42. Bölüm

1.8K 145 42
                                        

Selamun aleyküm.

🥀

"Mutlu olmayalım. Sorun değil. Beraber acı çekeriz. "

🥀

Yağmur yağıyordu. Gök gürüldüyordu ve bu benim umurumda değildi.

Siz hiç, hiçbir şeyi umursamayacak kadar üzgün ve bitkin hale geldiniz mi? Gök gürültüsünden ödüm kopardı fakat şimdi umrumda değildi.

Güneşin doğmasına ya iki ya üç saat vardı. İkimizde uyuyamamıştık. Yatakta koyun koyuna uzanıyorduk. Ensar ağırlığını üzerime vermiş, kafasını göğsüme yaslamış öylece pencere tarafına bakıyordu. Arada elimi uzatıp saçlarını, ensesini, kollarını okşuyor yanında olduğumu anlatmaya çabalıyordum.

Elimi kaldırıp saçlarına değdirdim. Anlına dökülen saçlarını avuç içimle yana doğru yatırdım. Gözlerini kapattı. Göğsünün kalkıp indiğini göğsümde hissettim.

Aynı işlemi bir kez daha yaparak sokak lambasının vurduğu yüzüne, saçlarına, çıplak pazusuna baktım.

"Ne düşünüyorsun?" Kısık sesimi duyduğunda gözlerini araladı. Güneş doğmadı, ben göğü gördüm. Güneş doğmadı, ben denizi gördüm.

Kendimi gördüm gözlerinde.

"Olanları." dedi boğuk bir fısıltıyla. Yanağını boyun çukurumun altına sürttü. Sakalları tenimi çizdi. İç çektim. Elimi sakallarının kapladığı yanağında gezdirdim.

Biz ertelemelerden ibarettik artık.

"Pişman mısın?" Gözlerini, gözlerime dikti. Kaşları çatılı gibi oldu. "Değilim. Sadece bunların fıstığımın başına gelmemesini dilerdim. Dünyadaki hiçbir insanın buna maruz kalmamasını dilerdim." Baş parmağımı elmacık kemiğinde dolaştırdım.

"Yine de tövbe et." dedim mırıltıyla. Gözleri hala gözlerimdeydi. Kısık gözlerim gözlerinde dolandı. Kafamı ona doğru eğip başına bir öpücük kondurdum.

"Ne olursa olsun biz onun yanındayız. Ben senin yanındayım Ensar. Bunu unutma. Unutursan döverim." Dudakları kıvrıldı. Dirseklerinin üzerinde doğruldu. Kafamı yatağa yasladım. Böyle bir ifadeyle beni incelemesi kalbimin hızlı hızlı atmasına sebep oldu.

Şeker yemiş bir çocuğun ifadesiyle bana bakıyordu.

"Unutmam." dedi. Kafasını eğerek dudaklarını anlıma bastırdı. Yanıma yatarak kafasını yastığa bastırdığında ona doğru döndüm. Elimi yanağımın altına sokarak sızlayan gözlerimi kapattım.

"Uyuyacak mısın?" dediğini duydum. Gözlerimi açmadım. "Sanırım." dedim mırıldanarak.

🥀

Gözlerimi araladığımda ezan okunuyordu. Yatakta yalnızdım. Elimi Ensar'ın yastığına geçirerek yanıma çektim. Burnumu yastığa yasladım. Kokusu içimi ferahlattı.

Ardından ayaklanarak yataktan kalktım. Her yerim ağrıyordu. Tutunarak odadan çıktım. Gözlerim Ensar'ı aradı. Balkona bakmak için yanaştığımda karanlıkta oturduğunu gördüm. Balkon kapısını açtığımda kafasını bana çevirdi. Gülümsedi sakin bir tavırla. Bu gülümseme 'Hiçbir şey yok.' gülümsemesiydi. Yıkılmamamız için dik duruyordu. Gölgesinde güneşten korunmamız için dik duruyordu.

Yanına yaklaşıp oturacağım sırada elimden kavrayarak iki bacağının arasına çekti. Sol dizine oturdum. Uykulu gözlerle yüzüne baktım. Bileğimle gözlerimi kaşıyarak aydınlanmamış göğe çevirdim kafamı.

KekreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin