•44

982 70 2
                                    

Bölüm Şarkısı: Halıda Buluşanlar - Günler Dünlerin Aynısı
———

Her zamanki masamızda otururken Ahmet'in telefonu çaldı.

"Efendim anne." Bütün algılarımı açıp oraya odaklandım. "İşteyiz... Neden?... Yok anne ondan değil, ben merak ettim... Yok anneciğim olur mu öyle şey?... Tamam anne. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp önce bana sonra diğerlerine baktı.

"Ne olmuş?" dedim merakla.

"Buraya geliyorlar."

"Neden?"

"Babamın yine işleri varmış." diye homurdandı. "Birazdan çıkacaklarmış yola."

"Bayağı erken haber vermiş." dedim alayla.

"Annemler de geliyor muymuş?" Ebru'nun sorusuyla beraber Yiğit oturduğu yerden doğruldu. Ödü kopuyordu kaza ara o da pat diye sözlenecek diye. Tabii ki o da istiyordu Ebru'yla evlenmek ama her şeyin zamanı vardı sonuçta. Bizimkisi ayrı konu tabi.

"Bilmiyorum."

"Yeni bir mücadele başlıyor yani." dedi Orkun iç çekerek. Kafamı salladım.

"Sanırım öyle."

———

"Hoş geldiniz." dedim Rüzgar'ı kucağıma alıp.

"Afla seni çok özledim." deyip boynuma sarıldığında gülümsedim.

"Ben de sizi çok özledim." dediğimde Ahmet Çınar'ı kucağına almış, havaya atıp geri tutuyordu.

"Oğlum düşüreceksin çocuğu şimdi." dedi annem içeri girip.

"Abla, Ahmet'e söyle beni bıraksın." Çınar'ı yere bırakıp Rüzgar'ı Ahmet'in elinden aldım.

"Bana bak lan. Bana abi demezsen seni havaya üç kere atar iki kere tutarım." Ahmet'in kafasına vurdum.

"Saçmalamayı kes salak. Çocuğu korkutuyorsun." Telefonum titrediğinde onları kendi hallerine bırakıp mutfağa girdim. "Efendim."

"Ne yapıyorsun canım? Geldi mi annenler?" Tezgaha yaslandım.

"Evet şimdi geldiler."

"Selam söyle."

"Söylerim. Sen ne yapıyorsun?"

"Markete gideceğiz, Ebru'yu bekliyorum. Bir saatte zor hazırlanıyor."

"Yalancı." Arkadan Ebru'nun bağırışını duyunca güldüm.

"Ahsen. Bir baksana kızım."

"Annem çağırıyor. Sonra konuşuruz." deyip doğruldum.

"Tamam birtanem, görüşürüz."

Telefonu kapatıp mutfaktan çıktım.

"Efendim anne."

"Şu valizleri boşaltalım seninle." Yanına gidip kıyafetleri dolaba yerleştirmeye başladım. "Akşam yemeklerini evde yiyorsunuz değil mi?"

"Evet." Bir şey demedi. "Ne oldu ki?"

"Yarın Orkun'u yemeğe mi çağırsak?" Elimdeki hırkayı bırakıp ona döndüm.

"Sadece Orkun'u mu?"

"Belki Ebru'yu da çağırırız." deyip aynı özenle işine devam etti.

"Peki bu yemeğin asıl amacı ne?" Omuz silkti.

"Ne amacı olacak canım? Gelecek, yemek yiyeceğiz, sohbet edeceğiz işte."

MÜZİĞİN RİTMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin