Mucizevi Bir Dünya (Miraculous) [Tamamlandı]

Luka

Hafta içinin son gününe uyandım. Sonunda hafta sonu geldiğinden ve okul olmayacağından daha çok şey yapabilirdik. Artık benim için rutin olan günlük şeylerimi yaptım. Dolaptan kıyafet seçmek, tamam şu yıldızlı mavimsi elbiseyi giyiyorum, saçımı yapmak, açık bırakıp bir tokayla tuttursam yeter ve son olarak kahvaltı.

Okula gitmeye hazırım ki gittim bile. Okuldaki bütün boş zamanlarımı sanat atölyesinde geçirip Master Fu için olan resmimi bitirmeyi başardım. Onun için evine uyacak renklerde bir resim yaptım. Umarım beğenir.

Resme bir uzaktan bir yakından bakıyordum ki farklı açılardan kaçırdığım bir şey falan var mı anlayayım. Koluma birinin dokunmasıyla irkildim.

L: Vaov Elita resmin çok güzel olmuş.

Bu ne, dejavu mu?

E: Teşekkür ederim. Şey... cuma günü okuldan sonra boş musun?

L: Senin için her zaman boşum uzaylım.

Eğilip elini sanki bir prensesin önünde selam veriyormuş gibi salladı. Çünkü ben prenses olmasam da o benim prensim.

E: Yaa neden bozuyorsun ki?

L: Artık iki hafta önceki biz olmadığımız için.

E: Bu kadar az zamandır sevgili olduğumuza inanamıyorum. Bana yıllar olmuş gibi geliyor. Hem de burada sanki üç hafta değil de daha fazla zamandır bulunuyormuşum gibi geliyor.

L: Demek ki izlerken bizi o kadar seviyormuşsun ki çok fazla bağ kurmuşsun. O yüzden sana uzun süredir varmışız gibi geliyor ama garip olansa bana da çok uzun süredir sevgiliyiz gibi gelmesi.

E: De mi? Zaman kavramımız ölmüş. Teneffüs zili mi çaldı? Buraya geldiğine göre.

L: Evet öyle ama bu çıkış ziliydi. Kulağında kulaklık da yok, bu sefer nasıl duymadın?

E: Cidden bilmiyorum, çok odaklanmış olmalıyım. Marinette ile Adrien gitti mi?

L: Gittiler, onlara sonradan yetişeceğimizi söyledim.

Önlüğü çıkartıp üstümü başımı düzelttim, malzemeleri yerine koydum, resmime imza atıp elime aldım.

Luka kolunu uzattı, ben de koluna girdim ve oradan çıktık. Okulun kapısına geldiğimizde bir şey fark ettim. Tuvalete gitmem gerektiğini.

E: Benim tuvalete gitmem gerekiyor, hemen dönerim.

L: Tamam, ben burada bekliyorum. Önemli bir şey yok değil mi?

E: Yok, sadece tuvalete gitmeyi unutmuşum.

Koşarak içeri girdim. Ellerimi yıkarken telefonum titremeye başladı. Hızlıca yıkamayı bitirip ellerimi sildim ve telefonu aldım. Arayan Marinette'di.

M: Luka seni sanat dünyasından çıkarmayı başardı mı?

E: Evet evet, dalmışım. Özür dilerim.