Bölüm 9: Ateş ve Işığın Gizemi

370 48 47
                                    

Bölüm 9: Ateş ve  Işığın Gizemi

Exoraum Yılı 2999




''Yüce Majesteleri!!''

''Majestelerii!!Yardım edin lütfen!''



Genç kadının acı çığlıkları sarayın duvarlarında yankılanırken gökyüzü hiç olmadığı kadar mavi, hiç olmadığı kadar berrak görünüyordu.

Exoraum; hep gölgelere mahkum olmuş bir gezegen olsa da huzurun hüküm sürdüğü  nadir yerlerden biri idi.

Kadının çığlıkları arttıkça gökyüzünü ulaşan  dallar yeşil yapraklarla sarılmaya başlamış sarayın duvarlarını kaplayarak,taş yapıyı  kendine doğru çekmeye başlamıştı.

"Hayır, hayır! Şimdi olmaz.Daha çok erken!ONA BİR ŞEY OLMASIN YÜCE HAYAT AĞACI! "

Kadın büyümüş karnını tutarken acıyla tekrar kasılmıştı.

"Işığın çocuğu sağlıklı, merak etmeyin kutsal taşıyıcı, o gelecekte bir çok acıya göğüs gerecek,sadece gözlerinizi kapatın."

Genç kadının alnında biriken terler çenesine doğru süzülürken nefesi teklemiş, gözleri kararmıştı.

.



.

.









Ciğerlerinin yanmasıyla gözlerini araladığında tepesinde kanatlarını geren ateş kırmızısı Bennu kuşuyla genç kadın korkuyla etrafını yoklarken elleri karnını bulmuştu.

"Yüce yaratıcı adına, bebeğim... "kelimeler yanan boğazından acıyla dökülürken ağacın dalında ki kuş  gökyüzüne yükselerek bir kaç saniye saniye sonra pençeleri arasında  canını yakmamaya çalışarak toprak zemine beyaz beze sarılı bebeği bıraktıktan sonra gagasını aydınlık yüzüne sürtmüş uzaklaşarak insan formuna geçmişti.





Genç Kraliçe korkmak yerine hayranlıkla karşındaki alevlerin göz alıcı parlaklığıyla durup önünde reverans yapan insanla derin bir nefes almıştı.



"Hayat ağacı, sizi buraya getirdi majesteleri. Genç Prensin doğumu olması gereken zamanda önce olduğu için ikinizin güvenliği için buraya getirilmeniz bizden istendi,sakin kalın lütfen.''




Genç Kraliçe, yeni aklına düşen şeyle emekleyecek iken Bennu kuşu olarak bildiği 11 kutsal efsaneden biri olan varlığın eğilerek ona gözleri dikmiş bebeği  kucaklamasıyla huzurla gülümsemişti.



"O nasıl? "




"İyi. Olması gerektiğinden çok daha iyi ve o çok güçlü bir prens."diye gözlerini kollarında simsiyah gözlerine tezatlık oluşturan bembeyaz varlıktan ayırmayarak konuştuğunda Kraliçe yeni hissettiği yorgunlukla tekrar gözlerini kapatmıştı.







"Bennu kuşu? "






Bennu kuşu ağacın gövdesinden ayrılıp bedene bürünen şifacıyı gördüğünde panik kan akışını hızlandırsa da hafif bir baş selamıyla onu onaylamıştı.





"Yüz yıllardır, seni bedene bürünmüş görmemiştim, hiçbirimiz görmedik. Bunun sebebini sorarsam kabalık etmiş olur muyum? "
Diye merakla hala aurasında ateş zerreleriyle duran adama yaklaştığında Bennu Kuşu tekrar kucağında sessizce onu izleyen bebeğe dönmüştü.







LOST PLANET ''POWER" ||ChanBaek ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin