"Seni pis. Jongin gel buraya. Ne bu triplerin senin?" Luhan ana dansçının peşindeydi tüm gün. Bir derdi vardı ve kimseye söylemiyordu. İşin tuhaf kısmı ise Kyungsoo'yla bile konuşmamasıydı. Ve bu bambinin dikkatini çekmişti.
"Ne var hyung? Bir şey yapmıyorum ama yine de bana bağırıyorsunuz!!" Kai odasına girdiği gibi dolabına yöneldi. Bir kez bile peşindeki bambiye bakmamıştı.
"Jongin-ah.... Senin için endişeleniyoruz. Sadece bende değil. Tüm hyungların senin için endişeleniyor. Neler olduğunu anlat bana konserden beri suratsızsın."
"Hyung!! Sadece biraz yalnız kalmak istiyorum. Hem sen Sehun'un yanına gitsene. Gelecek şimdi buraya saçma salak konuşacak." Kai sinirle keskin hareketler yapıyordu. Dolabından çektiği eşofmanları bile nasıl sinirli olduğunu kanıtlıyordu. Onun bu halleri Luhan'ı çok endişelendiriyordu.
"Jong... Luhan hyung ne yapıyorsun burada?" Sehun mutlu bir şekilde Kai'nin yanına geliyordu ki gördüğü endişeli Luhan'la kaşları çatıldı.
"Sehun-ah düşünmen gereken şey benim burada ne yaptığım değil. Jongin'in bir derdi var ve hiç kimseye anlatmıyor. Kyungsoo'ya bile."
"Ona neden anlatmak zorundayım ki? Her şeyimi bilmesine gerek yok. Zaten umursadığı da yok. Kyungsoo hyungu rahat bırakıyorum artık. Peşinde sürekli aptal gibi gezinen Jongin olmayacak artık." Kai ses tellerini zorlarcasına bağırdı. kendisine şaşkınca bakan ikiliyi es geçip odadan çıktı. Şapkasını ve montunu takıp kapıyı kırarcasına evden çıktı.
*******
"KaiSoo Birleştirme Toplantısı Oturum 5. Evet millet sizinde bildiğin..."
"Yeter!! Daha beter ettiğimizi görmüyor musunuz? Kai Ve Soo eskiden şakalaşırdı. Birbirlerine bakar gülerlerdi. Şimdiyse resmen düşman oldular. Ve bu bizim aptal planlarımız yüzünden oldu." Luhan bağırdı. Kai kapıyı çarpıp çıkınca Kyungsoo'da kendisini odaya kapatıp ağlamaya başlamıştı. Ve bu da diğerlerine Birleştirme Toplantılarını yapmaları için mükemmel bir zaman vermişti.
"Ama onların birbirini sevdiğine emindik. O bakışmalar aşk doluydu. Başka bir sorun olmalı. Ama ne?" Baekhyun ellerini saçlarına atıp çekiştirdi sıkıca. Chanyeol ellerini tutup onu durdurdu. Yoksa sevdiceğinin bir kaç saç teli kopabilirdi.
"SEN!" Tao kucağında oturduğu Kris'den kurtulup ayağa kalktı. İşaret parmağı doğruca Chanyeol'u gösteriyordu.
"Ne ben? Ne oldu Tao?" Chanyeol ve diğerleri şaşkınca Tao'ya baktılar.
"Sen Kyungsoo'yla konuştun ya hani. Onu kenara sıkıştırdın. 'Kai'yi seviyor musun?' diye üzerine basa basa sordun. O zaman Sana ne cevap vermişti?"
"'Jongin hepinizin içinde beni kendine yakın görüyor. Aptal gibi peşimde dolanmasının sebebi bu. Sizde bunu yanlış anlayıp beni sıkıyorsunuz ama ben bunaldım.' demişti. Neden soruyorsun ki?" Chanyeol şaşkınca cevapladı.
"İşte bu. O gün Chanyeol ve Kyungsoo konuşurken Kai ağlayarak dışarıya çıkmıştı." Tao heyecanla söylendi.
"Eh be pandam bu şimdi mi söylenir? Resmen Kai aşık olduğunu açıkca göstermiş." Kris ayağa kalkan pandasını kucağına çekti. "Şimdiii sana ne ceza vermeliyim?" sinsi sırıtışla Tao'ya baktı Kris.
"KaiSoo meselesi çözülmeden kimse sevgilisiyle oynaşamaz." Suho ayağa kalkarak söyledi. "Baek ve Lu, Kyungsoo'yu odadan çıkarıp buraya getirin. Sehun Ve Tao sizde hemen dışarı çıkıp Kai'yi bulun. Hadi hadi acele edin." Suho'nun bağrınmaları üzerine görev alan dörtlü ayaklandı.
"Luhan hyung." Sehun'unun sesini duyan bambi ona döndü parlayan gözlerle. Sehun montunu giyip şapkasını takmış bir şekilde Luhan'a bakıyordu. Luhan onu bu halini görünce hızla yanına gitti.
"Efendim sevgilim." Luhan ellerini Sehun'un elleriyle birleştirip dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.
"Şu KaiSoo olayını bir an önce çözelim bambim. Seni çok özledim." Sehun ona sarılıp dudaklarına derin bir öpücük kondurdu.
"Suhoooooooooo burada senin lafını dinlemeyen bir adet HunHan var." Chen öpüşen çifti görünce çığlığı basmıştı. onun bağırtısına Suho hemen koşmuştu. Ama Luhan ondan hızlıydı. Sehun'dan ayrılıp hızla göndermişti onu evden.
"Sen göreceksin Chen bunun acısını fena alacağım." Luhan Chen'e omuz atarak yanından geçip Kyungsoo'yu kapıyı açması için ikna etmeye gitti.
Aradan yarım saat geçmişti ama ne gelen vardı ne giden. Kyungsoo'yu ikna etme timine Xiumin ve Lay'de katılmıştı ama ne derseler desinler Kyungsoo kapıyı açmıyordu. Çalan zille Suho ve Kris kapıyı koşdu.
Sehun ve Tao gelmişlerdi. Arkalarında ise menajerleri ve gözleri kırmızı Kai vardı.
"Aigoo. Siz çocuklar bugün reklam çekimi olduğunu mu unuttunuz yoksa benimle dalga mı geçiyorsunuz? Herkes hemen arabaya gitsin. HEMEN!!!" Menajer hyung odasından çıkmayan Kyungsoo'yu bile çıkartmıştı. EXO-K ve EXO-M arabalarına binip yola çıktılar.
EXO-K Kai ve Kyungsoo'yu yan yana oturtmuştu. Normalde yan yana oturmak için savaş çıkaran çocuklar şimdi yan yana oturmamak için savaş çıkartmışlardı adeta. Ama Suho'nun dik bakışları ikisinin de sesini kesmişti.
Yolculuk oldukça sessiz geçmişti. Sadece arada ağlamaklı iç çekmeler duyulmuştu. Araba reklamın yapılacağı yere gelince durmuştu. Çığlıklar her yandan duyuluyordu. Menajerin ardından EXO üyeleri de sırayla arabadan inip hayranlara el sallayarak binaya girdiler.
Tüm üyeler makyaja alındı. Kai ve Kyungsoo'nun kırmızı şişen gözlerini kapatmak için ekstra uğraşmıstı makyözler. Saç yapımı, giyinme.. Bir saatleri hazırlanmayla geçen EXO üyeleri şimdi reklamı çekecek yönetmenin karşısındaydı.
"Merhaba gençler. Umarım bu reklam filmini başarıyla tamamlayabiliriz. Sizin gibi yetenekli çocuklarla bunu kısa sürede halledebileceğimizi umuyorum. Hadi bakalım geç olmadan başlayalım."
Yönetmenin sözleri üzerine çekimler başlamıştı. Üyeler doğal halleriyle kamera karşısındaydı. Chen Xiumin'in çikolata yerken şişen yanaklarıyla oynuyordu. Luhan ve Sehun yüzlerinde en güzel gülümsemeyle birbirlerine bakarak çikolatalarını yiyorlardı. Lay şaşkın bir şekilde pakete bakarken Suho onun bu haline kahkaha atıyordu. Kris ve Tao cool bir şekilde yan yana oturtmuştu. Kris'in kolu Tao'nun omzundaydı ve ikisi çikolatalarını sessizce yiyorlardı. Chanyeol oturmuştu Baekhyun ise onun hemen yanında dizleri üzerinde durup çikolatayı Chanyeol'e yediriyordu. Bu görüntülerin hepsi yönetmenin çok hoşuna gitmişti. Senaryo dışına çıkmayı umursamamıştı bu yüzden. Ama bir görüntü vardı ki ona müdahale etmesi gerekiyordu.
"Kestik." Yönetmen megafonla bağırdı. "Tüm üyeler çok iyiydi. Ama benim sizden bir ricam var çocuklar. Kai ve Kyungsoo'yu da kendinize benzetebilir misiniz? Size biraz mola. Şimdi hep birlikte gelin çekilen görüntüleri izleyin ve müdahele edilmesi gereken yerlere siz karar verin. Yarım saat sonra çekime devam edeceğiz.
Chanyeol ve Baekhyun önderliğinde yeni bir KaiSoo Birleştirme Toplantısı kararlaştırıldı.
"Evet sevgili saygıdeğer üyelerimiz bilmem kaçıncı oturumu açmış bulunmaktayım. Şimdi... BİRİSİ HEMEN ŞU APTALLARI BİRLEŞTİRECEK BİR FİKİR ÖNE SÜRSÜN!!!!" Baekhyun ses tellerine zarar verecek yükseklikte bağırdı.
"Bence hata ediyoruz. Yani kıskandırma planları yapmakla. Konserde Chanyeol, Kyungsoo'ya yakın oldu peşinden ayrılmadı. Kai Kyungsoo'dan uzaklaştı. Ve o günden beri her şey ters gidiyor. Belki de kendi hallerine bırakmalıyız." Luhan üzgünce söylendi. Bambi bu duruma çok üzüluyordu.
"Evet onları kendi hallerine bırakmalıyız. Ama bu şekilde değil. Toplanın aklıma bir fikir geldi." Ve Sehun bambisini üzgün görmeye dayanamazdı.
*****
"Kyungiii buraya geeeeel." Xiumin Kyungsoo'nun peşinde koşuyordu resmen. "Hadi ama Kyung çok kötüsün!! Huungunun yardıma ihtiyacı var." Xiumin tatlı bir şekilde dudak büzüyordu ve bunu gören Chen hiç de iyi bir durumda değildi...
"Tamam hyung hadi söyle ne var." Kyungsoo bezmiş bir şekilde ona Xiumin'e baktı.
"Hayır hayır burada herkesin içinde olmaz. Bu çok önemli ve özel bir mesele. Lütfen bana yardım et lütfeeeen."
"Hyung neden Baekhyun veya Luhan'dan yardım almıyorsun? Neden ben?"
"Çünkü Baekhyun geveze ve Luhan'da şu sıralar aşırı duygusal. Yani bana çok konuşmayan ve aşırı olmayan ama duygusal olan birisi yani sen lazımsın. Şimdi kendini yapıştırdığın şu koltuktan kalk ve benimle gel!!" Kyungsoo tüm itirazlarına bir son verip Xiumin'in kendisini sürüklemesine izin verdi.
----------
"Sehun-ah bazen kafanı kırmak istiyorum!! Luhan hyunga yapmak istediğin sürprizin benimle nasıl bir alakası olabilir?" Kyungsoo ve Xiumin'in girdiği oda da Sehun'a çemkiren bir adet Kai vardı.
"Ohh hyung sonunda!! İki saattir bu aptalı susturmaya çalışıyorum." Sehun gayet rahat bir şekilde söylenip Xiumin'in yanına gitti. Kyungsoo ve Kai onlara şaşkın bakışlar atıyorlardı.
"Hyung nel..."
"Kyungii ve Kkamjong ikinizi buraya kilitleyeceğiz. Kapıyı açtığımızda birbirini her an öldürmek isteyen bir KaiSoo bulmazsak sevinirim. Şimdi bu odada tüm sorunlarınızı konuşarak halledin. Ya da sizi BaekYeol'un eline hiç acımadan bırakayım. Seçim sizin."
"Ama hyung D.O. benimle yalnız kalmak istemez." Kai Sehun ve Xiumin odadan çıkacakken itirazda bulundu.
"Ne dedin sen? D.O. mu? Seni koca kafalı aptal esmer. Beyin yerine çikolata mı taşıyorsun sen? Yeter be!! Kyungii. Soo. Vanilyalı puding. Kalp dudak. Bunların hepsi bitti şimdi de D.O mu?" Kyungsoo sinirli bir şekilde bağırdı.
"B..be..ben üzgün..üm hyung. O lakaplardan rahatsız olduğunu bilmiyordum. T..tıpkı benden rahatsız olduğunu bilmediğim gibi..." Kai üzgün bir şekilde mırıldandı.
"Senden rahatsız olmak mı? Bunu nereden çıkardın Jongin?" Kyungsoo şaşkınca karşısında saçmalamanın dibine vuran dansçıya baktı.
"Sizi duydum. Chanyeol ve seni. Dinlemek istememiştim ama adım geçince.... Her neyse sonuç olarak benden ne kadar rahatsız olduğunu biliyorum. Bu yüzden sana yakın olmayacağım merak etme. Peşinde de dolanmam artık aptal gibi. Bir sorunum olduğunda Luhan hyung beni dinler herhalde. Yani artık rahat olabilirsin. Ben..artık sana lakaplar da takmam. Onları sadece seni sevdiğim için.. Gerçi artık bununda bir önemi kalmadı.."
"Dur biraz dur ne dedin sen???" Kyungsoo ellerini Kai'nin yanaklarına koyup başını kaldırdı. Yaşlarla dolu gözleri görünce içinde yoğun bir ağlama hissi doğmuştu Kyungsoo'nun.
"Rahat bırakacağım seni diyorum."
"Hayır en son ne dedin?"
"Ö..önemi kalmadı dedim."
"Ondan önce... Önemi kalmayan şey ne Jongin. Hadi söyle bana. Lütfen. Yanlış anlamış olmak istemiyorum. Lütfen."
"B..ben...şey seni seviyorum. Özür dilerim ama seni sevmeyi bırakamam. Uzaktan sessiz bir şekilde seni seveceğim. Söz veriyorum sana yaklaşmam. Senden bir karşılık da beklemiyorum. Sadece benden nefret ettiğini bile bile seni seviyorum." Jongin'in sözleri ikisinin de gözlerinde biriken yaşların taşmasına sebep olmuştu.
Kai yanaklarında ki ellerin sahibini kendisinden uzaklaştırıp kapıya gitti.
"Sehun-ah kapıyı aç. Sehuuuuuuuuuuun. Aç şu kap...." Kyungsoo kendisinden uzaklaşmaya başlayan esmere yaklaşıp dudaklarına yapıştı. Kai az önce kapıyı açmaları için yumrukluyordu. Şimdiyse yumrukladığı kapıyla Kyungsoo'nun arasında sıkışıp kalmışdı. Olayın şokundan çıkıp dudaklarını öpen dudaklara açlıkla karşılık verdi.
Kyungsoo.Onu.Öpüyordu.
"Seni seviyorum Jongin." Kai henüz öpücüğün şokunu atlatamadan Kyungsoo'nun yaptığı itirafla iyice kendinden geçti. Kyungsoo'nun yüzünü elleri arasına alıp alınlarını birbirine dayadı.
"Sen....ne??"
"Seviyorum seni aptal. Hemde çok seviyorum. Beni sevdiğini bilmeden sevdim seni." Kyungsoo tekrar Kai'nin dudaklarına yapıştı. Kai sadece karşılık vermekle yetiniyordu. O hala bunun bir rüya olduğunu düşünüyordu. Gerçi rüyaları bu kadar masum olmazdı....
"Mmmmhh." Kyungsoo Kai'yi iyice kendisine çekip ona sürtüğünde ikiside inledi. Kai ellerini Kyungsoo'nun kalçalarına atıp avuçladı.
Kyungsoo kalçasında hissettiği ellerle öpücüğü bozup başını geri attı. Derin derin soluyordu. Kimse duymasın diye rahatça inleyemiyordu bile. Kai boşta kalan dudaklarını Kyungsoo'nun bembeyaz boynuna gömdü. Emip ısırarak kendi izlerini bıraktı sevdiğinin boynuna.
Kyungsoo geri çekilip Kai'yi küçük odada ki sallanan koltuğa oturttu. Kendiside hızlıca Kai'nin üzerine kurulduğunda koltuk hafifden oynamaya başladı. Kyungsoo ellerini koltuğun iki yanına koyup Kai'nin dudaklarına yapıştı tekrar. Yıllarca hayalini kurduğu dudakları doyasıya öptü.
"Soo... bu bir rüyaysa eğer uyandığımda ilk işim dudaklarına yapışmak olur." Kyungsoo o güzel sesiyle tatlı kıkırtılar bıraktığında Kai gözlerini kapatıp onu dinledi. Bunca zaman ona açılmayarak aptallık etmişti.
"Bu bir rüya değil herşeyim. Bu gerçeğin ta kendisi. Ama yarın beni öpücükle uyandırırsan memnun olurum tabi." Kyungsoo şımarık bir şekilde söylendiğinde Kai ona gülüp hızla üzerine çekti. Aralarında boşluk kalmayarak birbirlerine yapışan ikili tekrar aç bir şekilde öpüşmeye başladı.
"Çocukl..... HEY HEY HEY ÇABUK AYRILIN!!!" Kai ve Kyungsoo'yu kontrol etmek için odaya giren Suho gördüğü manzarayla çığlığı basmıştı.
"Suho neden bağırıyorsun? Ne oldu?" Lay hızla yanlarına geldiğinde Suho sevgilisini kendisine çekip gözlerini kapattı.
"Benim masum bebeğim. Sakın bakma sen şu edepsizlere. Ben seni masum seviyorum unicornum benim. Gel gidelim biz." Suho kötü bakışlarını ikiliye dikip sevgilisiyle oradan ayrıldı. Diğer üyelere sonunda KaiSoo çiftinin gerçekleştiğini söylediğinde yüksek sevinç nidaları koptu.
"Sanırım herkes bunu bekliyormuş hı?" Kyungsoo gülerek Kai'ye döndüğünde karşısında kaşarı çatık ters bakan Kai'yle karşılaştı.
"Bir de rahat bıraksalar çok iyi olurdu." Kai söylendiğinde Kyungsoo utanarak Kai'nin üzerinden kalktı. İkili yan yana diğer üyelerin yanına gittiler. Yönetmende oradaydı ve çekime kaldıkları yerden hızla devam ettiler.
Bu defa her şey çok farklıydı.
Kyungsoo çikolatasını yerken Kai ona aşkla bakıyordu. İkisinin tatlılığını gören yönetmen onlara odaklı çekim yaptırmaya başladı. Kai oturduğu yerden elindeki çikolatayı sevdiğine yedirdi. Kyungsoo bir an koca gözleriyle ona baktı.
Kai onu öpmek istiyordu.
Sadece onları bıraksalar olmaz mıydı?
Kai yerine oturup Kyungsoo'ya bakmaya devam etti. Bu defa Kyungsoo kalkıp elindeki paketten bir çikolata alarak Kai'ye yedirdi.
Kai şımarık bir ifadeyle Kyungsoo'nun uzattığı çikolatayı yerken kamera hiçbir anı kaçırmadan çekti onları.
Birbirlerine bakışlarından aşk fırlayan bu çift kamera arkasındaki herkesi kendilerine hayran bırakmışlardı.
********
"Herkes toplansın reklam filmi için yapılan yorunları okuyacağız." Chen tüm evi yerinden sarsacak yükseklikte bağırdı.
"Gel buraya sesin kısılacak. Sonra ben senin o mükemmel sesini duymazsam ne yaparım." Xiumin Chen’i yanına çekip boynunu öptü.
Kısa sürede herkes tek bir odada toplanmıştı. Çok önemli(!) işleri olan KaiSoo ve BaekYeol bile anında gelmişlerdi. Ve herkesin toplanmasıyla Chen hayranlardan gelen yorumları okumaya başladı.
*TaoRis ne kadar da cool. Kris'in Tao'nun koluna omzunu atması çok tatlı. Awww onlar mükemmel.*
*HunHan'ı yiyebiliyor muyuz?? Neden Sehun’un bakışları Sen.Ben.Yatak der gibi bakıyor. Gidip sevişin. (Bir resmin altında bu yorumu görmüştüm de yazmazsam olmazdı)*
"Lulu sana olan bakışlarımı anlamayan yok. Seni çok seviyorum." Sehun şımarıkca Luhan'a sarıldı.
"Yah maknae sus da devam etsin." Chanyeol hemen onu azarladı
"Park Chanyeol benim sevgilimi azarlamaya kalkma. Onu azarlayacak birisi varsa o da benim." (Erkeksi Lu~~~ yazarın içindeki HunHan aşkı fırtlar)
*Chen oppaaaa. Rica etsem baozinden bir ısırık alabil.....*
"Yah!! Ben bunu yolarım. Kimse benim baozime sarkamaz.ısıramaz.mıncıramaz." Chen'in sinirli bağırtısı Xiumin'i güldürmüştü. Hemen sinirlenen sevgilisi öptü.
"Ben sadece sana aitim Jongdaee.."
"Yah yah öpüşmeye başlamayın okumaya devam et Chen." Chanyeol'un bağırtısı üzerine Chen mızırdanarak okumaya devam etti.
*Baekhyun çok tatlııı. BeakYeol gerçek demekten yoruldum ben. Şu reklamı izleyip anlayın bu ikisinin ne kadar aşık olduğunu.*
"Sonunda istediğin oldu mu Chanyeol." Chen dik bakışlarını Baekhyun'u kucağına alıp öpen Chanyeol'e çevirdi.
Tabi şu an Chan onu takmıyordu. Daha önemli işleri vardı.
*Laaaay bu kadar masum olmayı nasıl başarıyorsun. EXO'muzun koruyucusu Suho lütfen unicornu çok daha fazla koru ve sev olur mu?*
*Yönetmen KaiSoo shipliyor sanırım.*
*Bu çift gerçek olduğunu daha nasıl kanıtlayabilir ki? KaiSoo biz gerçekten sevgiliyiz diye bağırmış.*
*Kai'nin Soo'ya olan bakışları çok masum çok aşk dolu. İkisini alıp bir odaya kapatmak istiyorum.*
*KaiSoo antisi olan veya onları yakıştırmayan kimse kaldı mı? Eğer kaldıysa reklamı bir daha izleyin.*
*Kai Soo'yu yatağa at!!!*
"Kyungiii şunlara bak. Fanlarımızı üzmek istemeyiz değil mi? Biz kendimizi odaya kapatıyoruz ve ben Soo'mu yatağa atıyorum."