Ölülerin mekanı , ölümsüzlerin yurdu spatyom (spadyum, spatyum) ....
Her insan ölümü sonunda illaki tadicaktir. Ancak ölüm tamamıyle bir yok olma durumu değildir. Aksine fiziki kelepçeler'den, prangalar'dan kurtuluştur, özgürlüktür. Ölüm insanı hernekadar üzse de aslında insan hapishanesinden kurtulmuş ve dünyevi huzursuzluğunun yerine manevi huzura , astral hafifliğe kavuşmanın verdiği rahatlığı biz şuan için yaşayanlar pek bilemesekde ölen kişi bunun tadına ve zevkine varmıştır. İnsan öldüğü vakitte enerjisi asla ama asla yok olmaz sadece bedenen yok olur. Beden dediğimiz şey ise sadece fiziki beden olup eninde sonunda dünyevi olan herşey gibi yok olmaya zaten mahkum bir oluşumdur. İnsan öldükten sonra bedeninden ruhu sıyrılır, spatyom denilen sonsuz aleme göç eder . Bu alem insan nasıl isterse öyle şekil alır ve o şekilde genişler . Kalp davetlerinde gelen ruhların anlattıkları ve o alem de yaşadıkları bizlere fazlasıyla o alem hakkında bilgi vermektedir. Spatyom alemi 3 kademeden oluşur (bazı kaynaklarda 7 kademe olarak geçer). İnsan öldüğü vakitte bu aleme göç ederken rezonans ((frekans)) alanı hangisine uygun ise oraya yerleştirilir. En alt katta genel de kötü işler yapmış , insan canına kıymış , büyük günahlar ve suçlara karışmış insanlar yer alır . İkinci katta ise affedilmeyecek günahları olmayan normal insanlar yer alır ... 3. Katta ise büyük âlimler , dervişler , peygamberler ve ilim sahibi insanlar yer alırlar. 3. Kattaki insanlar genellikle pek fazla davetlere icabet etmezler. Ancak bazı durumlar da rehber ruh olarak insanlara fazlasıyla yardımcı olurlar ve önündeki engelleri asmalarında büyük rol oynarlar. Dr. Bedri Ruhselman'ın imzasını taşıyan "İLAHİ NİZAM VE KAİNAT" isimli eser , Ruhselman'ın kendi tabiriyle rehber ruhu öncü tarafından yazılmış bir eserdir. Bu bahsi geçen kitap yaklaşık 50 yıl noter ve banka kasalarında saklanmış , daha sonrasında basılmıştır. Evreni alemleri zamanı ince bir çizgi üzerine oturtan bu kitap , belli oluyor ki 3. Kademeden bilge bir ruh tarafından yazdırılmıştır. Buna benzer bir olay da Aliester Crowley'in yasa ve yalanlar kitabında karşımıza çıkmakta .
Mısır'a yaptığı gezide bir gün eşinin tavsiyesi üzerine bedensiz varlıkları çağırmak için kolları sıvar ve sonuç olarak gelen varlık 'Aiwass' isimli bedensiz bir varlıktır. Onun dikte ettiklerini bir bir yazar ve sonuç olarak kanun kitabı ortaya çıkar. Dogru mudur bilinmez lakin Aliester Crowley'in 20. Yüzyılın en büyük büyücüsü olduğu bana kalırsa tartışılmaz bir gerçektir...*
Dr. Bedri Ruhselman'ın ruhlar arasında isimli kitabından size bir kaç kesit vermek istiyorum. Bu kesitler insan spatyom alemine göç etmeden önce yaptığı işler hakkındadır ve insan nasıl ölürse , spatyom'da da o acıyı tadar. Kısaca bir insan intihar ederek hayata gözlerini yumar ise o kişi sirf bu yüzden yıllar boyunca acı çekebilir. Şimdi bunu Ruhselman'ın yaptığı bir celseden okuyalım :
«Davet. - Istırap çekiyorum! Ben lanetlenmiş bir adamım.
«S. - Biz. akıbetinizi öğrenmek istiyen akrabalarınızın ricası
üzerine sizi davet ettik. Bu davetimizin sizin üzerinizde hoş mu,
yoksa zahmetli mi tesir yaptığını lütfen söyler misiniz?
«Cevap - Zahmetli.
«S. - Ölümünüz arzunuzla mı vaki oldu?
«C. - Evet. (Medyom cok güçlükle yazıyor, yazı kaba, inti-
zamsız, titrek ve okunamıyacak kadar kötüdür. Başlangıçta hiddet
alâmeti var, kalem kırılıyor, kâğıt yırtılıyor.)
«S. - Sakin olunuz, hepimiz sizin için Tanrıya dua edeceğiz.
«C. - Tanrıya inanmağa icbar ediliyorum.
«S. - Kendinizi mahvetmeğe sizi sevkeden âmil ne idi?
«C. •- Ümitsizce geçen bir hayatın 'sıkıntısı...
«S. - Hayatın devrimlerinden kaçmak istediğinize göre bari
bundan bir şey kazandınız mı? Şimdi daha mutlu bir halde misiniz?
«C. - Niçin varlık yok?
«S. - Lütfen, muktedir olabüdiğiniz kadar oradaki halinizi
anlatınız.
«C. - Bütün inkâr etmiş olduğum şeylere inanmağa mecbur
tutulmaktan ötürü azap çekiyorum.
«S. - Sağlığınızda taşımış olduğunuz yoklukçu maddeci dü
şünceler size nereden gelmişti?«C. - Daha evvelki hayatta ben kötü bir insandım. Bunun
neticesi olarak ruhum, son hayatımda şüphe hissiyle eziyet edilmek
akıbetine mahkûm edildi. Ve işte bu hisse dayanamıyarak kendimi
öldürdüm.
«C. - Kendinizi suda boğduğunuz sırada neticenin nasıl ola-
cağım umuyordunuz? O anda neler düşünüyordunuz?
«C. - Hiçbir şey. Benim için hayatın sonu yoktu. Fakat iş
olup bittikten sonra bu dünyadaki mahkûmiyetimin kendimi öldür-
memle nihayet bulmadığını ve daha çok çekecek ıstırabımın olduğu-
nu gördüm.
«S. - Artık şimdi Tanrının, ruhun ve gelecek hayatın mevcu-
diyetine inanıyor musunuz?
«C. - Maalesef hayır. Daha bu duruma gelecek kadar azabımı
bitirmiş değilim».
«S. - Erkek kardeşinizi orada gördünüz mü?
«C. - Oh! Hayır.
«S. - Niçin?
«C. - Neden işkencelerimizi bir araya getirelim? Felaket
uzaklaştırır, saadet birleştirir, heyhat!
«S. - Biraderinizi buraya, sizin yanınıza çağırsak, onu gör-
mekten memnun olur musunuz?
«C. - Hayır, hayır! Ben çok aşağılardayım.
«S. - Onu çağırmamızı neden istemiyorsunuz?
«G. - O da mesut değil de ondan.
«S. - Onu görmekten korkuyorsunuz...
«C. - Hayır, sonra...
«S. - Ailenizden bir dileğiniz var mı?
«C. - Benim için dua etsinlerDr. Bedri Ruhselman Ruhlar Arasında sy:(41-42)
(Orijinal müşahede - Medyom L..., tarih 21-V-1947, Vetire:
psikografi, rehber : Kadri, Operatör: B. Ruhselman.)Gördüğünüz gibi insanoğlu canına kıyarak diğer aleme göç ederse bu gibi durumlar ile karşılaşabiliyor. İnsanlar bu duruma gelmelerindeki en önemli rol kendilerine aittir . Yaşamak diğer aleme hazırlanarak ecel ile gitmek en temiz ve güzel seçimdir. Asla ama asla bu duruma kendizi düşürmeyin. ➡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN PARAPSİKOLOJİ
Spiritual"Bir yolcunun yolda yolda yürüyebilmesi için ufku görmesi yeterli değildir... Ufkun ötesini'de görmesi gerekir..." -Mustafa Kemal Atatürk * Ufkun sınırları çerçevesinde değil , ufkun ötesinde ve boyutlar arası...