıştık.

Büyük, siyah camekanlı balkonumuzda her yer çeşit çeşit bitkilerle kaplıydı. Balkona girmenizle burnunuzun bayram etmesi bir oluyordu. Her aldığınız nefes sanki ömrünüzü biraz daha uzatıyordu. Buraya girince bozuk olan moralim bile düzenliyordu.

Dakikalar içerisinde yaptığım kahvelerle gecenin karanlığında balkondaki yerimizi almış ve sohbete kaldığımız yerden devam etmiştik.

"İnsanların aklını okuyabilir misin?"

"Hayır Jimin. Ben Tanrı değilim."

"Peki birisi sana dokunduğunda içinden geçebilir mi?"

"Evet, yabi istediğimde. Aynen filmlerde olduğu gibi."

"Peki duvarlardan geçebilir misin?"

"Evet , geçebilirim."

"Pekiii..."

"Jimin, çok soru soruyorsun."

Utançla başımı yere eğmiş ve şuana kadar Taehyung hakkında edindiğim bilgileri toparlamaya başlamıştım.

Kısacası o bir ölüydü ve ruhu Bay Melark'a bağlıydı. Bir mesafe hariç Bay Melark'tan ayrılamıyordu ve Taehyung, benim hakkında birçok şey biliyordu.

"Özür dilerim. Seni anlayabiliyorum şuan herşeyi merak ediyorsun fakat ben de robot değilim. Yalnızca ruhum. Yorulup sıkılabiliyorum yani." dedi ve sessiz ortama ufak bir kıkırtı bahşetti.

Sessizce gülmesiyle gülümsemiştim.

Kaç yaşında olduğunu? Nerede doğduğunu? Nasıl biri olduğunu o kadar merak ediyordum ki. Ama bu soruları ona sormaya cesaretim yoktu. Zamanla hepsini tek tek soracaktım.

"Beni... merak ediyor musun? Yani görünüşümü?"

"Hani akıl okuyamıyordun?!"

Gülümsediğini hissetmiştim. Sokak lambasının aydınlattığı balkonda bir ruh ile oturuyordum. Biri bana bir gün boyle birşey olacağını söylese asla inanmazdım. Ama şimdi yanımda içi fındıklı kahve dolu mavi kulplu bardağın havalanışını ve sessiz ortam sayesinde duyulan 'hüp' sesini işitiyordum.

"Hayır okuyamıyorum. Ama yüz ifadene kim baksa bunu anlayabilir Jimin."

Evet merak ediyordum. Hemde hayvan gibi merak ediyordum. Ama çok hevesli görünmemeliydim. Babasının iş durumları yüzünden şehirden ayrılması gereken bir arkadaşım Yoongi'ye ilk aşık olduğum zamanlar onu tavlamak için ilk adımın kendini ağırdan satmak olduğunu söylemişti. Şimdi de çok meraklı olduğumu belli etmemek için kendimi ağırdan satmalıydım.

Tam hayır diyeceğim sırada mutfaktaki zeminde parlayan bir ışık tüm dikkatleri üzerine topladı.

"Annem kalktı! Kaybol kaybol!"

Ben telaşla ayağa kalkmış etrafa bakınırken o yine ortama bir kıkırtı bırakmış ve koluna dokunarak tüylerimin diken diken olmasını sağlamıştı.

Ay, içim üretmişti!

"Sakin ol! Beni göremez. Sadece doğal davran."

Verdiği tavsiyelerden sonra aklıma dank etmişti. O bir ruhtu. İstemezse kimse onu göremezdi.

Annem uykulu gözlerle balkonda dikili olan bana baktı ve doğal olarak gecenin bu saatinde burada ne yaptığımı sordu.

Bense elime kahvemi alarak anneme göstermiş ve gerçekten çok doğal davranarak "Kahve içiyorum." demiştim.

Bir ayağım sandalyenin üzerinde, bir elim masaya dayalı sanki Taehyung'u saklamaya çalışıyormuşum gibi önüne durarak kahvemi anneme göstermiş ve hüpleterek büyük bir yudum almıştım.

Tabii sonra dilimdeki tüm tat tomurcukları yanmış ve ağzımdaki kahve yerle buluşmuştu. Annemse sabır diler gibi kafasını sallamış ve arkasını dönerek uyumaya gitmişti.

Bense göremediğim çocuğa dönmüş ve esneyerek konuşmuştum.

"Bence artık yatmalıyız."

"Ah doğru. Yarın okul vardı değil mi? Üzgünüm unutmuşum."

"Aman Tanrım! Yarın okul var! Ahh olamazzzz yarın okul var."

Moralim bozulmuştu. Okuldan nefret ediyordum. Bana göre okul yalnızca zaman kaybıydı. Orası yalnızca sevgilisi olana güzeldi. Ki benim sevgilim yoktu!

Omuzlarımı düşürerek uyumak üzere odama adımlamaya başlamıştım. Bir an Taehyung'u unuttuğum aklıma gelmiş ve ona seslenmek için aniden arkamı dönmüştüm.

Dönmemle yüzüm bir şeye çarpmış ve dudaklarım yumuşak bir tenle temas etmişti.

Çilek kokulu ve yumuşak bir tenle temas etmişti.

Çilek kokulu ve yumuşak bir tenle temas etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cümleten annyeonghaseyo~ ☂️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cümleten annyeonghaseyo~ ☂️

Nasılsınız benim sevgili, tatlı, hayalet okuyucularımm~

İyi ve sağlıklı olduğunuzu umuyorum söslkgşwfwk

Vmin'in gidişatı hoşuma gidiyor lelflekfs umarım sizin de gidiyordur💚

O aptal, tatlı ikiliyle kalın~🌙

Bay Melark // VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin