Bölüm 39: Deniz Kabuğu

1.1K 93 37
                                    

İthaf: laazzkopatt
Tam tempo okumalar!

*

"Victoria,"

Jackson'ın dudağından dökülen isim beni beynimden vurulmuşa çevirirken karşımızdaki sarışın kız bir anda yere yığıldı.

Jackson bir anlık tereddütten sonra bir panter gibi havaya fırlayıp genç kızın yanına koştu.

"Victoria," dedi duygusuz bir sesle fakat ismin dudaklarından dökülen güzeliği beni bir kez daha yaralamaya yetmişti.

"Victoria," diye sarstı kızı tekrar Jackson.

Hiçbir tepki vermiyordum, tek yaptığım mide bulantıma karşı koymaya çalışırken yerde baygın halde yatan kızı izlemekti.

Jackson kızın yanından kalkıp yanıma geldi ve elini suratıma koyarak beni sarstı.

"Isa," dedi yüzümü okşayarak. "Bana yardım etmen gerek. Kendine gel. Bak, hemen ileride Alec'in evi var, Victoria'yı oraya kadar taşımama yardım et."

Buğulu ve ifadeden yoksun bakışlarım Jackson'ın yüzünde, saçlarında ve dudaklarında dolaştı. Demekki sabahtan beri içinde bulunduğum güzel rüyanın sonuna gelmiştim.

Ama tabi ya, ben rüya görmezdim ki...

Her şey gerçekti. Victoria buradaydı, karşımda. Jackson'ın yanında.

Ama ya ben? Bende Jackson'ın yanındaydım. Hemde her zaman. Victoria yokken bile. Ama ben yokken de o vardı.

Beynimde düğüm olmuş binlerce sorunun ipi birbirine dolanmıştı.

Yavaşca geriye çekilip yüzümdeki elinin yere düşmesini sağladığımda ayağa kalkarak elimi tuttu ve beni çekip ayağa kaldırdı.

Hızla kızın yanına gidip onu kucağına aldı ve başıyla onu takip etmemi istedi. Ağır ağır ilerledim yollarına karanlık dökülmüş kasabada.

Metin olmalıydım, hiçbir şeyi anlamadan bilmeden kendi kafamda kurgular oluşturup kendimi yemenin bir anlamı yoktu. Fakat içimde bir yerlerde saklanan Jackson'ı tam bulmuşken kaybetme korkusu, dipsiz bir uçurumun kenarında ayağıma takılan taş kadar acımasızdı.

Tek katlı küçücük bir evin önüne geldiğimizde Jackson alacaklı gibi kapıyı kırarcasına çaldı. Birkaç dakika kapı şiddetle sarsılırken içeriden Alec'in homurdanması duyuldu.

"Kim bu haysiyetsiz bu saatte? Uyuyoruz kardeşim bura-"

Yarı açık gözleri ikimizden de önce Jackson'ın kucağındaki kızı gördüğünde eli ayağı boşaldı.

"Victoria," dedi muhtemelen çünkü o kadar kısık bir ses çıkmıştı ki dudaklarından, kendisinin bile net duymadığına yemin edebilirdim.

"Çekil, Alec," diyerek kenara itti Alec'i Jackson. Kucağındaki kızla birlikte içeri geçerken kapıda öylece dikilmeyi sürdürdüm. Neden buradaydım ki? Ah, tam bir aptaldım!

Ne yapacaktım buraya gelip? Jackson'ın özlemiyle yanıp tutuştuğu eski sevgilisiyle ilgilenmesini mi izleyecektim?

Alec anlamsız bakışlarının üstüme dikip bir şey unuttuğunu fark edince, "İçeri geçsene, Bella." dedi.

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Çoktan arkamı dönüp yürümeye başlamıştım. Normalde olsa Alec'in peşimden geleceğini biliyordum ama şimdi onu ele alan şaşkınlık dalgası bunu engellemişti.

İMGE - IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin