"Baekhyun, hey," Chanyeol onu uyandırmak için dürtse de Baekhyun yorganı biraz daha üzerine çekti. "Kahvaltı hazır."
Sonunda gözlerini açıp ona baktı. Bir an nerede olduğunu unutmuş gibiydi. "Chanyeol?.. Ben-" kalkıp etrafa bakındı. "Tanrım, herkes beni çok merak etmiş olmalı..." Baekhyun panikle telefonuna uzandı.
"Endişelenme. Sehun'a gece mesaj atmıştım. Burada olduğunu biliyor." Chanyeol başıyla mutfağı işaret etti. "Yumurta soğuyacak."
Baekhyun yüzünü yıkayıp mutfağa geçtiğinde Chanyeol çoktan kahveleri doldurup oturmuştu. "Sizin evde kahvaltıda kuş sütü falan oluyordur normalde. O kadar yapamadım."
Baekhyun duyduğu şeyle gözlerini devirdi ve karşısına oturdu. "Genelde kahvaltı etmem."
"Neden?"
"Uyandığımda çok sinirli olduğum için odama kimse kahvaltı getirmiyor."
"Şu an gayet sakin görünüyorsun bana." Chanyeol onun tabağına omlet koyarken gülümsedi. "Korkmalı mıyım?"
"Belki de tek uyumadığım içindir. Gece kabus görüp dururum genelde. Bu gece aralıksız uyumuşum."
"Gecenin ikisinde o kadar yol yürüdüğün için yorgunluktan bayılmış da olabilirsin."
"Doğru." Birbirlerine gülümseyip kahvaltı etmeye başladılar.
Chanyeol yemeğini hızlıca bitirdi ve masadan kalkıp bulamaç benzeri bir şey hazırlamaya başladı. "Ne yapıyorsun?"
"Ablamın kahvaltısını hazırlıyorum."
"Bunlar için birini tutmadın mı?" Baekhyun ona soran bakışlarla bakıyordu. Chanyeol'un ailesinden fazla miktarda para aldığını biliyordu sonuçta.
"Ben okula gittikten sonra gelen biri var zaten. Yine de mümkün olduğunca ben yapmaya çalışıyorum. Yabancı birinin sana para için yardım etmesini mi tercih ederdin yoksa kardeşinin seni önemsediği için yardım etmesini mi?"
"Doğru..."
"Hemen dönerim."
Chanyeol içeri gidip bulamacı ablasının boğazına bağlı olan boruya döktü. "Baekhyun, tezgahta duran kaba biraz su doldurup getirir misin?"
Baekhyun denileni hemen yaptı. Chanyeol kaptaki suyla ablasının yüzünü yıkadı. Alnını öptü ve Baekhyun'a döndü. "Okula gitmemiz gerekiyor."
"Gelmek istemiyorum."
"Son zamanlarda çok ders kaçırdın."
"Her halükarda yüksek not veriyorlar zaten." Baekhyun mutsuz bir şekilde omuzlarını silkti. "Okulda olup olmadığımı fark etmezler bile."
"Ama ben ederim." Chanyeol onun elini tutup odaya götürdü. "Okulun başkanısın, gözde öğrencisin... Öğretmenler sana bayılıyor."
"O kadar da iyi biri değilim."
"Şaka mı yapıyorsun?" Chanyeol eğilip onun yanağını sıktı ve saçlarını karıştırdı. "Meleklerin seni kıskandığına bahse girerim."
Baekhyun bakışlarını yere çevirdi ve hiçbir şey söylemedi.
"Hadi ama Baekhyun, normal bir genç gibi hayatını yaşaman gerekiyor. Hepimizin okulu asmak istediği zamanlar oluyor ama gitmek zorundayız.""Pek de normal bir genç değilim Chanyeol. Anlamış olmalısın."
"İyi de böyle yaparsan ondan kurtulamazsın! Eğer hayatını yaşamayı reddedersen o-"
Chanyeol duraksadı. Ne demesi gerekiyordu ona? Baekbeom? Hastalık? Özel durum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chanyeol's Duties || ChanBaek
FanfictionChanyeol gizli numaradan aldığı tüm görevleri yapmak zorundaydı. Bir taraftan da okulun eziği Baekhyun ve ikizi Baekbeom arasında nasıl olduğunu anlamadığı bir fırtınaya tutulmuştu.