Hani hep derlerdi ya "boşver unutulur gider" diye.. Hiç te öyle değilmiş aslında. Ne kadar unutmaya çalışsan da onun bir bakışı, bir sözü daima aklının, kalbinin bir parçası olmuştur..Belkide nefes alma sebebindir o bakış veya söz.
Ee peki ya Stephan ne yapacak? Hatıralarını silip atabilecek mi? Ashley'i silebilecek mi?
Tabii kide silemeyecek. İnsan kendi nabzını durdurabilme yeteneğine sahip mi? Eğer öyle bir yetenek olsaydı Stephan kendinde bunu denemişti bile. Ayrıldıklarından sonra dünya başına yıkılmıştı. Belki de bu acı Stephan'ın en büyük acısıydı. Ashley'in onu aslında sevmediğini öğrenmesi bir darbeydi adeta. Ama buna rağmen yaşaması gerekiyordu. Ashley ise umursamazmış gibi tavirlarıyla Stephan'ı üzmeye devam ediyordu. Birbirleriyle her gün karşılaşsalar da birbirlerinin gözlerine bakmaktan çekiniyor birbirlerine bir kelime dahi etmeden geçip gidiyorlardı. Sanki konuşacakları hiçbir şey yokmuş gibi..Belkide bu sadece Ashley için geçerliydi.Bundan daha önce Stephan kendi takıldığı mekanları teker teker bisikletle gezerken Ashley'i görmüş ve az daha bisikletten düşecekti. Dengesini zor sağlayabilmişti. Ashley'in o yeşil gözlerini görmek onu her zaman heyecanlandırıp, telaşa sokardı. Uzun bir sürenin ardından Ashley'i görmek bir rüyaydı Stephan için. Stephan Ashley ile ayrıldıklarından sonra hayatına birisinin girmesini istememiş birisi girecekse o kişini Ashley olmasını istemişti. Ashley de Stephan gibi kimseyle hayatını birleştirmemişti. Bir Londra aşığı olan Ashley'in tek hayali Londra'da üniversite okumaktı. Stephan bunu duyunca çok üzülmüş gerekirse onun peşinden gider yine görürdü veya Paris'te beklerdi onu.
Ayrı sınıflarda okuyan Ashley ve Stephan huyları birbirine benzerdi. Ashley, Stephan'ın hayalindeki kişiydi,tam da oydu. Stephan, Ashley'i nasıl unutabilirdi o parlayan yüzünü...Hiçbir zaman umudunu yitirmeyen Stephan'ın karşısına birisi çıkmış fakat Stephan gözü Ashley'den başka kimseyi görmediğinden ona gelen ARKADAŞLIK tekliflerine bile karşı çıkmış, gece uyuyamamış, onu çok özlemişti.
Stephan artık hayatından "Ashley" diye birini yok edip yaşama devam etme kararı almışken tekrardan onu ne kadar çok sevdiğini bilerek ve vazgeçmeyerek bu kararı hiç gündeme gelmemiş saydı. Stephan, hayatını anlamı Ashley ile konuşmak istemişti fakat doğal olarak çok utanıyor "ya ters cevap verirse?" diye kendi kendini sorgulamadan da duramıyordu. Hala Ashley'i istemesinin bir sebebi vardı. Belki de onu ailesinden sonra en çok seven oydu kim bilir. Belki de Stephan, Ashley'in annesinin GELİNİ olmasını istiyordu. Bu kadar çok seviyordu Stephan karşılık görmeden...Ama Ashley'i sevmekten hiçbir zaman vazgeçmeyecek Stephan...
Kıskanıyordu ama hep "Seviyordu" diyeceksin...