Selam....
Bu hayattaki herkes mutsuzdur , bundan eminim . Bu kitapta da bunlardan bahsetmek istiyorum sırayla bölüm bölüm . Yazım hatalarım,haksız olduğum durumlar bu konuda üzgünüm bazen gözümden kaçabiliyor.
Neyse çok uzatmadan başlayalım.
Okul ... Okul deyince aklınıza ne geliyor? Koca bir ders bombası,sıkıcılık abidesi ve daha birçoğu... Ama bunların içinde sevilen yerler de vardır bazı etkinlik arkadaşlar... Bunlar işin normal kısmı ne iyi ne kötü işte.
Şimdi ise bir kız hayal edelim.. 12 yaşında 7. Sinifa giden ,okulda hic göz önünde olmayan, utangaç,düşük notlu bir kız...Bu işin pembe gözlüklü yani görünen kısmı.Bide gözlüğü kaldırıp arkadaki gerçeklere bakalım.Kızın anne ve babası ayrı , anca günde zar zor çalışabilen , insanların onu anlamamasın kafayı yiyecek bir kız..
Şimdi bide başka bir kıza bakalım sınıfın popüleri,bencil baska bir kız.
Gözlükleri kaldıralımmı? Bence kaldırmalıyız. Kız o utangaç kız gibi olmak isteyen ailesi tarafından mükemmel olmaya zorlanan biri..
Oyun hamuru gibi aynı elinde sekillendirdiğin bazen parçaladığın sonra tekrar birleştirip tekrar tekrar oynadığın ve bir süre sonra bozulan..
Okulla ilgili sorunlardan biri de şu bizim özgüven sorunumuz. Ben matematikten nefret ediyorum çünkü YAPAMIYORUM. Ama matematik hocam yaptığımı sadece özgüvenimin düşük olduğunu söyledi.Ben bilmiyorum haklılar fakat ben o özgüveni geri alamıyorum.Annem bana eskiden girdigim ve milyonlarca yanlış yaptığım ödüllü matematik yarışmasından sonra olduğunu söylemişti. Ben daha çok kendi icimde kendi kendime çıktığını düşünüyorum.
Kararımı bu konu hakkında daha vermemiş olsamda asla pes etmemem gerektiğini biliyorum. Çünkü önümüzde gerçeklerle ve pembe gözlüklerle dolu bir hayat sınavı var ve yapmamız gereken hayat pembe gozlükleri indirsin bosver takam gerçekleri iyilik kalsın kafanda..
Hayır ben böyle bir şey söylemem çünkü kafaya takmamak o kadar kolay değildir..Eğer bu kadar kolay olsaydı ben şuanda dunyanın en mutlu insanı olurdum..Hatta bütün dünya...
Herkesin bir sorunu var şu hayatta ama önemli olan herkesi birbirinden farklı kılan onunla nasıl yüzleştiğimiz-
dir. Benim kafamda her zaman olan bir yöntem var , sana anlatıyım.
Sen okula yürüyerek
gidiyorsun,bisikletli bir çocuk gördün. Sende icinden off ya anneme kac defa söyledim alsın diye of ya, benden daha kötü durumda biri yoktur ya hem çirkinim hem fakirim daha bisiklet alamıyorum...
Hayır yanılıyorsun senden daha kötü durumda olan biri var, mutlaka vardır.... Gözleri kör sokakta yaşayan fakir biri senden daha kötü durumdadır ama o da dunyada en kotü durumda değildir... Hem gözleri hem kulaklarıduymayan sokakta yasayan biri daha kötü durumdadır. Ama o da en iyi değildir...Hastanede yatalak yaşayan , konuşamayan bir hasta..O da en kötü değildir... Peki sorucaksın artık "YA YETER EN KÖTÜ KİM?", diye .. Açıklıyım en kötü yoktur. Her zaman mutlaka senden daha kötü bir durumda minik bir adamcık vardır. İşte gerçeklerle bir yolu da budur..
HER ZAMAN SENDEN DAHA KÖTÜ DURUMDA OLAN BİRİNİN VARLIGINI BİLİP KENDI HALİNE ŞÜKRETMEK...
Devam edecek ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat acıdır
Não FicçãoKüçük bir evden kocaman dünyaya açılan yorum kitabı(kendi düşüncelerimi içerir)