Medyada çok sevimli bir Jily çizimi var. Bundan sonra medyaya böyle fan artlar koymayı düşünüyorum bence ayrı bir renk katıyor hikayeye. Her neyse uzatmayayım, iyi okumalar!*****
James bir yandan kitapların tozunu alırken, bir yandan da tozu alınmış kitapları rafa dizen Sirius'la dertleşiyordu.
"Zambağımla aramız daha yeni düzelmişti ki başımıza gelen şeye bak."
"James bir şeyi unutuyorsun ki, bunu o istedi. Kavgayı o başlattı."
"Olabilir. Ancak sonuç olarak yine ayrıyız. Onu özlüyorum."
Sirius ince bir kitabı James'in kafasına fırlattı. "James her gün kızla aynı havayı soluyorsun, neredeyse burnunun dibinde. Alt tarafı tartıştınız, bu kadar."
"Heyy! Canımı acıttın!" Bir saniye durdu. "Ama zambağım kadar değil..."
Remus başını arka taraftaki rafların ardından çıkarttı ve "Madem bu kadar üzgünsün, konuş onunla." diye tavsiyede bulundu.
"O kadar kolay değil. Söyledikleri çok fazlaydı. İleri gitti." diye diretti James. Peter "O zaman sızlanmayı kes." diye araya girince Sirius "Haklı." diye mırıldandı.
James en sonunda yenilgiyi kabul etmiş olacak ki, Lily hakkında konuşmayı kesti. "Yarın Sümsükus ile Dumbledore'un odasında olmamız gerek." diye hatırlattı.
Remus başını tekrar uzatıp "Çok gerginim." diye mırıldandı. Sirius gülerek "Çikolata ye, iyi gelir." dedi Remus'u taklit edercesine.
Remus gözlerini kısarak ona numaradan bir kızgınlıkla baktı ve işine geri döndü. Tam o sırada Minerva McGonagall onları kontrol etmek için içeriye girdi. "Baylar, cezanız nasıl gidiyor bakalım?"
Sirius sızlanarak "Daha iyi cezalarım da olmuştu, Profesör." dedi. Haklıydı da, arşiv kocamandı ve yaklaşık 4 saattir buradaydılar. McGonagall boğazını hafifçe temizledi ve "Bay Black, aldığınız cezalar o kadar fazla ki, bu gayet doğal." dedi bıyık altından gülerek.
Sirius kendini beğenmiş bir tavırla "En azından şu yakışıklı yüz hatırına cezamı hafif tutmanızı dilerdim." diyince McGonagall "Ben kız arkadaşlarınıza benzemem Bay Black, ayrıca biraz daha laubalileşirseniz, külahları değişeceğiz." dedi tek kaşını kaldırarak.
Sirius eliyle ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı ve işine geri döndü. McGonagall "1 saat sonra cezanız bitecek. Bu 1 saati iyi değerlendirin." dedi ve sessizce çıkıp gitti.
James gülerek "Ne oldu McGonagall'ı etkileyemedin galiba?" diye ima yaptı.
"Dışardan öyle görünüyor olabilir, ancak kalbinin bir köşesi her zaman bana ait, biliyorum. Sonuçta bir Sirius Black kolay yetişmiyor."Peter "Kendini övmeyi bırakıp çalışmaya ne dersin? 1 saat içinde temizlememiz gereken bir arşivimiz var da!" diye onu azarladı. James ve Remus da Peter'ı destekleyince, Sirius kollarını göğsünde kavuşturup küstü. James içinden Merlin aşkına, asla büyümüyor. diye geçirdi.
****
James gözünü kapının şiddetle çalınmasıyla açtı. Remus hariç henüz herkes yatağındaydı. Saat oldukça erken olmalıydı. Bu saatte gelen de kimdi? Herkes uykusundan uyanmış çatık kaşlarla etrafa bakıyordu.
Remus gömleğinin son düğmesini de iliklerken kapıyı açtı. Şaşırmış görünüyordu. James daha iyi görebilmek için gözlüğünü taktı. Gelen Lily'den başkası değildi.
"Lily, buraya gelmen biraz riskli değil mi?" diye sordu Remus. Haklıydı da, öğrencilerin karşı cinsin yatakhanelerine girmesi katiyen yasaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çapulcular
Fanfiction▪️Lumos! Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum. Bu hikayede sıradan büyücüler yok. Onlar Çapulcular. Her daim bir muziplik peşinde olan 4 yakın arkadaş. Patiayak, Aylak, Çatalak ve Kılkuyruk. Hepsi birbirini tamamlayan müthi...